Kemal Tahir ve Karılar Koğuşu Romanı Hakkında Bilgiler Konusu Özeti

14.07.2020



Kemal Tahir ve Karılar Koğuşu Romanı Hakkında Bilgiler 

Kemal Tahir’in ölümünden sonra yayınlanmış olan ama Çankırı, Çorum, Nevşehir ve özellikle Malatya cezaevlerinde iken görüp ve şahit olduklarından hareketle konusu ve içeriği yönünden özellikle  Namusçular romanı ile alakalı bir romanıdır. ( Bkz Kemal Tahir Ve Namusçular Romanı Hakkında ) Romanın ilk basım tarihi 1974 olmaktadır (Karılar Koğuşu İstanbul: Bilgi Yayınevi, 1974 )  

Kemal Tahir 1938’de Askeri Mahkemesi tarafından   TKP üyesi olmak ve “Orduyu isyana teşvik” suçlamaları ile on beş yıl ceza almış,  bu nedenle de 1950 yılına kadar toplam 12 yıl Çankırı, Çorum, Nevşehir, Malatya cezaevlerinde yatmıştı. 

Kemal Tahir, hapiste geçen günlerinde görüp şahit oldukları olayları ve anılarını Sarı defter adını verdiği bir deftere not almıştı. Hapishanede iken kendi adı ile roman yazmayan kemal Tahir hapisten çıktıktan sonra sarı defterdeki notlarından faydalanarak birçok yazmıştı.  Karılar koğuşu adlı romanı da sarı defterindeki ve anılarındaki olaylardan ortaya çıkan bir tür biyografik bir roman odu.

1938’den 1950 senesine kadar Çankırı, Çorum, Nevşehir, Malatya cezaevlerinde yatan Kemal Tahir, hapishanede iken ilk eşi olan Fatma İrfan Akersin ile boşanmış, 1950 de hapisten çıktıktan sonra da  Semiha Sıdıka Hanım ile evlenmiş ve ölene kadar da evli kalmıştı.

Karılar Koğuşu adlı roman Kemal Tahir'in kötü yazdığını düşünerek sağlığında bastırmadığı romanlarından biridir.  Bu nedenle bu roman Kemal Tahir’in sağlığında yayımlanmamış, yazarın 21 Nisan 1973’te kalp krizi ile ölümü sonrasında Semiha Sıdıka Hanım’ın çabaları ile yayımlanmıştır.  Kemal Tahir’in sağlığında yazılan ama belki de hastalığı nedeni ile bastırmak için uğraşamadığı  “ Namusçular “, “Karılar Koğuşu”, “Hür Şehrin İnsanları”, “Dam Ağası”, “Bir Mülkiyet Kalesi”  adlı romanları yazarın ölümünden sonra basılan romanları olmaktadır.

Kemal Tahir’in Karılar Koğuşu adlı romanı yazarın ölümünden bir yıl sonra 1974 yılında yayımlanmış olsa bile roman;  Çankırı ve Çorum hapishanelerindeki günlerini ele almıştır. İkinci Dünya savaşının süregeldiği bu zaman dilimindeki olaylar hapishanedeki kişileri ve olayları da etkilemiştir.   Romandaki İstanbullu Murat bizzat Kemal Tahir’in kendisi olmakta ve aynı isimli karakter benzer konuları işlediği “ Namusçular “ adlı romanında da karşımıza çıkmaktadır.

Karılar Koğuşu, adlı roman filme de uyarlanmış senaristliğini ve yapımcılığını Halit Refik’in üstlendiği 1989 yapımı filmde baş rolleri Kadir İnanır ve Hülya Koçyiğit paylaşmıştır.

Roman, Türkiye’deki adalet ve ceza evi sistemini ortaya koymaktaki başarısı ve gerçekçiliği ile dikkati çeker. İstanbullu Murat'ın gözlemleri ile yazılan romanda, ahlak, namus, zengin ve yoksul mahkumların dramları, kötü yola düşmüş kadınların parça parça hayatları, hayata bakış açıları, gardiyanların ve mahkumların ilişkileri, idam edilenler, hapse düşenler ve çıkanların ruh halleri vb ele alınmıştır.

"Ahlak ve namus kavramları, para ve güç karşısında elden ele gezer bir haldeyken tutuklu olmakla özgür olmak arasındaki fark nedir?" diye sorar kendi kendine Murat. İdama mahkûm edilen Hanım, Malatya Genelevi'nden gelen Tözey, Gardiyan Şefika ve küçük mahkûm Aduş... Her birinin birbirinden farklı hikayesi, Murat'ın sorgulamalarıyla birlikte, okura, Anadolu kadınının hapishanede de bitmeyen çilesini anlatıyor. “(Tanıtım Bülteninden) Kemal Tahir, Karılar Koğuşu, İthaki Yayınları, Barkod: 9789752731301

 

Romanın Kahramanları

 

İstanbullu Murat, Hanım,  Tözey, Hubuş,  Sıdıka, Gevre  ve Aduş

 

Romanın Özeti

Murat, düşünceleri nedeni ile on beş yıl hapse mahkum olmuştur.  Ceza evindekiler ona İstanbullu Murat diye seslenmektedir. Murat'ın koğuşu kitaplarla, defterlerle doludur. Murat kendi koğuşunda Sarı defter dediği defteri ve mahpus adlı kedisi ile günlerini geçirmektedir.  Murat'ın koğuşunda bir de resim asılıdır. Bu resim ise arkadaşı Nazım Hikmet’e aittir.

Murat'ın kaldığı ceza evinde bir de kadınlar koğuşu vardır. Kadınlar koğuşundaki Hanım adlı bir kadın evli bir kadın olduğu halde kendisine genç bir sevgili bulup Sevgilisi ile birlikte kocasını zehirleyerek öldürdüğü için idama mahkûm olmuştur. İdam mahkumu bu kadın idam hükmünün bozulması için eli kalem tutan İstanbullu Murat’a başvurarak kendisini idamdan kurtarabilmesi için bir şeyler yapması için yalvarır.  İdam mahkumu Hanım adlı kadın İstanbullu Murat’tan idamının bozulması için üst mahkemelere dilekçeler yazdırır.

 İstanbullu Murat ile Hanım’ın bu tanışıklığı ve bu konudaki irtibatları sonrasında olaylar gelişmeye başlar.  İstanbullu Murat, bu sayede Karılar Koğuşunda yedi kadının hikâyesini öğrenir. Bunlardan Gevre, bir kavga sırasında komşu kadını ısırmış ve onun ölmesine sebep olmuştur.  Hubuş adlı kadın ise Reisicumhur ve hükumete hakaretten dolayı yatmaktadır. Sıdıka ise kaynanası ile kavga edip ölmesine neden olmuştur.  Nafia ise zina yapmak suçundan yatmaktadır. Tözey ise hakaret ve hayata kadınlığı  suçu işlemiş bir ay sonra çıkacaktır. Çingene İnci ise hırsızlıktan yatmaktadır.  

İstanbullu Murat, Hanım sayesinde kadınlar koğuşunda kalan mahkûmların ve gardiyanların hayatları ile bir birlerine olan davranışlarını gözlemlerken hayat kadını Tözey’e aşık olur. İstanbullu Murat ile Tözey’in arasında yarı imkânsız bir aşk ortaya çıkmıştır.

 


Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar