Kar Hakkında Konu Özet Analiz Orhan Pamuk

25.04.2019

 
Yazıda  “ Kar , Orhan Pamuk ”  romanı hakkında bilgiler, romanının özeti,  romanın konusu, ana fikri,  romanın kahramanları, romanın olay örgüsü,  romanın yazarı,  “Kar , Orhan Pamuk ”    hakkında bilgiler “Kar , Orhan Pamuk ”  romanın şahıs kadrosu  yazarın diğer romanları,  “Kar , Orhan Pamuk”  adlı eserden alıntılar yer alır.  Eser hakkında yorumlar,  romanın anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, romanın türü, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.
 
ROMANIN YAZIMI BASIMI İÇERİĞİ KONUSU HAKKINDA
 
Kar adlı roman, Nobel ödüllü ve dünyada en çok tanınmış romancımız olan Orhan Pamuk’un 2002 yılında yazmış olduğu bir romandır.  Kar adlı roman toplamda 43 bölümden oluşur. Pamuk'un "İlk ve son siyasi romanım" dediği bu roman 1980 öncesi ve sonrası Kars şehri üzerinden ülkenin siyasi nabzını tutmak, başörtüsü ve yobazlık konusunu aktarmak amaçlı yazdığı bir romanıdır.
 
Orhan Pamuk'un bu romanı Dostoyevski'nin Cinler kitabından esinlenmiş  ve yazar bu romanı ile  Siyasal İslamcılar ile Kemalistlerin atışmaları üzerinden 12 Eylül öncesi ve sonrası ülkenin siyasi nabzını muglak bir bakış açısı ile ortaya koymaya çalışmıştır.
 
Yazar bu romanında laik ve solcu bir yazarın gözünden Kars kenti ve onun üzerinden Türkiye’nin siyasi coğrafyasını irdelemek istemiştir.  “İrtica ve Başörtüsü” konusunu, kadın intiharları konusu üzerinden aktarmak isteyen yazarın, çizdiği Kars betimlemeleri ise Kars ile çok da alakalı olmayan, Kars’ın etnik ve siyasi tablosu ile pek de örtüşmeyen uyumsuzluklar taşımaktadır. Kars’ta yaşayan herkesin fark edeceği gibi, Azeri, Terekeme, Yerli, Kürt, hatta Rus kökenli insanların yaşadığı bu şehrin demografik ve inanç yapısı yazarın anlatmış olduğu gerici, aşırı dindar, laiklik düşmanı, yobaz insanlara dolu betimlemeleri ve eylemleri ile hiç de uygun düşmemektedir.
 
Gürcistan, Azerbaycan, Karabağ, Kafkaslardan göçen Kars ahalisi ve yerleşik halk pek de Orhan Pamuk’un sözünü ettiği kadar dinci ve yobaz olmakla itham edilemez.  Baştan sonra Kars’ı anlatan romanda Kars ile alakalı, Kars’a özel coğrafi, mimari, demografik, sosyolojik bilgiler de hayli sönük kalmaktadır. Bu nedenle yazarın Kars’ı pek de iyi tanımadan bu romanı yazdığı, belki de Batman ve Erzurum karşımı hayali bir Kars’tan söz ettiği rahatlıkla ifade edilebilir.
 
Sol bir cenahtan bakarak, yobaz Kars ve Karslı betimlemesi yapan yazarın 12 Eylül darbecilerini şirin göstermeye çalışması, yobazları ezen bir darbe olarak göstermesi de ayrıca manidardır.  Orhan Pamuk’un siyasi düşünceleri ile örtüşmeyen bu romanı 2002 de yayımlanmıştır. Buna rağmen yazarın darbecilerin şakşakçısı gibi bir tutum sergilemesi siyasi tercihleri ile de çelişkili bir tuhaflık ortaya koymaktadır.  
 
Romanlarında silik vakalar işlemekle dikkati çeken yazar, romanlarında gerilim unsurlarına, heyecan verici olay örgülerine yer vermeyen bir romancıdır.  Hemen tüm romanlarını sıradan ve gündelik oyalanmalar üzerinde kurgulayan romancının romanları yazılırken planlanan romanlar olma izlenimi vermektedir.  Bir çok romanında postmodernist bir yaklaşım segilemiş olmasına rağmen bu romanın klasik roman tekniği ile yazmış fakat bu romanında vakalar silik, vaka planı da gerilim , eheycan ve entrika üzerine kurgulanmamıştır.
 
