Kök Bilim

28.09.2014

 

KÖKBİLİM:

Köklerin aslını, menşeini, gelişimini kök ve ek açısından inceleyen bilime ise Kök bilim denir.

İng: etyymolog, Almanca etymolgie, Osmanlıca,: iştikak

Bir kelimenin, daha küçük parçalara ayrılamayan,  anlamlı en küçük parçası, ses veya hecesi eksiltilemeyen gövdesinin anlamıyla ilgili en anlamlı küçük parça,  Ekleri ayrıldıktan sonra geriye kalan anlamlı bölüm, [1]varlık, kavram ve eylemlerin ifadesi olan, kelimenin tamamı ile ilgili olan anlamlı en küçük birim olarak tarif edilebilir. Köklerin aslını, menşeini, gelişimini kök ve ek açısından inceleyen bilime ise Kök bilim denir. İng: etyymolog, Almanca etymolgie, Osmanlıca,: iştikak. Kelimenin köküne kök anlam adı verilir. Kök anlam aynı kökten türemiş kelimelerin ortak anlamlarıdır. Sev-mek, sev-gi,sev-inç,; ver-gi, ver-im, ver-i  Kök anlam:  Fransızca: semantheme, İngilizce: semanteheme, Almanca: bedeutungse,[2]

Örnek:

Yapılmalı, kelimesinin gövdesiyle ilgili anlamlı en küçük parçası: yap- fiilidir.  –ıl – malı gövdenin ekleridir. Çanakçı: kelimesin anlamlı en küçük parçası çan olarak gözükür ama çan ile çanakçı arasında anlamca ilgi olmadığından gövdenin kökü çanak tır.“Okul” kelimesinin kökü, “oku” fiilidir. Fakat bu kelimede ki anlamlı en küçük parça “ok” kelimesidir. Fakat okul ile ok arasında anlamca bir ilgi yoktur.

Kökler dilin ana malzemesidir ve sonradan yapılmazlar. İhtiyaç duyduğumuz kelimeler bu köklerden türetilir. Dilde yeni bir kavram ortaya çıkınca mevcut köklere mevcut ekler ulanarak karşılanma yoluna gidilir.  Bu da olmazsa birleşik kelime kurarak anlam ihtiyacına cevap verilmeye çalışılır. Başbakan,  başvezir, başkumandan, bilgisayar, buzdolabı, su sayacı,  veri bankası, vb…

Aynı kökten gelen çeşitli yapı ve görevdeki sözcükler ise kökteş denir: Sevgi, sevinç, sevme, seven, sevgili; verme, vergi, verim, veri; başlık, başlangıç, başarı, başak, başkan… gibi

Türkçede kökler -ister isim kökü ister fiil kökü olsun - kelime başındadır.  Türkçedeki kökler bazı ses değişimleri dışında değişmeyen yapıdadır ve köklerimiz biçim değişikliğine uğramaz.  ben-e > bana, sen-e > sana; güç-ü > gücü; sev-gi-li, dağ-cı-lık; de- > di-yor. Bazı isim ve fiil kökleri, yapım ekleriyle kalıplaşmış olarak bulunur. Bu tip kökleri karşılaştırma yoluyla tespit etmek mümkündür: bek-le-, bek-çi, çap-kın, sav-cı, yed-ek vb.

Kum-    sal-     lar-      da

Kök- yap e- çogul eki- hal eki

Yaş –    lı       lık

Kök- yap e- yap e

 

TÜRKÇE KÖKLERİN YAPISI

Türkçede kökler en az bir hece, en fazla üç hece olur. Bir hecelik kökler ise en fazla dört sesten oluşur:

Tek hecelik ve tek sesten oluşan tek kelime tek o zamiridir.

Tek hece iki sesli: at, et, it, ot, öl, öp, iç,

Tek Hece Üç Sesli:  koş, gül, sev, tam, yün, çim,

Tek Hece Dört Sesli: dört, Türk, kurt, yurt, sert

Türkçe kökler en fazla üç heceden oluşur. Karınca, kelebek, araba, man –za- ra,

Not: Tek hecelik olup da dört sesten fazla sese sahip kelimeler yabancı asıllıdır. Sfenks, prens, frank, kramp,. Üç heceden fazla olan kökler de yabancı kelimedir. Ma- te – ma – tik, kon- ser- va- tu- ar, o- pe- ra- tör. Elbette ki birleşik kelimelerde iki farklı kök olacağından bu kural işletilemez.

 

1.İsim Soylu Kökler:

Varlık veya kavramları karşılayan köklerdir. İsim köklerinin karşıladığı nesneler veya kavramlar zihinde canlandırılabilineceğinden isim kökleri tek başlarına kullanılabilir: dağ, İsim kökleri değişik şekillerde sınıflandırılabilir. İsim soylu sözcükler olan Sıfat, zamir, edat, ünlem, bağlaç, zarf ve edatların kökleri de iism kökleri grbundadır

Varlık nesne isim kökleri: Kuş, çiçek, masa, ev, dağ, armut, tablet,

Nitelik vasıf adlaşmış sıfat kökleri: İyi, çirkin, ham tatlı, ekşi, yavan, acı, güzel,

Duygu Ünlem kökleri: Ah, aman, ayy, vah, tüh, ey...

İlgi kökleri: Ben, sen, o, ile, için fakat, ama

Zarf kökleri: erken, geç, akşam, aşağı yukarı vb

Bağlaç kökleri:  ve, veya, fakat, ama, zira, çünkü

Zamir kökleri: ben sen, o, biz, siz onlar, bu, şu,

  1. FİİL KÖKLERİ

İş, oluş, hareket ve durum bildiren köklerdir. Gel-, otur-, ver, al, tut, sor, kır, vur, öl, bil.

Fiil kökleri, nesnelere veya kişilere çekim ekleriyle bağlanır ve çekime girerler. Fil kökleri isim kökleri gibi tek başlarına kullanılamaz. Emir kipinin ikinci tekil kişiye göre çekiminde fiil kökleri, eksiz kullanılıyormuş gibi gözükmektedir Fakat burada da o ekle birlikte bir çekime girmiş durumdadır. oku (sen) sor (sen) yaz ( sen), dur ( sen) gel ( sen gel) gibi

 

3.ORTAK İKİLİ KÖKLER

Osmanlıca muhtelit kök: Dilimizde hem fiil hem isim kökü olarak kullandığımız kelimeler de vardır. Bunlara “ ortak kök” denir. Ortak kökler hem ad, hem de fiil kökü olarak kullanılabilen köklerdir. [3] Bu kelimeler tek anlam taşımalarına rağmen diğer köklerin tersine hem isim hem fiil eklerini alabilirler. Bu kökleri sesteş (eş sesli) kelimelerle karıştırmamak gerekir. Sesteş kelimeler, iki ayrı kelimedir, ortak kök ise tek bir anlamı olan, kullanıldığı yere göre fiil ya da isim olan kelimedir.

Barış, boya, güven, sıva, savaş, şiş,tat, toz, yama:. sancı, yer, yermek, dil -dil dökmek, kat- katmak, koca- kocamak, sin- sinmek,  ağrı- ağrımak,

Gibi sözcükler hem isim kökü hem de fiil kökü olarak kullanılmaktadır.

İkili kökler hem iism hem de fiil kökü olarak kullanılabildiği halde aralarında tam bir anlam ilişkisi vardır. Kelime isim veya fiil olarak kullanılırken anlamını değiştirmez.

Bu nitelikteki adların çoğu Türkçedeki fiilden ad türetme eki olan -g ünsüzünün eriyip kaybolmasından oluşmuştur. Dolayısıyla aynı kökten kaynaklanan bu ikilik, bir ses değişmesinin sonucu olarak ortaya çıkmıştır: acı- / açı-g > acı, kuru- / kuru-g > kuru, boya- / boya-g > boya, karı- "ihtiyarlamak" / karı-g > karı "ihtiyar"; tat- / ta-ıg > tat, sanç- / sanç-ıg > sancı vb.[4]

ÖRNEK :

Boya al duvarı boya .  Bu sıva ile evin duvarlarını iyice sıvadık

 

4.SESTEŞ KÖKLER

Bu kelimeler, hem isim hem de fiil kökü olarak kullanılabilmektedir. Sesteş köklerin   arasında yalnızca ses bakımından bir birlik vardır. Sesteş köklerin aralarında hiçbir anlam ilişkisi yoktur. ara / ara-, yaz / yaz-, yüz / yüz

Sesteş köklerin ve kelimelerin kökeni incelendiğinde bu kelimelerin fill kökenli olduğu anlaşılmıştır. bin (isim, 1000) - bin- (fiil); göç (isim) - göç- (fiil); güven (isim) – güven- (fiil); on (isim, 10) - on- mak(fiil); sap (isim, balta sapı) - sap-mak (fiil); var (isim) - var-mak (fiil); yaz (mevsim adı) - yaz- (fiil); yüz (isim, 100) - yüz- (fiil) “kır” → kır: “şehir dışında kalan kır–: “parçalamak”

boş ve geniş yer”

“kaz” → kaz: “suda ve karada yaşayan, kaz–: “toprağı eşmek”uçabilen kuş türü”

“büyü” → büyü: “sihir” büyü–: “irileşmek, gelişmek”

“kan” → kan: “damarlarımızdaki kan–: “inanmak, aldanmak”

kırmızı sıvı”

“taş” → taş: “sert, katı madde” taş–: “sıvı maddelerin taşması”

“var” → var: “mevcut, bulunan” var–: “ulaşmak, erişmek”

Aynı sözcüğün yan ve mecaz anlamları sesteş sayılamaz.Örneğin “boğaz”, sesteş değildir; çünkü yer anlamına gelen boğaz sözcüğü, organ adı olan boğaz kelimesinin yan ve terim anlamıdır.

Uzatma işareti barındıran sözcükler eş sesli olarak kabul edilmez : kar-kâr, yar-yâr, ama-âmâ, hala-hâlâ, alem–âlem

Aynı kökten gelen fakat bazen ad, bazen eylem olan ortak köklü sözcükler de sesteş değildir. Ağrı, güven, kuru, acı, sancı, sıva, boya,

Özel isimlerle cins isimler arasında sesteşlik aranmaz. (Çiğdem hanım, çiğdemler açtı) ( Gül- gül, Yasemin hanım, yasemin yetiştiricisi )

  1. Yansıma Kökler:

Doğadaki ses ve görüntü taklidi oluşan kök ve kelimelerdir. Yansıma kelimeler ve kökler hem isim hem de fiil olabilir. Miyav, çıt-ırtı, fıs- ılda, çağıl- da, fokur fokur,

Yansıma kelimelerin köklerinin İism veya Fiil kökü olup olmadıkları sorulursa yansıma kelimlerin köklerini isim kökü olarak göstermek gerekmektedir. gürültü, horultu, patlama, haykırmak, vızıldamak.

 ALIŞTIRMALAR ÖRNEKLER

eski   - y – en  giysi

fiil kökü

eski

ortak kök

eski      -ci

isim kökü

ağrı  -  lar

isim kökü              

ağrı

ortak kök

ağrı   -  yor

fiil  kökü

taş-                     taş – kın su                  

fiil kökü                 fiil kökü    

KAYNAKÇA

                                                            

[1] Prof Dr Vecihe Hatipoğlu, Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, DTCF Basımev Ankara, 1982, shf 86

[2] Prof Dr Vecihe Hatipoğlu, Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, DTCF Basımev Ankara, 1982, shf 86

[3] Prof Dr Vecihe Hatipoğlu, Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, AÜ. DTCF Basımevi Ankara, 1982, shf. 7ı

[4]Zeynep Korkmaz Gramer terimleri sözlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu, 1992 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar