Kıyıköy, Vize
Kıyıköy, Kırklareli ili sınırları içinde ve Vize ilçesine bağlı, doğal güzellikleriyle öne çıkmış bir sahil kasabasıdır.1987 yılında belediye olmuştur ve 2000 yılındaki nüfus sayımına göre nüfusu 2443 kişidir.[1]
Karadeniz kıyısındaki bu kasabanın etrafı ormanlarla çevrili olup Pabuçdere ve Kazandere dereleri de Karadeniz'e bu kasabadan dökülmektedir. Yöre halkının geçim kaynağı balıkçılık ve ormancılıktır. Dünyanın en eski taş oyma manastırlarından Aya Nikola Manastırı buradadır. İstanbul'dan günübirlik turlar veya geziler için uygundur. Kasaba yakınındaki Bahçeköy manda yoğurduyla ünlüdür.[2]
Kırklareli’nin Vize ilçesine bağlı ve 1987 yılında belde olan bu şirin köy, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır..Karyalılarca kurulduğu kabul edilen Kıyıköy'ün antik çağdaki adı Salmydessos'tur ve ‘’Pırıltılı, kutsal, güzel yer.’’ anlamındadır.[3] Kıyıköy’ün M.Ö. 500’lerin başında Pers İmparatoru Darius’un gazabından kaçan Lidyalılarca kurulduğu tahmin edilmektedir. . Kıyıköy, tarihi boyunca Traklar, Persler, İskitler, Medler, Cenevizliler, Romalılar ve Bizanslılara ev sahipliği yapmış bir beldedir. Kıyıköy’ün , Roma ve Bizans’ın kral ve prenslerinin bir sayfiye yeri olarak kullandıkları bir belde olduğu bilinmektedir.
Karadeniz kıyısındaki bu kasabanın etrafı ormanlarla çevrilidir. Pabuçdere ve Kazandere dereleri Karadeniz'e bu kasabadan dökülür. Oramanlar içinden geçerek denize dökülen bu dereler etrafında güzel manzaralar sunar.
Kıyıköy iki dere arasındadır. İstanbul’a doğru olan aşağı dere ile Bulgaristan’a doğru olan ve köyün kuzey batısındaki yukarı dere kıvrılan suları etrafındaki ağaçları ve değişik tabiat manzaraları ile benzersiz güzellikler sergiler. Derelerin denize döküldüğü kıyılar da bir o kadar farklı manzaralar sular. Kıyıköy’ün eskiden beri bir sayfiye yeri olmasının sebebi işte bu güzelliklerdir.
Dünyanın en eski taş oyma manastırlarından biri olan Aya Nikola Manastırı da buradadır.
KIYIKÖY KALESİ
Kale Bizans dönemine ait olup VI. Yüzyılda Jüstinyen devrinde yapılmıştır. IX. ve X. Yüzyıllarda tamir gördüğü üzerindeki harçtan anlaşılmaktadır. Kale , güneyde Kazandere, kuzeyde ise Pabuçdere arasında denize doğru uzanan bir yamaçta kurulmuştur.Kalenin batı cephesi düz araziye inmektedir. Doğu cephesi ise zemine kadar tahrip edilmiştir. Yıkılmayan yerlerinden surların kesme muntazam taşlarla kaplı, içinin moloz dolgu olduğu anlaşılmaktadır.
Günümüzde Kıyıköy merkezine girişi sağlayan iki ana giriş kapısı ve batı duvarları ayakta durmaktadır. Doğu duvarları ise yıkılmıştır. Surların bazı bölümlerini çevreleyen savunma hendekleri tespit edilmiştir.
Bu bölümde duvar kalınlığı 2.20 m. yükseklik ise 2.50 m. dolayında korunmuştur. İkinci kapının yanındaki surların yüksekliği 5 m. yi bulur. İkinci burç bugün mevcut değildir. Burada ki surlar 6 m. ye kadar yükselmektedir. Güney surların güneyinde gizli kapısı olup, kaleden bu kapıya 180 basamak merdivenle inilir. Saray kapısı bugüne kadar iyi korunmuştur. Tuğla üzerine kesme blok taş kaplamadır. Üçüncü burçtan altıncı burca kadar 13 m. genişliğinde bir müdafaa hendeği vardır. Vize kapısı taş tuğla ve hatıllarla örülmüş, Kültür Bakanlığı İstanbul Rölöve Müdürlüğü tarafından 1991 yılında restore edilmiştir.[4]
Çamlıkoy Körfezi Tabiatı Koruma Alan
Kırklareli ili, Vize ilçesine bağlı Kıyıköy'ün sınırları içinde bulunan Kastro (Çamlıkoy) Körfezi Tabiatı Koruma Alanı ise, 329 hektarlık bir alan üzerine yayılmıştır. Körfez’in batısı Kırklareli, ortası Tekirdağ ve doğusu da İstanbul sınırları içinde kalır.
Trakya'nın yegane karaçam (Pinus nigra) ormanlarının bulunduğu bu alan değişik bitki türlerini kapsamaktadır. Bunların başında karaçam, Macar meşesi, sapsız meşe, saçlı meşe, doğu gürgeni, kara gürgen, dişbudak, kayın, akçaağaç, ıhlamur ve kızılağaç gelmektedir. Ayrıca koruma alanında, karaca, yaban domuzu, kurt, çakal, sansar, tilki, porsuk, tavşan gibi hayvanlar yaşamaktadır. “ Geniş ve upuzun kumsalı bu kumsaldan denize dökülen deresi, muhteşem manzarası aklınızda unutulmazlar arasına girecek. Yaz aylarında denize girmek burada da mümkün ancak çok yoğun bir kalabalık var. Dolayısıyla, Kıyıköy gibi burası da daha çok kış veya bahar-sonbahar aylarında görülmeli.” [5]