27.02.2022
KAPALI MAVİ
Kaşlarını çatıp bir bakar sert sert
Sonra hemen güler kalmaz keder, dert
Kollarını açıp uzanıverse
Gökten mavi toplar gölden lacivert
........
-Yeşiil... kırmızı... kahverengi... sarı... mavi
-Tamam bir de Almancalarını söyle.
-Grün... roth... braun... gelb... blau
-Afferin benim kızımaa... Şimdi mavileri sarıları, yeşilleri ayıralım.
Kocaman bir kutuda boya kalemleri... Biz kutuyu yere döktük sonra toplamaya başladık. Dört yaşındaki kızım, resim yapmaya başlamadan önce kalemlerin hepsine tek tek dokunmak istedi. Ben de “Dökme kutuyu!” diye azarlamadan önce ne yapmak istediğini anlamaya çalışmıştım. Baktım hepsiyle ayrı ayrı tanışıp arkadaş olmak istiyor, “Hadi ben de tanışayım” dedim.
Beş tane yeşil, beş tane mavi, beş tane kırmızı... turuncu, mor, kahverengi... Ay topla topla bitmiyor bir türlü...
-Sayalım mı?
-Ayn, svay, dray, fir, fünf...
-Yani..?
Elini tam açıp parmaklarını gösterdi.
-Beeş!
-Şimdi de Türkçe say bakalım...
-Biir, ikii, üüç, dört, beş!
-Aferin... Hepsini biliyor benim kızım.
Küçük kardeşi, minicik ellerinin içine kalemleri toplamaya çalışırken;
-Biiy biiy üç beeş...diye sayıyordu.
O minicik parmakları, minik minik öptüm.
-Biiy, üüç, beeş... biy, üüç, beeş! Oooh mis...
Bir kâğıt da onun önüne koydum. Ablasıyla beraber neler karalayacaktı acaba...
Kızım kalemlere baktı. Bütün renkler, açıktan koyuya sıralanmıştı. Niye bu kadar fazla olduğunu anlamak için;
-Birazı benim, birazı kardeşimin mi?.. Diye sordu.
-Hmm... Bu kutu, bu masanın. Sen de hepsini kullanacaksın, kardeşin de... Bak! Gökyüzünü, “Himmel”i boyarken maviyle boyarsın. Denizi, “Meer”i boyarken de maviyle boyarsın. Ama iki mavi de farklı mavidir. İşte onun için bunların renkleri beş tane beş tane.
-Tamam...
-Hangisi gökyüzü?
Önce yerinden kalktı, pencereye yaklaştı, gökyüzüne baktı. Sonra açık maviyi aldı.
-Bu... Gökyüzü, Himmel.
-Açık mavi diyoruz biz ona. Hell blau.
-Açık mavi, gökyüzü...
Kâğıdın üst kısmını boyamaya başladı. Yemyeşil dağlar, bacasından duman tüten mavi bir ev... yeşil çimenler...
Onu taklit eden kardeşi de bir şeyler boyamaya çalışıyordu. Güzel bir oyun bulmuşlardı.
Ben mutfağa geçtim. Bir gözüm onların üstünde, yemek hazırlığına giriştim. Yeşil fasülyeleri ayıkladım, kırmızı domatesleri doğradım. Onlar da ara ara yanıma geliyor, sordukları sorularla hem kalemlerin hem sebzelerin renklerini kafalarına yazıyorlardı.
“Hell” aydınlık, parlak demek motomot çeviride. Biz renk için kullanınca “Açık” diyoruz. “Hell blau” için açık mavi dedim. Diğer renkleri de “Açık yeşiil... Açık kırmızıı... Açık sarrıı...” diye sıralıyorlardı. Biraz sonra kızımın sesini duydum:
-Annee! Kapalı mavi istiyom kardeşim vermiyor... Bana ne bana ne... Ben kapalı mavi istiyom...
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın