En küçük kardeşimin beni yine şaşırtan düşüncesi geldi aklıma, bugünün anlam ve önemine binaen (Anneler Günü). Kalabalık aileler bilir, kardeşlerin yemekten sonra oturup; anılardan, hayallerden, küçüklükten kalma sırlardan dem vurulan akşam sohbetlerini. Bir gün yine koyu sohbetin içindeyiz ve nereden açıldıysa konu ölüme gelmişti. Kendi aramızda:
"Anne-babadan sonra mı önce mi ölmeyi isterdin ?" diye sorduk. Herkes sırayla "Ben öleyim tabiki, onlar daha uzun yaşasın, en son onlar ölsün. " vb cevaplar verdi. Sıra en küçük kardeşim Şeymanur'a geldi. Gayet soğuk kanlılıkla " Önce onların ölmesini isterdim " dedi. Biz şok olmuştuk ve nasıl böyle bir şey ister der gibi ona bakıyorduk. Vereceği cevabın tatmin etmesi imkansız gibiydi neredeyse. "Neden" diye sorduk şaşkın ve meraklı bakışlarla. Bu sefer soğuk kanlılığı gitmişti, ılımsal bir ifade ile cevap verdi: " Eğer önce ben ölürsem, onlar evlat acısı yaşar. Onların bu acıyı yaşamasını istemem. Onların yerine ben yaşarım o acıyı. " dedi. Ve bizdeki şaşkınlık daha da artmıştı. Ziyadesiyle farklı bir açıydı. Herkes sessizce ona bakıyordu. Sonra "vayy be Şeyma, haklısın valla, harbi he hiç öyle düşünememiştik, helal olsun kız sana..." cümleleri gezdi herkesin ağzında. Ve sohbeti zirvede bırakıp ona sarıldık. xxM.
....