Elifim sade bir merteğim bir çobanın kavalından dökülen O incecik sızılı nağmeler gibi yanık içli Rüzgara direnen yaprak gibiyim haşin titrek solgun Zaman elimde bir kürek toprak atıyorum yarına Ruhum üstsüz düşüncem yalın ayak Yürüyorum saklanacak yerim yok kalbimden başka Harap mihrap Minber harap Akan suyun demindeyim geceyi örüyorum elif elif Umudu emziriyor beşik kırk yama kırk delik bir ömür Ay gibi büyüyor bahtım bir alın söylencesi nasırlı elin ömürlük şarkısı Toprakla biten dansın su ile başlayan hikayesi dinleniyor bir romanın ayracında Yer çatlak minder yaralı Uslanmak bilmiyor insan Dünya vermiyor yitik oyuncağını Ruh sancıyor bebek ağlıyor mezar çıplak İsrafil beklemede Hiçbir metinde yazmıyor acının tarifi Acı katmerli gül yaprağı ve hiçbir albümde resmî yok kitapsızlığın Küçükken tek endişem kel bebeğime saç örmek bir iki yamalı elbise dikmekti bir bebekle üç kız kardeş oynamak yani işin aslı yokun bile vardı bir çaresi yıllar geçti varın yok çaresi ne var ne yok diye soranlara Leyla' dan çok sonra İkranur' dan az önce... Şule Meryem Canpolat Şimşek