KELEBEK İLE BÜLBÜL

10.05.2021
 

Keyfi yerindeydi kelebeğin. Henüz bir kaç saat önce kozasından çıkmış ve özgürlüğün tadını çıkararak şen şakrak uçmaya başlamıştı.  Fakat bir süre sonra yorulduğunu hissetmiş ve bir gül ağacının yaprağına konuvermişti. Onun orada dinlendiği sırada da bir bülbül gelmiş ve az ötedeki bir dala konmuştu. Bülbül kelebeğin orada olduğundan habersizce türlü türlü nağmelerle yeni yeni yüz göstermiş olan gonca güle dil dökmeye başlamıştı. Kelebek merak içinde olan biteni izlerken: "Ona ne olmuş ki böyle dertli dertli nağmeler yapıyor" diye düşünmekten de kendisini alamamıştı. Üstelik bülbülün onca çabasına rağmen gül ona hiçbir karşılık vermiyordu.

Bir süre daha böylece izledikten sonra artık daha fazla  dayanamayarak Bülbüle:

"Sana böyle dil dökdürüp ah ettiren nedir? diye sordu.

Bülbül kelebeğin kendisine seslenmesiyle bir anda irkilmiş ve aynı zamanda duygularının açığa çıktığını düşünerek utanmıştı. Buna rağmen yine de kendisini çabucak toparladı ve kelebeğe:

"Bu aşktır." diye karşılık verdi.

Kelebek onun bu cevabıyla tatmin olmamıştı. Bu sefer:

"Peki ya aşk nedir?" diye sordu.

"Hem seni sen eden, hem de seni senden edendir." diye cevapladı bülbül.

"Demek kendin söylüyor, kendin dinliyorsun... Bu olsa olsa deliliktir." dedi kelebek.

"Evet... işte aşk, tam olarak budur." diyerek karşılık verdi bülbül.

Kelebek bu duruma hiçbir anlam verememişti. Her ne kadar istediği cevapları alamamış olsa da oradan ayrılacağı sırada son defa ve hatta biraz da istihzayla seslendi bülbüle:

"O halde sen kendin çalıp kendin oynamaya devam et... Ben hayatın tadını çıkarmaya gidiyorum. diyerek oradan ayrıldı.

Bülbülse onun arkasından:

"Ey kelebek sen daha ateşi bile görmedin ki! Şu kısacık ömründe eğlenmene baksan ne olur!? Nasılsa vakti gelir sen de bir ateşe tav olup köz olursun." diye seslendi. Fakat kelebek onu duymamıştı.

Kelebeğin uçup gitmesinin ardından bülbül de bir süre sonra oradan ayrılmıştı. Vakit hızla geçmiş, gün akşama ermiş ve güneş semadan çekilmişti. Bülbül etrafın iyice kararmasının ardından ormanın derinliklerindeki yuvasına doğru yola çıktığı sırada bir kaç insanın ateş yakıp etrafında oturduklarını fark etmişti. Üstelik kendisiyle alay eden kelebek de çok yakınlarındaydı. Bunun üzerine onları izlemek üzere sessizce bir dala konduğu sırada kelebeğin ateşe dogru hamle yaparak bir anda tutuşup köz olduğuna şahit olmuştu. Bülbül bu duruma çok üzülmüş olsa da artık onun için yapabileceği hiçbir şey yoktu. Bunun üzerine içinden:

"Be hey şaşkın! Senin benden ne farkın var ki!? Ben gördüklerimle yandım; sen ise sandıklarınla" diye söylendi ve hüzün içerisinde oradan ayrıldı.

Cemil Baştürk

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar