KAZILIK KOCA OĞLU YİGENEK ( Dede Kokut)

31.07.2015
KAZILIK KOCA OĞLU YİGENEK ( Dede Kokut)

 

 

KAZILIK KOCA OĞLU YİGENEK

 

Kam (San oğlu Han Bayındır yerinden kalkmıştı. Kara yerin üzerine ak otağını dikmişti. Alaca gölgeliği gökyüzüne yükselmişti. Bin yerde ipek nahağı döşenmişti. İç Oğuz, Dış Oğuz beyleri sohbete toplanmıştı. Yeme içme idi.

Kazılık Koca derlerdi bir kişi var idi. Bayındır Han'ın veziri idi. Şarabın keskini başına çıktı. Kaba dizi üzerine çöktü, Bayındır Han'dan akın diledi. Bayındır Han izin verdi. Nereye istersen git dedi. Kazılık Koca iş görmüş, işe yarar adamdı. İşe yarar yaşlılarını yanına topladı, teçhizat ve levazımı ile yola girdi. Çok dağlar, dere tepe geçti. Günlerden bir gün Düzmürd Kalesi'ne geldi. Karadeniz kenarında idi. Ona erişip kondular.


O kalenin bir tekfuru var idi. Adına Arşın oğlu Direk Tekfur derlerdi. O kâfirin altmış arşın boyu var idi. Altmış batman gürz vururdu, çok kuvvetli yay çekerdi. Kazılık Koca kaleye yetişir yetişmez cenge başladı. Sonra o tekfur kaleden dışarı çıktı, meydana girdi, er diledi. Kazılık Koca onu görür görmez yel gibi yetişti, tutkal gibi yapıştı. Kâfirin ensesine bir kılıç vurdu, zerre kadar kestiremedi. Sıra kâfire geldi. O altmış batman gürz ile Kazılık Koca'ya tepeden aşağı tutup çaldı. Yalan dünya başına dar oldu, düdük gibi kan fışkırdı. Kazılık Kocayı yakalayıp tutup kaleye koydular. Yiğitleri durmayıp kaçtılar. Kazılık Koca tam on altı yıl kalede esir oldu. Sonra Emen derlerdi bir kişi altı kere varıp kaleyi alamadı.

 

Meğer hanım, Kazılık Koca esir olduğu vakit bir oğlancığı var idi. Bir yaşında idi. On beş yaşına girdi, yiğit oldu. Babasını öldü biliyordu. Yasak eylemişlerdi, esir olduğunu oğlandan saklıyorlardı. O oğlanın adına Yigenek derlerdi. Günlerden bir gün Yigenek oturup beyler ile sohbet ederken, Kara Göne oğlu Budak ile uyuşamadı. Birbirine söz atıştılar. Budak der: Burada boş laf edip ne yapıyorsun, mademki er diliyorsun, varıp babanı kurtarsana, on altı yıldır esirdir dedi. Yigenek bu haberi işitince yüreği oynadı, kara bağrı sarsıldı. Kalktı, Bayındır Han'ın huzuruna vardı, yere yüz koydu, der:

 

Sabah erken sapa yerde dikilince ak otağlı

Atlas ile yapılınca mavi gölgelikli
Tavla tavla çekilince yiğit atlı
Çağırıp yardım isteyince bol çavuşlu
Çalkandığında yağ dökülen bol nimetli
Darda kalmış yiğidin arkası
Zavallının biçarenin ümidi
Türkistan'ın direği
Yırtıcı kuşun yavrusu
Amit suyunun aslanı
Karacuğun kaplanı
Devletli han medet

Bana asker ver, beni babamın esir olduğu kaleye gönder, dedi.

 

Bayırdır Han buyurdu, yirmi dört sancak beyi gelsin dedi. Önce Demirkapı Derbendi'nde bey olan, kargı mızrak ucunda er böğürten, hasıma yetiştiğinde kimsin diye sormayan Kıyan Selçuk oğlu Deli Dündar seninle beraber varsın dedi. Aygır Gözler Suyu'ndan at yüzdüren, elli yedi kalenin kilidini alan Eylik Koca oğlu Düle Evren beraber varsın dedi. Çift burçtan kayın oku durmadan geçen Yağrıncı oğlu İlalmış seninle beraber varsın. Üç kere düşman görmese kan ağlayan Toğsun oğlu Rüstem beraber varsın dedi. Ejderhalar ağzından adam alan Deli Evren beraber varsın. Yeryüzünün bir ucundan bir ucuna yetişeyim diyen Soğan Sarı beraber varsın. Sayılmakla Oğuz erenleri tükense olmaz. Bayındır Han yirmi dört kahraman sancak beyini Yigenek'e arkadaşlığa verdi. Beyler toplanıp hazırlıklarını yaptılar.

 

Meğer o gece Yigenek rüya gördü. Rüyasını arkadaşlarına söyledi, görelim hanım ne söyledi:

Der: Beyler birdenbire kara başım, gözüm uykuda iken rüya gördü. Ela gözümü açıp dünya gördüm. Ak boz atlar koşturan alplar gördüm. Ak miğferli alpları yanıma aldım. Aksakallı Dede Korkut'tan öğüt aldım. Alaca yatan kara dağları aştım. İleri yatan Karadeniz'e girdim. Gemi yapıp gömleğimi çıkardım, yelken kurdum. İleri yatan denizi deldim geçtim. Öteki kara dağın bir yanında alnı başı parlayan bir er gördüm. Kalkıp yerimden doğruldum. Kargı dilli öz mızrağımı kaptım. Karşılayıp o ere vardım.

 

Karşısından o eri mızraklayacağım zaman denedim. Göz ucu ile o ere baktım. Dayım Emen imiş onu bildim. Döndüm o ere selam verdim, Oğuz ellerinde kimsin dedim. Gözkapaklarını kaldırıp yüzüme baktı. Oğul Yigenek nereye gidiyorsun dedi, söyledi. Ben dedim: Düzmürd Kalesi'ne gidiyorum, babam orada esir imiş dedim. Burada dayım bana söyledi:

Der:

Yetiştiğinde yel yetişmezdi yedi vurgunum
Yedi bayırın kurduna benzerdi yiğitlerim
Yedi kişiyle kurulurdu benim yayım
Kayın dalı tüylerinden som altınlı benim okum

Yel esti yağmur yağdı yükü koptu
Yedi defa vardım o kaleyi alamadım geri döndüm
Benden daha er çıkmayasın Yigeneğim dön

Dedi. Yigenek rüyasında dayısına söylemiş:

Der:

 

Kalkıp yerinden doğrulduğunda
Ela gözlü bey yiğitleri yanına almadın
Adı belli beylerle sen at koşturmadın
Beş akçeli süvarileri arkadaş ettin
Onun için o kaleyi sen alamadın

 

Demiş. Yigenek yine der:

 

Kese kese yemeğe yahni güzel Kesme gününde kumandan hızlı güzel Dâim geldiğinde dursa devlet güzel Bildiğini unutmasa akıl güzel Hasmından dönmese kaçmasa erlik güzel dedi.

Bu rüyayı Yigenek arkadaşlarına hikâye eyledi. Meğer dayısı Emen orada yakın idi. Cümle beylerle arkadaş olup gittiler. Düzmürd Kalesi'ne yetişince etrafını çevirip gittiler, kondular.

Kâfirler bunları görünce Arşın oğlu Direk Tekvur'a haber verdiler. O melun da kaleden dışarı çıkıp bunların karşısına geçti, er diledi. Kıyan Selçuk oğlu Deli Dündar yerinden kalkıverdi, altmış tutam sivri mızrağını koltuğa kısıp o kâfiri karşısından mızraklayalım dedi, mızraklayamadı. Kâfir tekvur yakalayıp zorladı, mızrağını çekti, elinden aldı. O altmış batman gürz ile Dundan tepeden aşağı tutup çaldı. Geniş dünya başına dar oldu. Cins atını çevirdi, çekilip döndü. Ondan sonra Dönebilmez Dülek Evren altı kanatlı çomağı ile at tepip gelip yukarıdan aşağı kâfire şiddetle vurdu, yenemedi. Tekvur yakalayıp elinden çomağını aldı, ona da gürz ile vurdu. O da cins atını çevirdi, çekilip döndü. Hanım, yirmi dört sancak beyi tekvurun elinde perişan oldu. Sonra Kazılık Koca oğlu Yigenek, taze yiğitcik yaradan Allaha sığındı, ölümsüz mabutu övdü, der:

 

Yücelerden yücesin
Kimse bilmez nicesin
Aziz Tanrı
Sen anadan doğmadın
Sen babadan olmadın
Kimsenin rızkını yemedin
Kimseye güç etmedin
Bütün yerlerde birsin
Sen daim ve baki olan Allansın
Ademe sen taç giydirdin
Şeytana lanet kıldın
Bir suçtan ötürü huzurundan sürdün
Nemrud göğe ok attı
Karnı yarık balığı karşı tuttun
Ululuğuna haddin yok
Senin boyun kaddin yok
Veya cism ile ceddin yok
Vurduğunu ulutmayan Ulu Tanrı
Bastığını belirtmeyen belli
Tanrı Kaldırdığını göğe yetiştiren güzel
Tanrı Kızdığını kahreden kahhar Tanrı
Birliğine sığındım Rabbim kadir Tanrı Medet senden
Kara elbiseli kâfire at tepiyorum
İşimi sen yoluna koy

Dedi. Hemen at sürdü. Yel gibi yetişti, tutkal gibi yapıştı. Kâfirin omzuna bir kılıç vurdu. Giyimini kuşamını doğradı, altıparmak derinliğinde yara açtı. Kara kanı fışkırdı, kara kalçası, çizmesi dolu kan oldu. Kara başı bunaldı darda kaldı. Hemen döndü kaleye kaçtı. Yigenek ardından yetişti. Kale kapısına girmişken kara çelik öz kılıcı ile ensesine öyle çaldı ki başı top gibi yere düştü. Ondan sonra Yigenek atını döndürdü, askerin yanına geldi. Esir olan Kazılık Koca'yı bırakıvermişler, çıkıp geldi. Hay bey yiğitler kâfiri kim öldürdü diyerek söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:

Der:

Develerin dişisini gebe koydum
Erkek midir dişi midir onu bilsem
Kara elimin koyununu gebe koydum
Koç mudur koyun mudur onu bilsem
Ela gözlü güzel helâlimi hamile koydum
Erkek midir kız mıdır onu bilsem
Bre bey yiğitler haber bana Yaradanın aşkına

Dedi. Yigenek burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:

Der

Develerin dişisini gebe koydun erkek oldu
Kara elde koyununu gebe koydun koç oldu
Ela gözlü güzel helâlini hamile koydun aslan oldu

Dedi. Yigenek babası ile görüştü. Ondan sonra geri kalan beyler görüştü. Sonra hep birden beyler kaleye yürüyüş ettiler, yağmaladılar.

Babası ile Yigenek gizli yaka tutarak koklaştılar, iki hasret birbiriyle buluştular, ıssız yerin kurdu gibi ulustular, Tanrıya şükürler kıldılar.

Kalenin kilisesini yıkıp yerine mescit yaptılar. Aziz Tanrı adına hutbe okuttular. Kuşun alaca kanını, kumaşın arısını, kızın güzelini, dokuz katlı işlenmiş süslü elbise, cübbe Bayındır Han'a hisse çıkardılar. Geri kalanını gazilere bağışladılar. Döndüler, evlerine geldiler.

Dedem Korkut gelip destan söyledi, deyiş dedi. Bu Oğuzname Yigenek'in olsun dedi.

Dua edeyim hanım: Yerli kara dağların yıkılmasın. Gölgeli koca ağacın kesilmesin. Ak sakallı babanın yeri cennet olsun. Ak bürçekli ananın yeri cennet olsun. Ahir sonu arı imandan ayırmasın. Ak alnında beş kelime dua kıldık kabul olsun. Günahınızı adı güzel Muhammet Mustafa'nın yüzü suyuna bağışlasın hanım hey!

 

Dede Korkut Giriş Bölümü

Dede Korkut Hikayeleri Hakkında Özellikler

 

Dede Korkut Dresden yazması 12 öykü

 

·         Salur Kazan’ ve Tutsak Oğlu Uruz Özeti

·         Dış Oğuz’un İç Oğuz’a Asi Olup, Beyrek’in Öldüğü Boyu Anlatır:

·         Usun Koca Oğlu Segrek'in Özeti

·         Begil Oğlu Emren Özeti

·         Basat’ınTepegöz’ü Öldürdüğü Özeti

·         Kazılık Koca Oğlu Yiğenek Özeti

·         Kanlı Koca Oğlu Kan Turah Özeti

·         Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Özeti

·         Kazan Bey Oğlu Uruz Bey’in Tutsak Olduğu Boyu Anlatır:

·         Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Özeti

·         Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanması:

·         Dirse Han Oğlu Boğaç Han Özeti

·         Dede Korkut Hikayeleri ve Özellikleri

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar