KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarKamış Kalem Kilk ve Hâme Nedir

Kamış Kalem Kilk ve Hâme Nedir

01.04.2018

 Kilk ( Hâme- Kalem) Nedir

Osmanlıca yazılışı:  kilk ~  كلك

Farsça kökenli “Kilk”  sözcüğün Türkçe sözlüklerdeki karşılıkları: Kamış kalem, kamış kalem, kamıştan ok şekillerindedir.  ( bkhttps://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hat-susleme-sanati-ve-siirimizde-kalem-ve-kalem/125300 )

Farsça kalem anlamına gelen sözcüğün Arapçadaki karşılığı da kalemdir.  Farsçada kalem anlamını karşılayan “hâme”, sözcüğü  kilk kelimesinin Farsçadaki diğer eş anlamlısıdır. Kalem sözcüğü, yazı yazmaya yarayan araçları ifade ettiği gibi  yazı kazımaya, heykel oymaya, gravür yapmaya,  resim yapmaya, hat sanatında kullanmaya yarayan aletlere dendiği gibi, kadınların gözlerine sürme çeken nesneye, aşı yapmak için kesilen dalı ifade eden araç ve gereçleri de ifade etmiştir. Bu nedenle pek çok çeşit kalem vardır. Taşçı kalemi, ayna kalemi, kazı kalemi, heykeltıraş kalemi gibi…

Tülbent, yazma veya kumaş üzerine resim, yazı veya nakış yapan alete de kalem denir.  Altın bakır, levhalar, kupalar, vazolar vb üzerine yazı, resim motif vb kazıma işine de kalem işi denir.  Eskiden kâtiplerin çalıştığı daireye, hesap cetveli veya bir hesap durumunun maddelerinden her birine kalem denmiştir. Osmanlı maliyesini meydana getiren dairelerden her birine, amme hizmeti yapan her resmi daireye,  Hüsn-i hat sanatında her bir yazı çeşidine de "kalem" denmiştir.[1]

Bunların dışında kalem kelimesi ile bir çok şey daha kast edilmiş, terkipler de kurulmuştur. “Tasavvufa göre Levh, Tanrı'nm bilgisi; Kalem de irâdesidir.”  Bu yüzden kalem "akl-ı külli “  veya "akl-ı evvel" dir. Eski devrilerde kalem kamışlardan yapılmış divitler şeklindeydi. Kamış kalemlerin, Hind kalemi, Celî kalemi gibi çeşitleri de vardı. Hattatların kullandıkları kalemlerin Sîmin kalem-Yusuf, Âhenîn kalem- Süleyman, Zerrin kalem- Hüsâmeddin gibi değişik adları da vardır.”  [2]

Kalem edebiyatta  bu manalarda kullanıldığı gibi şairlerin şairlik gücünü de ortaya koyan dürr-i gevher, dür-i yakut, dür-i  Güher Kilk-i dürr-efşân : inci saçan kalem vb olarak da karşımıza çıkmaktadır. Dîvan şâirleri diğer pek çok nesne gibi i kalemi de kişileştirerek bir insan – daha çok aşık ve şairin kendisi - olarak hayâl eder Kilk –i kudret ise levh-i mahfuzu yazan kudret kalemidir.

Kalem, şairlerin şiir yazma gücüdür. Şairin gönlünü okuyan ve kâğıda döken nesnedir. Bu nedenle kalem, inciler, mücevherler, elmaslar yakutlar saçan diziler oluşturur. Şairlerin sözleri ve dizeleri kâğıt üzerine saçılmış mücevherlere benzetilir.

Yazdı levh-i kâinâta kilk-i kudret "kâf ü nûn"
Yek nazarda oldu peydâ "külli şey'in yesturûn" Hilmi Dedebaba

Kilk-i kudret dûd-ı âhımdın tüter irdi kara
Köz ü kaşıng nakşını ol dem ki yezdân eyledi  LUTFÎ

O kim debîr-i ezel çekti kilk-i kudretle
Şerîf nâmına tevkî'-nâme-i ikbâl           (Bâkî).

Kilk-i kudret hat-ı reyhânıñı nâ-gâh yazar
Safha-i sîneme medd-i elif-i âh yazar       Sünbülzade Vehbi Şiirleri

Ey Necâti kilk-i gev her-bârına kıymet mi var
Dür olur her katre kim ol ebr-i Nisan yağdırır   Necâtî

Şu'le-i tiği beyaz-ı gurre-i subh-ı zafer
Reşha-i kilk-i sevâd-ı sürme-i ayne'l-yakîn     Ahmed Paşa

Harf-i gama devât u kalem şekl-i âhdur
Aña mürekkeb âhda dûd-ı siyâhdur           Baki'nin Şiirleri

Aldum kalem ki derdümi yâre beyân kılam (412/1)
Dutuşdı bir demünde oda kâgıd u kalem       Ahmedi Şiirleri

“Bende yok kudret edâya harf-i şevki Nâbiyâ
Hâme-i rengîn-sarîr-i bî-karârum söylesün”       Nabi

 

Kaynakça

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da