Yakmalı gönlü kör mumun yüzüne artık aydınlık olsun
Kör mum yanmayınca gönül kibritiyle nasıl insan karanlıkta yolunu bulsun
O zaman kaybolur zulmün karanlık yüzü aydınlık bulur
Yoksa karanlıkta zulüm sessizce paldır küldür yol alırken o zalim insan kudurur
Hep görülür bu karanlık sahneler insanlık neden hala bıkmaz
Aklına gelen mi yok gönül fenerdir karanlık kör muma kibritle aydınlıktır anlamaz
Hep aba altında gösterilir kalınca bir sopa o vicdansız
Çıkmaz mı ben evlatlarıma sahip çıkan babayım diyen değilim ben imansız
Bak tarihe etrafına garbın var mıdır hiç vicdanı
Neden sahip çıkılmaz garba izin verilir yıksın diye cihanı
Meslek mi kalmadı artık âlemde herkes oluyorken cellat
Sadece aşk için dağı delmedi kendi çıkmazına da yol açmadı mı o Ferhat
Olamaz insan insanlık kendini bilmez üç beş densize mahkûm
Neden bunca zulme karşı yürümez insan her gün der ben insan değilim ben yokum
Böyle olmamalı durum hem de böylesine kötü gitmemeli bu ahval
Yoksa insan kör olmuşta peşinden gider kör o çalarken kaval
Hayret nasıl yaşanılır varken hala bu kin nefret dolu zillet
Millet izin vermez ki bu zillete yoksa kayboldu mu yok mudur ki millet hayret
Bu zillete izin verilirse millet elbet yağmaz ki Rahmet
O zaman insan nasıl yok olacak diye otur da kim dedi bize seyret
Bakıyorum sanki herkes Rahmet okuyor o melun iblise
Herkes bedava diye melun iblisten almış giyiyor kara kapkara çirkeflik kokan elbise
Vallahi bunlar artık zor geliyor bu nefise
Sözüm önce kendime sonrada alan var ise alsın her kimse
Herkes olursa keyif sefa için bir paşa
Bunca derde cefaya çileye devaya kimler acep koşa
Baktım yollar dün düz idi bugün hep çıkıyor yokuşa
İnsanlık dün bir parça ekmek verirdi etrafında uçan her bir kuşa
Yolda yürürken ayaklar takılır onca düzülmüş koca taşa
Taşı temizleyen yok mu insan bakmaz mı akarken akan onca gözdeki yaşa
Mehmet Aluç / Âşık Gülveren