Kasîde der- Medh-i Sultân Mahmûd Şâh

12.10.2017
7
. - . - / . . - - / . - . - / . . –
Kasîde der- Medh-i Sultân Mahmûd Şâh
 
Sepîde-dem ki bir araya geldi zulmet ü nûr
San asdı boynına müşgîn külâlesin bir hûr
Belürdi zulmet-i şebden dem-i seherde güneş
Sevâd-ı dîde-i ehl-i basarda nite ki nûr
3 Görindi tâk-ı zeberced belürdi şemse-i zer
Dürildi yine serâ-perde-i şeb-i deycûr
Nisâr-ı çetr-i şehenşâh-ı Rûm kıldı felek
Ne denlü var ise destinde lü’lü’-yi menşûr
Zamâne tan degül alsa eline sâğar-ı zer
Açıldı çün hum-ı fîrûzefâm-ı pür-engûr
6 Bu çarhı tâsına gerdûnun od koyup hûrşîd
Zamâne bezmine şeb itdi ‘anberîni buhûr
Meger ki oldı felek bâzdâr-ı şeh-zâde
Ki mihr cılğı-ı zerrîn sabâhdur sunkur
Nihâl-i bâğ-ı sa’âdet şeh-i zamân Mahmûd
Ki sâyesinde cihân halkı cümleten mesrûr
9 Refî’ himmetidür fark-ı devlete efser
Şerîf hâtırıdur genc-i ‘izzete gencûr
Hevâ-yı bezm-i latîfi nesîm-i sâhat-i huld
Gırîv-i merkeb-i ‘azmi nehîb-i nefha-i sûr
‘Aceb mi bezmine cennet disem çü var anda
Na’îm-i ravza-i huld u nesîm-i turra-i hûr
12 Şu denlü buldı zamânında zühd revnak kim
Ridâyı boynına takındı nergis-i mahmûr
Müdâm kanın içerler meyün zihî insâf
Hicâza eyledi âhenk âferîn tanbûr
Olup durur yine hışmunla lutfuna mazhar
Ki nîş ü nûşa komışdur işin kamu zenbûr
15 Kulağı küpeli bir yâr-ı sîm-ten gibidür
Kaçan ki zeyn ola tuğrâ-yı şâh ile menşûr
Yâ saru saçlu semen yüzlü bir güzeldür kim
Cihânda hüsn ü cemâl ile gün gibi meşhûr
Kaçan ki rezme çıka ol şeh-i felek-rif’at
Kemânı kavs-i kuzah oklarına çarh kubûr
18 Şu denlü virdi cihâna karâr tîğün kim
Zemîn arkası üstine yatup itdi huzûr
Gönül mi var ki ola ‘ukde ‘ahd-i ‘adlinde
Cihânda hîç görinmez meger dil-i engûr
Ne şâhdur kim anun kem gedâsıdur Husrev
Ki çînisini getürmekle fahr ider fağfûr
21 Du’â-yı devleti gitmez müdâm gönlümden
Egerçi şimdi bu matla’ dilümdedür mezkûr
‘Aceb mi zat-ı şerîfün dile virürse ğurûr
Olur cihânda kişi devletine çün mağrûr
Güzeller içre kıyâmet kopardı eş’ârum
Fezâ-yı nağme içinde çü çaldı hâmem sûr
24 Çemende gonca-i terdür açılmamış gûyâ
Şu nükte kim hat-ı şi’rüm içindedür mestûr
Cihânda nâme vü şi’rümle sihr ider kalemüm
Karışdurur yine bir yire ‘anber ü kâfûr
Açıldı hâmem ile cümle milket-i ma’nî
Livâ-yı şeh gibi olur muzaffer ü mansûr
27 Müzeyyen eyledi nazmum güzellerin medhin
Ki zülfler gibi düşmişdür anlara bu sütûr
Revânî yüz süriyü geldi hâk-i dergâha
Kulun durur nola ger olmasa kapundan dûr
Kapunda cenneti göge çıkarur ögenler
Benüm gözüme görinmez çü vardur anda kusûr
30 Bulurdum âyine gibi zamânede sûret
‘arûs-ı lutfuna ola idüm eger manzûr
‘Arûs-ı medhüni her lahza zînet itmek içün
Düzüldi rişte-i nazma bu lü’lü-yi mensur
Nice ki tâk-ı felekde görine şemse-i zer
Nice ki ma’ni-i rûşenle beyt ola ma’mûr
33 Ko ol şehün nazarında bu birkaç ebyâtı
Hakîr tuhfesi şehler yanındadur ma’zûr
Sana zamâne ğulâm sana cihân çâker
Sana sitâre mutî’ vü sana felek me’mûr
 
Ziya Avşar, REVÂNÎ DÎVÂNI, KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYIMLARI ,ISBN 978-975-17-3352-8
 
 

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar