KONUŞMAK

10.11.2016

Konuşmak, kendini anlatma arzusuyla düşünceleri kelimelerle resmetmektir. 
Duyguları, hisleri, yaşanılan hadiselerin bıraktığı izleri sebepler çerçevesinde kendini ifade iken bununla beraber ya acıları azaltma yada sevinci paylaşma vasıtasının en belirgin şeklidir.
Konuşmuş olmak için konuşmak aklı, kalbi, ruhu, bilgi ve vericiliği barındırmaz içinde.
Genellikle değerinin farkında olmayan kendine yabancılaşan, başkalarının yaşamları üzerine zamanını harcayanların, bitimli hayatın bitimsiz sanısından kaynaklanan olayların sorumluğundan kaçan, elini taşın altına koymaktan imtina edenlerin tercihidir yani sadece zamanı öldürmektir tabiri caizse ...
Fakat konuşmayı muhabbete dönüştürmek yani sözün ve yine yani sözü de aşan kelâmın ehemmiyeti tartışılmazdır. Muhabbet, karşılıklı sunulan kelimelerin mana bulduğu kalbin kalbe ayna olduğu ortamın sonucudur.
Muhabbetin içinde irade vardır. İstek, samimiyet, iyi niyet, pozitif bilgi ve sonucu olan tecrübe ve onarım vardır. Kelâm sahibinin mahiyetine göre de sayılmaz gizler saklıdır. En önemlisi kelimelerle resmedilmiş insanın asıl kendisi vardır.
Ve medeni ve vicdani ölçüler çerçevesinde kalp ve akıl tartı ve terazisi ile karşıya dupduru bir kendini sunumdur muhabbet.
Sukut ise bunun tam tersi olarak kendi dilinde çok şey söylemekle beraber "seni kendimden mahrum ediyorum" demenin dolaylı bir ifadesidir.
Aslında paylaşmak, anlamak, anlatmak yani her alanda alış ve veriş meyli vardır fıtrat örgüsünün temelinde... En ihtiyaçsız görünende bile mutlaka vardır.
Bu gönderimler kimisinde sessizlik, kimisinde hâl ile kimisinde de kâl diliyle olabilir.
Yani her insan iletişim kurarken bahis yaptığı konu türünden karşılık bulmak ister. Burada ki yaklaşım sanki verme arzusu imiş gibi görünürken dolaylı yada doğrudan mutlaka ya sorunlarına teskin edici bir cevap veya bir başarısı varsa eğer ondan ötürü takdir ya da tatmin edici bir ilgi ve alaka beklentisi saklar içinde...
Çünkü akıl mantıksal yolu izlediğinden beklentiden bütün bütün kopması çok zordur. O nedenle mutlak anlamda hiç kimse almadan veremez.
***
Konuşmak dışında kendini anlatmanın başka yolları da vardır. 
Bütün iletişim yöntemlerinin tek amacı kendini keşif yolculuğudur. 
Bir başkası üzerinden tanıma meyli yaratılışa kodlandığından ancak bir başka insanın varlığı ile mümkündür kendini tanımlamak.
O nedenle insan insansız kendisini tamamlayamaz ve yalnızlığa kaçmak yaşamla bağdaştırılamaz.

Böyle olmakla beraber çoğu zaman insan için kendini tam olarak ortaya koyabilmesi "ben buyum aslında" diyebilmesi kişisel öğretileri ve toplum baskısı nedeni ile genellikle çok zordur. 
Bir yandan da söz ve eyleme ayna olan muhatabın algısı da çok önemlidir burada. 
Bu ihtimaller dahilindeki durumları göz önüne alarak ön yargısız, hassas, empatili ve temkinli yaklaşmak gerekir.
Çünkü çoğu sorunlar iki taraflı olmakla beraber genellikle karşı tarafın algısıyla da yakından ilgilidir. Yanlış genelde nettir fakat çoğu zaman doğrularda yanlış anlaşılabilir.
Karakter, bilgi ve anlayış kişilere göre farklılık gösterdiğinden konuşmanın akışı bireyin kişiliğine göre şekil alır ve onda uyandırılan hislerle şekil değiştirerek geri döner, bunu da unutmamak gerekir. Bir insan analiz yetisine göre isterse yanlış bir hadiseden doğru sonuç çıkarabilir, isterse de doğru bir olayı yamuk bakış açısıyla çarpıtabilir. 
O nedenle "kiminle,neyi, niçin ve nasıl" konuşulacağı da ayrı bir sanat gerektirir.
 

Zehra Asuman / Denemeler
10.11..2016

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Ecir  Demirkıran

Ecir Demirkıran

8 years ago

Asuman hanım merhaba , merakımı bağışlayın hatipliğiniz nasıl dinlemediğim için bilmiyorum, ama yazma beceriniz, olaylara doğru çerçeveden baktığınız bir gerçek, daha önceki yazılarda ,yaldızlı ama uzun ve bitmez cümleler kurarak sarfettiğiniz cümlelerin başı ile sonu arasındaki mesafenin çok uzun olması bakımında anlamakta zorluk çektiğimiz yazılarınızda farklı olarak,bugünkü yazınızda daha kısa ve anlaşılır cümlelerle anlattığınız konuyu hem akıcı hemde doyurucu hale getirmişsiniz, bu çok güzel, çok güzel cümleler kurduğunuzu daha öncede sarfetmiştim, bu dersinizi çok iyi çalıştığınız ve ikazlara verdiğiniz önemi belirtiyor, bunun için size teşekkür ederim, korkarım ki bunu yapmamış olsaydınız, sırf yazmak için yazı yazıyor olurdunuz, tıpkı sırf konuşmak için konuşanlar gibi. Dedim ya bu günkü yazınız müthiş , okurken insana zevk veriyor, okuma hevesini artırıyor, bizlerinde istediği bu değil mi zaten, konuşuyorsak karşıdakini ikna içindir, tatmin etmek içindir ancak o zaman amacımıza hasıl (kavuşmuş )oluruz. Olumsuzlukların temelinde ifade eksikliği yatar, ve olayların çoğu insanların iletişimsizliğinden ve birbirini anlamamaktan birbirlerini dinlememekten vuku bulur. bu güzel yazı için tekrar teşekkür ederim, sağlıkla kalın.

Zehra Asuman

Zehra Asuman

8 years ago

@zehraasuman328 | Merhaba Ecir Bey. Öncelikle eleştirileriniz için çok teşekkür ederim. Bu öylesine okunmuş bir yazı olmaktan çıkıp karşılığını bulmuş bir değere dönüştü. Elbette dikkate alacağım bütün fikirlerinizi ve herkese açık olan kalbimizle tüm fikirleri. Amacımız gelişirken geliştirmek değil mi? Çünkü ben yazmış olmak için yazmak derdinde değilim. Epeydir gazetelerde de deneme, makale ve araştırma olarak çok yazdım. Bende fark ediyorum ki gün geçtikçe meramımızı daha yalın bir dille anlatmaya başladık. Çoğu zaman profesyonel anlamda yazmayı bırakmayı düşündüm. Fakat ne kadar bıraksam da gayri ihtiyari her zaman yine de kendime yazmaya devam ettim. Gaye çıkar olmadığından dolayı bu bizim işimiz artık. nerede bir insan görsek bunları zaten anlatıyoruz. Maksadımız bir kişiye de olsa farklı pencereden ufuk açabilirsek, bunlarda bizim tuzumuz diyebilirsek ne mutlu bize... Yorumlarınızla verdiğiniz desteğe saygı ve hürmetlerimle Hocam...