Kopya Çekecektik
Tamda okulların kapanmasına az kalmıştı ve biz ki eğer son yazılıdan geçer bir not alamazsak güm, yani kalıyorduk ikmallere... Ondan sonra işin yoksa millet gezip tozarken sen ders çalış... Bir de arkadaşlarının ağzına sakız ol. Ne kadar zor bir durum düşünsenize... İsmail ile kafa kafaya verdik kopya yazacağız, ama çeker miyiz çekemez miyiz orası meçhul, en azından deneyeceğiz...
- Biyoloji ulan bu ders.
- Evet hem de son yazılı birader.
- Biliyorsun öyle yüksek not almamıza gerek yok.
- Biliyorum biliyorum geçer not alalım yeter birader.
- O zaman başlayalım kopyaları yazamaya.
- Başlayalım birader.
- Sen ilk beş bölümü yaz.
- Tamam yazarım.
- Ben de son beş bölümü yazayım.
- Nasılsa yan yana oturuyoruz
- Evet evet paslaşırız yazılıda...
- Ne demek, tabi ki paslaşırız...
Yazmaya başlarlar....
- Oğlum karınca duası gibi yazın.
- Ne yapayım benim ki böyle.
- Okuyamayız kardeş bu yazıyı kopya çekerken.
- Dur o zaman bir daha yazayım.
- Yaz birader, ama baktım seninki de karınca duası gibi.
- Öf ki öfffff!
- Ne sıkıntılı işmiş bu yahu!
- Sorma birader.
- Sana bir sır vereyim mi?
- Ver birader ver...
- Kopya yazarken benim aklıma da bir şeyler girdi yahu...
- Ciddi misim?
- Ciddiyim tabi oğlum.
- Çekmesek mi kopya.
- Yanii ne bileyim.
- Koyalım cebimize kopyaları, ama bakalım yazarız belki bir şeyler.
- Tamam yine de yedekte dursun kopyalar.
- Dursun dursun. Bakalım yazarız bakarsın.
Evet, işte budur o gün iki arkadaş kopya çekecekken bir şeyler öğrenip sınıfı geçerler... Taaaaaa kırk sene öncesinden anılar hatıralar unutulmuyor...
