Kanuni Devri Şarap Esrar Afyon İçme İşret Yasakları
Kanuni Sultan Süleyman ömrünün son demlerinde mutaassıp devlet adamlarının telkinleri ile 1538 ve 1555 yılında içkiyi, şarabı, afyonu, esrarı, berşi, tiryakları, işreti, sazları ve sözleri dahi yasaklamıştı. Bu yasak sonrasında İstanbul Şehremininin zabitanları tüm meyhanelere baskınlar yapmış, afyon esrar ve tiryak satan esnaf-ı bengciyana ait dükkânlar kapatılmıştı. Bu ferman Hıristiyanlar ve Yahudiler için de geçerli olmuş, onların da şarap ve rakı yapma, satma ve içmesi yasaklanmıştı. “Kanunî Sultan Süleyman, 1538 ve 1555 yılındaki fermanları ile İstanbul’a şarap getiren gemileri İstanbul’la Galata arasındaki limanda yaktırmış ve şarapla birlikte her türlü eğlenceyi yasaklamıştır. Meyhaneler kapatıldığı gibi bâtınî taifelerden kalenderler de sürülüp memleketten çıkarmıştı” [1]
Kanunî bu yasağı ile saray hazinesinde yer alan kıymetli sazları parçalatmış, her biri bir sanat eseri olan kadeh ve sürahileri kırdırıp denize attırmıştı. (Onay, 1999: 419)[2] Kanuni bununla yetinmemiş, anlaşılan o dur ki; Galata’ya şarap getiren Haliç’teli gemileri yaktırmış,[3] Galata, Kumkapı, Karaköy, Pera, Beşiktaş’taki meyhaneleri ve şarap imal edilen yerleri kilise ve manastırları bastırmış şarap küplerini, fıçılarını, kabak kadehleri kırdırıp imha etmişti. Hatta üzüm bağlarını bile söktürdüğü kayıtlarda geçmektedir. [4]
Korkarın eyler şikeste dâver-i devr-i kazâ
Sagâr-ı mînâ diyü bu günbed-i vîrâneyi (Nev‘î,
Korkum, zamanın hüküm sahibinin şarap kadehi diye harap gökyüzünü kırmasıdır
Kanuni’nin bu fermanından en çok etkileneler ise Hıristiyan ve Yahudileri ve İstanbul da bulunan yabancı devletlere ait elçiler olmuşlardı. İstanbul ve Galata’daki büyükelçiler içki içebilmek ve içki temin edebilmek için ileri gelen devlet adamlarına ricacı gitmişler tarihçilerin yazdıklarına göre zar zor özel izinler almayı başarmışlardı.
Kanuni devri hem Osmanlı tarihi hem de divan edebiyatının en parlak devriydi. Kanuni zamanında pek çok şair yetişmiş şarap yasağı sadece gayrimüslimleri değil devrin şairlerini de bir hayli etkilemişti. Devrin şairleri yasağın boyutlarını yüzlerde beyit ile dile getirmiş, şarap bulunamadığından insanların esrar , afyon ve berş macunlarına müptele almak zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir.
Hûmlar şikeste câm tehi yok vücud--ı mey
Ettin esiri kahve bizi zamane hey ! Sani
Küpler kırık, kadehler boş, şarap hiç mevcut değil. Ey zamane bizi kahve içmeye esir etin.
Şarâb-ı nâbdan humlar tehî hum-hâneler tenhâ
‘Aceb hâlîligin buldı riyâ ehli bu meydânuñ Bâkî,
Saf şarap(olmadığı için) küpler boş, meyhaneler ıssız. Acaba riya ehli bu meydanın boşluğunu nasıl buldu?
Bâkî gözinden eyle hazer sorma leblerin
Zinhâr gâfil olma şarâbuñ yasagı var (Bâkî, g. 53/6)
Bâkî, sevgilinin dudaklarını gözünden bile sakın onları sorma. Sakın ihtiyatsız olma çünkü şarap yasağı var
Kalb-i ‘âşık gibi vîrân itdiler meyhaneyi
Bî-vefâlar ‘ahdine döndürdiler peymâneyi (Nev‘î, )
Meyhaneyi aşığın kalbi gibi harap ettiler. Kadehi de vefasızların sözleri gibi tersine çevirdiler.
La‘l-i cânân gibi gözlerden nihân oldı şarâb
Çeşm-i dilber gibi bîmar itdiler mestâneyi (Nev‘î )
Şaraplar sevgilinin dudakları gibi gözlerden uzak kaldı. Sarhoşlar, sevgilinin gözlerinin (hasta ettiği) gibi hasta edilmiş oldu.
Reh-i mey-hâneyi kat‘ itdi tîg-i kahrı sultânuñ
Su gibi arasın kesdi Sıtanbûl u Kalâtânuñ (Bâkî, g. 279/1)
Padişahın kahır kılıcı meyhane yolunu kesti. İstanbul ve Galata’nın arasını birden bire su gibi kesti.[5]
KAYNAKÇA
[1] Savaşkan Cem Bahadır, ŞARAP YASAĞININ XVI. YÜZYIL DĠVANLARINDAKİ
İZLERİ ve KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMİ ŞARAP YASAĞI, Sosyal Bilimler Dergisi | 71 SAYI: 5, OCAK 2013
[2] A. T. Onay , Eski Türk Edebiyatında Mazmınlar, MEB, 1996, S. 419
[3] A. T. Onay , Eski Türk Edebiyatında Mazmınlar, MEB, 1996, S. 419
[4] AND, Metin, 16. Yüzyılda İstanbul Kent-Saray-Günlük Hayat, YKY, İstanbul, 2011.
[5] Savaşkan Cem Bahadır, ŞARAP YASAĞININ XVI. YÜZYIL DĠVANLARINDAKİ
İZLERİ ve KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMİ ŞARAP YASAĞI, Sosyal Bilimler Dergisi | 71 SAYI: 5, OCAK 2013