KAREKÖKE ALDIKLARIM - XV

15.02.2014

KAREKÖKE ALDIKLARIM - XV


YOKSAYIM

 

Mademki hiçten bir hiçsin, o hiçliğini de yok say!

Dışına gözgü değilse, ko, içliğini de yok say!

Üzme ipliğini boşa, ten bezini kefenin bil,

Yol yoksa ölümden öte, yol güçlüğünü de yok say!

 

* Gözgü : Ayna.

 

KIRMIZI-BEYAZ

 

Türk Bayrağı'nın elvanı, birden çok, hem üçten az;

O renk şehidimin kanı, derken de, düşün biraz!?

Kanın rengi, zahiren bir, batınında ikidir:

Alyuvarlar, akyuvarlar, yani, kırmızı-beyaz.

 

* Elvan : Renkler. 

 

TERÖR DİYETİ

 

Terör meşrebi kavga, barış maske besbelli,

Sonuç ön-uçtan beter, süreç batak temelli;

Yanardönerli kan-dil sönse ne, sönmese ne?

Anaların yüreği soğumadıktan kelli…

 

İRFAN SÜTÜ

 

Arabesk ezgilerinle sanki cefa kulusun,

Melankoli kıskacında can kırığı "dolu"sun,

"Aslan sütü" ikramınsa dosta ziyan ey saki,

Aklı bulandıran değil, nurlandıran meyi sun!..

 

* Dolu : Bade, kadeh

* Aslan sütü : Sulandırılmış rakı anlamında.

 

O BU DEĞİL DE ŞU MU?

 

Çay içine şeker atsan, çay çaydır, şeker şeker!?

Sirayet bu, genellikle çay şekeri perdeler...

Sudan sebep oksijeni hidrojen saymak da ne?

Bir şeye karışmış şeyin, şeyliğinden haber ver!..

 

* Sirayet: Bulaşma, yaygın duruma gelip etkisi altına alma.

 

ÖZGEÇMİŞ VE BİR BİLEN

 

Geçen ömrünün özeti, sen nasıl diyorsan, öyle!

Eteğindeki taşı dök! Anlaşırız şöyle, böyle...

İnsan, "konuşan olalı" özgeçmişinden dem vurur;

Amma, bizi bizden iyi  "Bir" bilen var, bil de, söyle!?

 

DÖVÜNÇ

 

Canan yüğrük attan beter naz gemini gevmekte;

Özgürlüğünden ziyade dizginini sevmekte;

Değil mi ki canla canan aşk indinde yekvücut,

Canana sitem kılanda can özünü dövmekte…

 

FİKİR CEHDİ

 

Almaşık simgelerin at koşturduğu yerde,

Hangi menzile varsan perde üstüne perde;

Öylesi bir oluş ki mümkünse de gözlemi,

Amaçladığın anlam her dem içten içerde…


* Almaşık: Olgulardan her birinin diğerinin yerine geçecek şekilde nöbetleşe gerçekleşme durumu.



DOĞRUNUN EĞRİSİ

 

Dünyayı yağmalarken fitne fücur uğrular,

Çapulcu hukuku da mazlumları sorgular;

Namuslu bekçi gerek eşkıya kasasına,

Şunca yamuğa rehber kariyerli "doğru"lar…

 

ŞİİR SEPİSİ

 

Sesinin yankısına tapınan o birisi,

Müheykel münadidir lafügüzaf gerisi;

Dili tamtakır tokmak şöhret budalasının

Şiir sepisi noksan, davul olmaz derisi…

 

* Müheykel: Heykelleşmiş, heykel gibi.

* Münadi: 1.Bir haberi yüksek sesle duyuran, ilan eden kimse, tellal, 2. Çağıran, davetçi

* Sepi: Ham deri ve kürklerin terbiye edilip kullanılır duruma gelmesi için yapılan işlerin bütünü.


Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar