Kısaca Milleti Oluşma

08.01.2014

Bu Eser 09.01.2014 Tarihinde Günün Yazısı Seçilmiştir

Tevhit kültürü ya da tevhit bilinci, en ilk biçimiyle milletleşme süreciyle ortaya çıkacaktı. Panteon kültürünün temeli olan merkezden koordineli tevhitçi imanın temeli milletleşmeydi. Panteon ve milletleşme ikisi bir anda beliriş ve birbirine bağıntılı gelişme ve girişmelerdir. Panteon ve millet te ittifakın ürünüydüler. İttifaklarda totem meslekler nedeniyle girişen durumların temas eden ve bir arada girişen zaman zemin durumuna dönüşmenin eseriydi.

 

Panteon bir totemler uzay zaman birliğinin görünüşü ise, bu görünüşün anlam ve mana edilip panteon düşüncesine izafe edilmesi ve uygulaması da milletleşme ülküsüydü. İttifak en az iki etnik totemi yan yana getirişle panteonu ve çoklu politeisttik (putçu anlama olan) yapıyı ortaya koyuyordu. Hem de bu panteon kültürünü oluşup bunu millet olma kültürü içinde sindirmeye çalışmanın sosyal uygulaması da milleti oluşmaydı.

 

Milleti oluş, ittifakın en az iki farklı etnik totem kültürünün bir arada ve ortak tutumları belirtilmiş oluşla bir kültür esası üzerinde ittifakı süreçlime, girişmeleriydi. Yani etnik totemi gruplarının bir arada yaşayamama çatışması, millet olma yolu diyeceğimiz sürecin adımlarına dönüştü.

 

En az iki totemi yapı bir araya gelmişse, ittifak içinde iki farklı kültürlerle iki farklı totemlerin, sureti endamları arz ediyordu. İki totemin imleçti toplamı ve daha fazlası olan gölge yansıması üçüncü totemdi(İLAHTI). Üçüncü tevhitçi totem (Al-la El-La-El İlah) ne birine ne diğer ittifak ortağı totem gruba aitti. Yani Al-la; üç olanın yanında dördüncü yansıma. Sekiz olanın yanında dokuzuncu yansıma, Bin olanın yanında bin birinci yansımaydı.

 

Tevhitçi milleti totem (Al-la) ittifakı; ne bir grubunun toteminin kendisiydi. Ne de diğer grubun toteminin kendisiydi. İkisinden de kan ve doku alan; bir totem grup yerine, iki totem gruba seslenmekle ve iki totem grubu temsil etmekle ikisinden daha fazla ve daha büyük olan, üçüncü totemi tevhitçi anlayışın bedenlenmesiydi.

 

Yani tevhidi totem (AL-LA İLAH), etnik gruba değil, etnik olanın birleşen yapısına seslenen, ittifakla eski totem yasaların yeni versiyon uyarlamalarını söylüyordu. Yani ilah bir yönüyle ittifakların, ittifaklık çevirme diliydi. İttifak yoksa ilahlar da yoktur. İlahların dili milletin düşünce ve dili olmuştu. Tevhidi totem (İLAH) ittifaka ve millete sesleniyordu. Sosyo topluma sesleniyordu.

 

Milletleşme iki etnik toteminin tevhidiyle kalmayıp birçok etnik toteminin tevhidini içermiştir. Yine bu yollarla milletleşmiş birkaç soy boy (milletlerin ) katılımıyla, milletlerin milletleşmeleri olduğu gibi şehir devletleri gibi devletlerin birleşmesini de milletleştiren bir konsepttir.

 

Artık hızla ve sürekli oluşla değişen ilahi yasalardan başları dönen ittifakın sosyal yapısı; bir önceki imanı ile değişmiş olan şimdiki imanının kırılmaları karşısındaki travmaları yaşıyorlardı.

 

Bir yandan toplumsal kırılmalar olan efendi-köle çelişkileriyle diğer yandan mal mülk edinip mal mülk edinememenin kutuplanmalarıyla da beslenen süreçler; imani inşanın üzerine eklenince; kişi kendisine ve topluma yabancılaşmaya başlayacaktı. Bu nedenle "ahitsen olan yasalar" iman edilmenin yeni boyutu; kendisine özgü dini anlamalara dönüşüyordular.

 

Milletleşme süreci birkaç bin yılı aşkın sürelerle her ittifakın yeni milletleşme süreç kültürleri oluşuyla ya da yeni katılım, kendisinden bir önceki oluşmanın içinde zamanla eridi.

 

08.01.2014

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar