KAZAZİYE EL SANATININ TARİHÇESİ
M.Ö 2800 yılının ikinci yarısında hüküm sürmüş olan Lidyalılardan Anadolu insanına miras kalmıştır. Bu bakımdan Kazazlık sanatı Anadolu kültürüne özgü, özgün bir el sanatıdır. Kazazlık Sanatı Osmanlı İmparatorluğu zamanında Anadolu’nun önemli yerlerinde ve Anadolu’nun farklı yerlerinde yaşayan bir el sanatıydı. Osmanlı devletinin zengin kesimlerinin ve sarayının önemli denilebilecek düzeyde taleplerine cevap veren çok sayıda kazaziye işi yapan esnafı vardı. Ancak Cumhuriyet kurulduktan sonra bu sanat sadece Trabzon da devam ettirilmiş, günümüzde ise az sayıda insanın bilebildiği ve üretimini sürdürdüğü bir el sanatı halinde kalmıştır.
Cumhuriyet kurulduktan sonra bu sanat sadece Trabzon'da devam edebilme olanağı bulabilen bu el sanatımız bu günler için yok olmak tehlikesi ile karşı karşıya kalmasına rağmen yeniden canlanma ve yayılma olanağına sahip olma şansına sahip olmuştur. 1. Dünya savaşı yıllarında Trabzon’da 50’nin üzerinde kazaz dükkânı bulunurken, bu el sanatında üretimi sürdürmeye devam eden tek şehir olma hüviyetindeki Trabzon’da bile şu an sınırlı sayıda sanatkârlar bulunmaktadır.
Zıpka, mintan, fes ve şal gibi giysileri süsleme sanatı olarak yapılabilen Kazazlık sanatı daha da geliştirilerek kırbaç, tespih kamçısı ve kol düğmesi olarak da işlenmiştir.
HÜNKÂRLAR İÇİN YAPILAN KUMAŞLARLA KAZAZLIĞIN İLGİSİ
Osmanlı sultanlarına özel dikilen, bazı kumaş türlerinin kazaziye el sanatı ile yakından ilgisi olmalıdır. 18 yy sonlarından sonra unutulmaya başlanan ve Osmanlı saraylarının tezgâhlarından unutulup sır olarak kalan bu tür kumaş işçiliğinin temelinde kazazlık sanatının olduğuna dair işaretler bulunmaktadır.
Sadece padişahlar ve hünkâr ailesinin giymesi için üretilen ve diğer insanların giymesi yasak olan, zaten Osmanlı saray dokumahanelerinden başka bir yerde yapılması yasak olduğundan dokunup satılmayan, seraser, zerbaft, atlas, kemha denilen kumaşlar altın ve gümüş teller ile dokunuyor ve altın ve gümüş ipler ile desenleri işleniyordu.
Bu gün için nasıl üretildiğine dair bir bilgimiz olmayan bu kumaş modellerinin kazalık sanatı ile yakından ilgisi olduğu veya olabileceği aklımıza gelen ihtimallerden birisidir.
Günümüzde sadece üç aile tarafından bu gelenek Trabzon’da sürdürülmektedir.
KAZAZİYE EL SANATI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
İpek veya naylon tel üzerine burularak sarılan çok ince (0,08 Mikron – saç teli kalınlığında) 24 Ayar altın ve 1000 Ayar gümüş teller ile yapılan yöresel bir el sanatıdır. Altın ve gümüş tellerin sarılması sırasında, içte kalan ipek iplik (ibrişim) kıvrak tutularak sarma işlemi yapılır. Bunun neticesinde bitmiş bir telin kalınlığı ise 03–05 mm kalınlığa ulaşır
Kazaziye Sanatı da tamamen el emeği ürünüdür. Bu ürünlerin örgü şekilleri ören kişilerin kendi özel isteklerine göre farklı model ve tasarımlarda şekillendirilebilir. Çok zarif görünümünün yanında bu ürünler aynı zamanda da çok sağlamdır. 0,08 mikron inceliğinde, 24 ayar Altın veya 1000 ayar Gümüş Telin ipek tel üzerine özel bir yöntemle sarılması ile biraz daha kalın ve sağlam tel haline getirilir. Sonrasında bayanlar tarafından bu tel dikiş iğnesine takılarak çeşitli model örgülü takılar haline getirilir.
Ürünler tamamıyla el yapımı ve el örgüsüdür. Bu el örgüleri, kişilerin kendi isteklerine göre yapılabilmektedir. Bu ürünler çok dayanıklı ve insan gücü tarafından da kırılmaz yapıya sahiptir. Bu kolay bir birleşim değil, çünkü ürün çok incelik isteyen yapıdadır, aynı zamanda çok dayanıklıdır.
Saç teli inceliğindeki altın ve Gümüş telleri iğnelerle işlenen bir kazaziye ürünü bir santimetrelik zincirde 130 tane düğüm bulunabilmektedir ve bu zincirin kırılması, kopması hatta kırılıp kopartılabilmesi mümkün değildir. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir sanat yoktur ve bu sanat Türkiye'de yapılmaktadır.
Örneğin, standart kolye 100 kg insan gücünün kıramayacağı dayanaklığa sahiptir. Günümüzde çok beğenilen, görenler tarafından dokunması mümkün olmayan bir işçilik olarak kabul edilmektedir. Yarattığı bu görsel mükemmellik alıcıları hayrete düşüren muazzam bir işçilik örneğinin eseridir.
KAZAZLIK SANATI İLE YAPILAN ÇEŞİTLİ ÜRÜNLER
Kazazlık ürünlerin başında kolye, küpe, bileklik, madalyon, rozet, zincir, tespih başlığı,; ve tespih püskülleri en çok tercih edilen ürünler arasında yer almaktadır. Yeni yaklaşımlar ve bakış açılarıyla kazalık sanatına ait ürün yelpazesinin çok çeşitlenebileceği çok farklı ihtiyaç alanlarına da yayılabileceği muhakkaktır.
Fakat takı tasarımcıların çabalarıyla çağımızdaki pek çok gelişmeler ve ihtiyaçlar göz önünde bulundurulduğunda özel tasarım ürünleri olarak yaygınlaşabilecek bir el sanatıdır.
Kazaziyenin, esnek olması nedeniyle ayakkabı ve elbise olarak da isteğe göre işlenebildiği bilinen bir gerçektir.
KAZAZLIK SANATININ ÖNEMİ
Kazazlık sanatı 2005 yılına kadar neredeyse bitme noktasına gelmişken Hollanda’nın Utreht kentinde düzenlenen "Multifestijn" Kültür Fuarı’na katılan Trabzonlu ustaların aldığı birincilikler ne denli önemli bir kültürel mirasa sahip olduğumuz ortaya koyması bakımından çok önemlidir.
El sanatları dalında dünyanın birçok ülkesinde katıldığı yarışmalarda birincilikler alan kazaziye ürünleri işçilik, ihtimam, zarafet ve görsellik açısından gelişmeye ve geliştirmeye son derece açık el emeği göz nuru yapılan son derece özel bir el sanatımızdır. Geçmişten bu güne kalan ve Dünya kültür mirasının korunmaya alınması gereken el sanatlarımızdan birisidir.
Şuan belki yaygın bir şekilde tanınmayan Kazazlık Sanatı yapılan çalışmalar ile çok yakın gelecekte ve başarılı bir tanıtımla Dünya'da çok özel talep elde edecek bir El Sanatı olması kuvvetle muhtemeldir.
Kazaziye ürünlerinin turizm amaçlı üretimi bile önemli ölçüde bir gelir elde edilebilmesini sağlayabilir. Trabzon’da üretilen ürünleri en çok Arap ve batılı turistlerin aldığı bilinen bir gerçektir. Nitekim Trabzon ve çevresinde yıllık 200–300 kilo kazaziye ürünü yapılmakta ve yıllık 2-3 milyon dolarlık bir kazanç elde edilmektedir. Bu ise yapılan her bir ürünün üretim maliyetinden birkaç kat fazlasına satılabildiğini ortaya koymaktadır.
KAZAZLIK SANATININ GELECEĞİ
Birkaç yıl önce Bergama kaymakamı, halk eğitim müdürlüğü ve yerel yöneticilerinin gayretleri ile Trabzon’dan getirilen ustalar sayesinde bu el sanatımız İzmir Bergama’da tanıtılmış, Kazaziye el sanatımız Bergama’nın hemen her köyünde işlenen, yapılan ve pazarlanan bir iş kolu haline gelmeye başlamıştır. Bu el sanatımızın Bergama ilçesi ve civar köylerinde birkaç yıl içinde en gözde mesleklerden biri haline gelmesi, bu el sanatımızın gelişebileceği, neden geliştirilmesi gerektiği, takı tasarımcılarının gayretleri ile modern çizgilere ve uygulamalara da kavuşturulabilmesi gerektiğini ortaya koyması bakımından canlı bir misaldir.
Seri üretimlerin gına getirdiği ve özel insanlara özel takıların yapılmadığı bu dünyada kişiye özel takı ve mücevher tasarımcılığının yapılabilmesi son derece cazip ve kazançlı bir el sanatı haline gelebileceğini ortaya koyar. Bu yaklaşımla dahi kişiye özel ve üretim mücevher sanatı için son derece özgün ve özel özelliklere sahip kazaziye sanatının cazibesini ortaya çıkacaktır
Kazazlık Sanatının devam etmesi ve yaygınlaşması için son zamanlarda Trabzon’daki bazı kurumlar ve Trabzon Kuyumcular Odası kurslar düzenlemekte ve iş bilen kişi sayısını artırmaktadır.
Kazaziye Sanatı da tamamen el emeği ürünüdür. Bu ürünlerin örgü şekilleri ören kişilerin kendi özel isteklerine göre farklı model ve tasarımlarda şekillendirilebilir. Çok zarif görünümünün yanında bu ürünler aynı zamanda da sağlamdırlar.
Muhteşem Yüzyıl filmindeki kadınların takındığı kazaziye el sanatına ait ürünlerle yeniden dikkati çekmeye başlayan bu el sanatımızın yaşatılması yaygınlaştırılması hatta takı tasarımcılarının modernleştirme gayretleri ile geliştirilmesi gerekmektir.
Malzemeler:
Malzemeler: Kazaz teli kalın kolyelik, Kazaz teli ince zincirlik, balmumu. Dikiş iğnesi, gümüş küpe aparatı, kalın yorgan iğnesi veya çuvaldız, sağlam beyaz naylon iplik, çakmak.