Kişileri:  Ka(Kerim Alakuşoğlu), İpek, Kadife, Lacivert, Necip, Fazıl, Turgut, Muhtar
 
 
ROMANIN ÖZETİ
 
Erzurum’dan Kars’a giden yolcu otobüs ile giderken cam kenarından yağan karı gözlemler. Karın yağması ve yere doğru düşüşü yolcunun çocukluk günleri, huzuru, masumiyeti ve saflığının sembolü olarak anlatılır.
Bu yolcu on iki yıldır siyasi sürgün olarak yaşadığı Almanya’dan Kars’a gitmektedir.  Yolcunun tüm tutkusu şiirdir. Kırk iki yaşındaki bu bekâr adam açık tenli, kumral saçlı ve biraz da uzun boylu bir şairdir. Kerim Alakuşoğlu olan bu şair yalnızlıktan bir gazetede köşe yazarlığı da yapan, sıkılgan bir adamdır.  Bu adam, Frankfurt’ta geçirdiği onca seneden sonra Türkiye’ye dönmüş,  gündeme sısık sık düşmeye başlayan  “Kars’taki kadınların intiharı” konusu hakkında bir araştırma yapmak için Kars’a gitmektedir.
 
Bu adam adını sevmediğinden dolayı çocukluk yıllarından beri adı yerine ka denmesinden hoşlanmaktadır. Hatta üniversite yıllarında bile adına Ka dediğine dair bilgiler vardır. Kars’a geldiğinde yolların ve binaların üzerinde intiharı engellemek maksatlı afişlerin asıldığına dikkat çeker.  Belediye’nin ve valiliğin astırdığı bu posterlere de göz atar. ”İnsan Allah’ın Bir Şaheseridir Ve İntihar Bir Küfürdür.” Lakin bu posterlere rağmen nedense Karsta intihar eden kadın çoktur.  Bu şehirde üniversite yıllarından tanıdığı arkadaşları vardır. Onlarla buluştuktan sonra eski aşkı İpek’in sahibi olduğu otele gelip yerleşir. Bu otelin adı Karpalas Otelidir. Bu otelin sahibi ise Turgut Bey’dir ve İpek ve Kadife Turgut Bey’in kızlarıdır.
 
Onun gibi önemli bir yazarın kente gelmiş olması şehirde alaka uyandırmıştır. Nu nedenle kentin ileri gelenleri yanına gelerek onu ziyaret ederler. Asıl amaçları bu şehre neden geldiğini merak etmeleridir.
Ka’,  Kars’a geliş nedeninin kızların ve kadınların neden intihar ettiklerini araştırıp bulmak olduğunu açıklar, Belki de bu gerekçelerini ortadan kaldırmanın bir yolu bulunacak intiharın kötülükleri iyi aktarılabilirse genç kızlar ve kadınlar intihardan vaz geçeceklerdir.  
 
Ka’nın şehre geldiğini duyan yobazlarda gelip onunla görüşmüşler, kendi fikirlerini Ka’ya da aşılmak istemişler  Kars halkının dikkatini çekmeye çalışmışılardır.
Şehrin çok karışı bir sosyal, siyasal yapısı vardır.  İpek’in eski kocası geçmişte solcu olmasına rağmen şimdi sağcı ve muhafazakârdır. İslamcı grupların lideri olan Lacivert çok gizemli bir tiptir. Üstelik İpek’in kardeşi Kadife’yi sevmektedir. Ancak İpek’in de Lacivertle ilişkisi bulunmaktadır.
 
Bay, Ka, karın saflığın ve temizliğin simgesi olduğunu düşünmektedir. Bu şehrin her tarafı ise bembeyaz kardır. Şu halde bu kent saflığın ve temizliğin bir kenti olmalıdır. İntihar vakalarının arakasında olan kir ne ise o kirlilik durdurulmalı ve bu kentin masumiyetine gölge düşmemelidir.  Aslında ise zamanla bu yağan karların şehrin kirini, çamurunu, karanlığını örtmek için yağdığı fikrine de götürecek izlenimler de edinmektedir.  Şahit olduğu olaylar şehrin saflığını tükettiğini, masumiyetinin de kaybolduğunu gösteren işaretlerle doludur.
 
 Ka intihar eden kızların hikâyelerini dinledikçe şehrin saflığı hakkındaki düşüncelerinin gide gide karardığını görmeye başlamıştır. Ka, intihar eden kadınlarla öğrencilerin çoğunun girdikleri bunalım yüzünden veya yaşadıkları aşk acısından dolayı olduğuna kani olmaya başlamıştır. Bu şehir çok da masum değildir.
 
Ka, imam hatipli Necip ve Fazıl  sayesinde Lacivert’le de görüşür. Lacivert,  çok gizemli bir gençtir ama Kadife gibi güzel bir kızın aşkını, Necip ve Fazıl gibi birçok gencin hayranlığını kazanmayı başarmıştır. İntihar eden kadınlar ve kızların birçoğu üniversitede okuyan ve başörtüsü taktıkları için okula alınmayan kişilerdir. Geri kafalı insanlar da bunları kullanmakla devletin dine karşı olduğu, yöneticilerin de ateist oldukları yaygarasını koparmaktadır. Ka da devlet görevlilerini destekler gibi görününce yobazlar onu da ateist olmakla suçlamışlardır.
 
İntiharlar dışında Kars’ta cinayetler de işlenmemektedir. Üniversitede bir öğretim üyesi kurallarını uygulamak istediği için laiklik düşmanları tarafından öldürülmüştür.  Kars’taki çete başları ile de irtibata geçen Ka, bu kişilerin kandırıldıklarını ve çeşitli kimseler tarafından yönlendirildiğini de anlamıştır.
O günlerde istemediği biri ile nişanlandırılan genç bir kız da babasının av tüfeği ile intihar etmiştir. Kardeşi ile kavga eden bir başka kıza babası bir tokat vurmuş on altı yaşındaki bu kız da bir şişe ilaç içerek kendini öldürmüştür. Ka’nın dosyasında buna benzer pek çok intihar vardır.  Ka intihar eden bu kadınların ve genç kızların bir anda intihar etmediklerini onları intihara sürükleyen bir yığın umutsuzluk ve mutsuzluk yığını olduğunu düşünmektedir.
 
Ka’nın tespitine göre Batman’dan gelen bir kızın intiharı bu kentteki kızlara da örnek olmuş,  diğer kızlar da acıdan kurtulmak için intiharı seçmeye başlamışlardır. Gazeteci Serdar Bey, Ka’ya yol gösterici oluyor, olayları anlamasına çok yardım ediyordu.
Şahit olduğu pek çok drama rağmen İpek ile yaşadığı günler ve İpek ile yaşadığı aşk nedeni ile yine de bu kentte kendini mutlu etmektedir.  İpek’in sevgili olan saf ve tertemiz yürekli Fazıl da bu tip kişilerin yüzünden ölmüştür. İpek'in kardeşi Kadife bu çevrelerin içindedir.  Bu nedenle de şehirden ayrılmaya karar verir.
 
 Devlet görevlileri ise boş durmamakta halkı gericilerden kurtarmak için çeşitli organizasyonlar yapmaktadır. Şehirde bir tiyatro sahnesinde rol gereği  başörtüsü yakılmış,  gericiler olyalar çıkarmışlar polis kalabalığa ateş açınca Necip ölmüştür.  Oyununikinci kez sahnelenmesinden sonra ise Kadife ile Lacivert tutuklanır.
 Laiklik ve çağdaşlık yanlısı bu gösterilerde yobazlar boş durmamış, imam hatipli öğrenciler olaylar çıkarmışlardır. Olaylar sonrasında sonucu sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş arkasından da ihtilal olmuştur. İhtilal sonrasında gericilerin çoğu hapse atılmış sorguya çekilmişlerdir.
 
 Ka ihtilalden sonra bazı dinci lider ve elebaşlarının ifadelerini okur. Bu ifadeleri okuduktan sonra bu insanların kimler tarafından desteklenip yönlendirildiklerini anladıkça çok çok şaşırmaya başlar. . Ülkesinde neler olup bittiğini fark ettikçe hayretler içinde kalır. Ülkesinden hiç haberi olmadığı için de çok üzülmüş ve ürpermiştir.  Bu insanlar Tanrı’nın adını kullanarak zalimce cinayetler işlemişler, yaptıkları işleri de Tanrı adına yaptıklarını sanmışlardır.
 
Bazı dinciler Ka’yı ajan olarak görmeye başlamışlardır. Ka da bu durumdan çekinir üstelik sevdiği kadın olan İpek’in de bazı gerici çevreler ile ilişkisi olduğunu sezmektedir. İpek, Ka’nın evlilik ve Kars’tan gitme teklifini önce kabul eder ama daha sonra Lacivert’i onun ihbar ettiğini düşünüp gitmekten vazgeçmiştir.  

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar