Korkuyu Beklerken Öyküsü ve Oguz Atay Hakkında

03.05.2020

 

Korkuyu Beklerken  ve Oguz Atay 

 

Korkuyu Beklerken adlı öykü kitabı  Oguz Atay ‘ın   ilk baskısı 1975 yılında yapılmış olan bir öykü kitabıdır. Korkuyu Beklerken alı öykü kitabında toplamda sekiz öykü bulunur.

Kitabın içindeki öyküler sırasıyla Beyaz Mantolu Adam , Unutulan, Korkuyu Beklerken, Bir Mektup, Ne Evet Ne Hayır, Tahta At, Babama Mektup,  Demiryolu Hikâyecileri – Bir Rüya adlı öyküleridir. Kitaba adını da veren Korkuyu Beklerken adlı hikayesi kitabın üçüncü öyküsü olmaktadır.

 Oguz Atay özellikle sol görüşlü- sosyalist, Marksist,  çevrelerin beğenisine kavuşacak şekilde roman ve öyküler yazan,  mimarlık bölümünü bitirdiği halde roman ve öyküleri ile tanınmış olan bir yazardır. İstanbul Teknik Üniversitesini  bitiren yazar roman ve öykülerinde bireysel konular işlemiş modern ve büyük kentlerde yaşayan sorunlu sayılabilecek bireylerin  “yalnızlığı, toplumdan kopuşları ve toplumsal ahlaka, kalıplaşmış düşüncelere yabancılaşan, tutunamayan bireylerin iç dünyasını[1] anlatmıştır.

 Romanlarındaki ve öykülerinde iç konuşmalar ve bilinç akışına önem veren  Oguz Atay ‘ın  ben merkezli bakış açısı, eleştirmenler tarafından  Post modern öykü  ver romanlar olarak değerlendirilmiştir.

 Tutunamayanlar-  (1972), Tehlikeli Oyunlar (1973),  Bir-Bilim-Adaminin-Romani-  (1975), Korkuyu Beklerken (1975), Oyunlarla Yaşayanlar (1985), Günlük (1987) ve Eylembilim (1998)  adlı eserleri ile edebiyatımızda yer alan Beyaz Mantolu Adam adlı öyküsü 1975 yılında ilk baskısı yapılanKorkuyu Beklerken “ adlı öykü kitabında yer alan ilk öyküsü olmaktadır.

Diğer eserlerinde de olduğu gibi yazar Kokuyu Beklerken adlı öykü kitabında da sorunlu, bireyleri onları iç dünyalarını bunalımlı hayatlarını dile getirmiş, kent yaşamı içinde iç sorunları ile baş edemeyen, sosyal hayata birebir uyum sağlayamayan bireylerin ruh hallerini aktarmıştır.

Yaşamak ile ölmek arasında sürekli soran,  cevap arayan, toplumla adapte olmayan,  toplumla yabancılaşmış intihara meyilli,  kendi kabuğundan çıkamayan insanların anlatıldığı bu öykü kitabındaki hikâyelerin hepsi aynı tip bir insanın benliği içinde olan biten ruhi gelgitleri anlatmaktadır.

 

 Korkuyu Beklerken

Hikayenin başkişisi, liseyi bitirmiş, yaşadığı kentin merkezinden uzakta, müstakil bir evde tek başına yaşayan biridir. Bu adam bu yalnız dünyasında kendine özgü bir düzen içinde ve rutin bir şekilde yaşamaktadır.  

Bu adam bir akşam evinde bir mektup bulur.  Bu mektubu bulduktan sonra da bu adamın eski düzeni de bozulur. Bu mektup, hiç bilmediği kelimelerle yazılmış, içinde anlamsız sözler olan,  alışılmamış ifadeler içeren isyankar ifadeler ve semboller taşıyan bir mektuptur.

Adam ilk önce mektubu çözmeye ve içindekileri anlamlandırmaya uğraşır.  Ama mektubu anlamayı başaramayınca alıp bir arkadaşına da gösterir. Bu arkadaşı bir ölü diller uzmanıdır. Ölü diller uzamanı arkadaşı, bu mektubu ona gizli bir mezhep mensuplarını yolladığını,  mektubu yazanların ise ona “ bu mektubu aldıktan sonra da kesinlikle evden dışarı çıkmaması” gerektiği mesajını attıklarını söylemiştir.

Bu mektup sonrasında bu adamın kurduğu düzen bu manasız mektup ve içindeki semboller nedeni ile alt üst olmuştur.

Adam bu bu korku yüzünden eve kapanır.  Korkusu nedeni ile evden dışarı çıkamaz hatta açlıktan ölmeye bile razı olmuştur.  Evden çıkmadığı için açlıktan da ölmek üzere iken marketin çırağı onu ölümden kurtarır.   Karşıya bir market açılmış ve marketin motosikletli çırağı o tam da açlıktan ölmek üzere iken gelip onu kurtarmıştır.  

İkinci kez yine açlıktan ölmek üzereyken kapı çalınır, bankadaki hesabına büyük bir ikramiye çıktığını öğrenir. Açlıktan ölemediği için akıl hastanesine yatmaya karar verir.  En sonunda evini de yakmayı ve bu korkudan kurtulmayı düşünür.  Fakat tam evi yakacakken gazetede bir haber görür. Bu habere göre Üstün Yol adlı gizli bir mezhep üyeleri yakalanmıştır.

Bunun üzerine bu korku evinden kaçıp bir yakınının yanına sığınır. Çünkü bu evden kurtulmak ve yalnızlıklarından kurtulmak istemektedir. Sosyal düzene uymaya , evlenip yuva kurmaya, bir işe girip çalışmaya da razı olmuştur.  

Evden kaçıp kurtulunca ona bir kız bulurlar, bu kız ile gezip dolaşmaya da başlar. Bu kız ile yemeğe çıkar, sağda solda dolaşır ama bu yaptıkları ona çok komik gelmektedir.  Sonunda nefret ettiği mezhep üyelerinin yaptığı gibi kendisi de diğer insanlara aynı şekilde manasız tehdit mektupları atar. Ama tehdit mektubu attığı diğer insanlar kendisi gibi eve kapanmamışlar, sosyal hayatlarına devam etmişlerdir.

En sonunda karakola kendisini ihbar ederek bazı insanlara tehdit mektupları attığını itiraf eder. Bunu da kendisine mektup yollayan mezhepten intikam almak için yaptığını söyler. Öykü  “Kimseden korkum yok.” Cümlesi ile biter. Bu cümle ise mezhebin kendisine yolladığı mektubun son cümlesidir.

İLGİLİ LİNKLERİMİZ

KAYNAKÇA 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar