Küçük Prens ve Özeti Antoine De Saint-Exupery

19.01.2014

Bu Eser 30.01.2014 Tarihinde Haftanın Yazısı Seçilmiştir

ESER HAKKINDA

Yazıda, Küçük Prens (Le Petit Prince), Antoine de Saint-Exupéry ‘  romanı ve kitabı  hakkında bilgiler, romanının özeti,  romanın konusu, ana fikri,  romanın kahramanları, romanın olay örgüsü,  romanın yazar Antoine de Saint-Exupéry hayatı,  diğer romanları,  Küçük Prens (Le Petit Prince), Antoine de Saint-Exupéry  adlı eserden alıntılar, eser hakkında yorumlar, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi yazar ve eseri arasındaki ilişkiler yer almaktadır

 

ESER VE YAZAR HAKKINDA

Küçük Prens (Fransızca: Le Petit Prince), Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupéry ‘in yazdığı 1943'te yayımlanan bir hikâyesidir.  Aktarılan bilgilere Antoine de Saint-Exupéry bu hikâyeyi New York'ta bir otel odasında yazmıştır. [1] [2]  Roman, dünyanın en çok satan ve okunan, orijinalindeki resimlerin de yazarı tarafından çizildiği resimli çocuk romanlarının en başında gelmektedir.

Eser aynı zamanda bir pilot olan Antoine de Saint-Exupéry’in pilotluk mesleğinden ve kendi hayatında da bazı izleri taşınmaktadır. Küçük Prens romanı yazarın yaşadığı gerçek bir olay üzerine kurgulanmış, yazar bu romanın kurgusunda 35 yaşında iken uçağının arıza yapması sonucu Büyük Sahra Çölüne mecburi iniş yapmasını ve ıssız çölde  dört gün kalmış olduğu anısını kullanmıştı. Garip bir tecelli,dir ki Antoine de Saint-Exupery’in hayatı  Küçük Prens adlı eserinin basımından bir yıl sonra 1944 yılında ve uçağının düşmesi ile oldu.  II. Dünya savaşı 31 Temmuz 1944'te yazarın kullandığı uçak vuruldu ve Marsilya açıklarında denize düştü. Yazarın kullandığı uçağın enkazı ise 2000 yılında balıkçılar tarafından bulunmuştu.

Antoine de Saint-Exupery hem yazar hem de bir pilottu ve 2. Dünya Savaşı sırasında hava postacısıydı. 1935 yılında 150 bin frank ödüllü bir hız rekoru denemesinde uçağıyla birlikte Sahra Çölü’nün ortasına düşmüştü. Saint-Exupery bu çölün ortasında Andre Prevot adındaki bir teknisyeniyle dört gün boyunca kalmış ve bir Bedevi tarafından kurtarılmıştı.

Saint-Exupery’nin bu rekor denemesi dünya edebiyatında özel bir yeri olacak eserin ilhamı oldu.  Küçük Prens adlı eserin konusu bu olayı anımsatan bir öykünün konusudur.  Eser: Sahra Çölü'ne düşen pilotun Küçük Prens'le karşılaşması ve Küçük Prens'in ağzından insanların hatalarını, aptallıklarını, büyüdükleri zaman unuttukları basit çocuk bakışını bizlere aktarmaktadır.

Antoine de Saint-Exupéry, “ Küçük Prens” adlı eserinde bir çocuğun gözünden büyükleri anlatmış, dünya savaşlarının arifesinde ve içinde yazılan roman, savaş karşıtlığı ve diğer bir takım toplumsal eleştirileri de söz konusu etmiştir.

Küçük Prens” Sahra Çölü’ne düşen yazarın B-612 adlı asteroitten gelen bir prensle arasındaki konuşmalar üzerinde kurgulanmıştır. “Araştırmacılar Saint-Exupery’nin karısı Consuelo de Saint-Exupery’nin “Küçük Prens”e ilham verdiğini söyler. Consuelo da “Küçük Prens”in gezegeni gibi volkanlarla dolu olan El Salvador’da yaşamaktadır. Küçük Prens’in asteroitindeki gülü sürekli korumaya çalışması ve gülün bitmeyen istekleri, yazarın karısıyla arasındaki ilişkiyi anlattığı söylenir.”[3]

Eser pek çok dünya diline çevrilmiş, eserin ilk baskısı yazarın yaptığı çizimler ve resimlerle süslenmiştir. Kitap dünya üzerinde 250’den fazla dile çevrilmiş[4] ve dünyanın her yerinde satış rekorları kırmıştır. “Kitabın dünya üzerinde 140 milyondan fazla satıldığı tahmin ediliyor. Kitap, İncil, Kuran, Komünist Manifesto, “İki Şehrin Hikâyesi” ve “Yüzüklerin Efendisi’nden sonra en çok okunan basılı çocuk romanı olmaktadır.

Sinemada 12 filmi çekilen kitabın dokuz tiyatro oyunu oynanmış Fransa’da 50 Franklık banknotları üzerine Küçük Prens resimleri basılmıştır.

Eserdeki olaylara ve kişilere ithaf en 1975’te keşfedilen bir asteroite Saint-Exupery adı verilirken 1993’te de bulunan bir asteroite “Küçük Prens”in yaşadığı asteroit olan B-612’den esinlenerek 46612 Besixdouze adı verildiği gibi, 2003’te keşfedilen bir asteroide ise Petit Prince (Küçük Prens) adları verilmiştir. 2002’de Dünya’ya zarar verebilecek astroidleri izleyen vâkıfa da  “B-612 Vakfı” adı verilir. Tüm bunlar eserin yarattığı etkileri ortaya koyması bakımından oldukça manidardır.

 Eser pek çok seçici tarafından dünyanın en iyi kitapları arasında gösterilmiş Le Monde’nin yaptığı Yüzyılın Yüz Kitabı listesine de seçilmiştir. [5] 

Küçük Prens, Türkiye’de ilk kez 1954 yılında Çocuk ve Yuva Dergisi'nde tefrika edilmiş, ilk kitap baskısı ise 1965 yılında yapılmıştır. Ülkemizde de çok sevilen roman 1965 yılından bu tarafa 204 yayınevi tarafından defalarca basılmıştır.

Küçük Prens, MEB’in öğrencilere okunmasını tavsiye ettiği 100 Temel Eser arasındadır.

Küçük Prens Özeti 

Kitabın yazarı çocukluğundan beri büyüklerin hayatını gözlemlemekte çok derin hayaller kurmaktadır. Büyüklerin yaşam koşullarından dolayı hayal kuramadıklarını, sıkıntılar yüzünden yaratıcılık yeteneklerini kaybettiklerini ve mutlu olamadıklarını anlamıştır.

Yazar, kendi dünyasında çeşitli hayaller kurmakta bu hayallerini de kendince resimlere dökmektedir. Nihayetinde bir fil' i yutan boğa yılanı resmini yapmış, tanıdığı herkese bu resmi göstermiş ama kimse onun ne yaptığını bir türlü anlamamıştır.  

Bir Pilot olan yazarımız bir gün çağına binip Afrika üzerinde uçarken uçağı bozulur ve Sahra Çölü'ne mecburi iniş yapmak zorunda kalır. Yanında çok az yiyecek ve içeceği bulunmaktadır. Bir müddet sonra bir sesle uyanır.  Karşısında bir başka gezegenden gelen ilginç ve minik biri durmaktadır.  Bu minik kişi gezegeninde tek başına yaşamakta olan Küçük Prens’tir.

Küçük Prens tek başına yaşadığı yer olan B-612 asteroidini ve yaşadığı maceraları anlatmaya başlar. Gezegeninde bir gül yetiştirmektedir. Bu güle daha iyi bakabilmek için diğer gezegenleri gezmek zorunda kalmıştır.

Küçük Prens,  yazara bir koyun resmi çizmesi için rica eder. Kahramanımız herkese çizdiği ama kimsenin anlamadığı çizdiği o resmi gösterir. Küçük Prens bunun fil' i yutan yılan olduğu söyleyerek ondan bir koyun resmi çizmesi için yeniden ricada bulunur.

Bu sefer çizdiği resmi Prens’in çok hoşuna gitmiştir.  Böylece Küçük Prens ona kendi öyküsünü anlatmaya başlar. Küçük Prens ona yaşadığı gezegende biri sönmüş ikisi de lavlar püskürten üç tane yanardağ ile başka hiçbir yerde olmayan nadide bir çiçek de vardır.  Bu gezegen ormanlarla kaplı küçücük bir gezegendir.  Küçük Prens pilota gezdiği gezegenleri, tanıştığı insanları, onların mesleklerini, onlarla yaşadığı ilginç anıları ve gördüklerini tek tek anlatır.

Gittiği bir kralın gezegeninde otoriteyi görmüş her şeyi yönettiğini ve kontrol ettiğini düşünen bir krala rastlamıştır.

uğradığı sanatçının gezegeninde ise kendini çok beğenmiş bir sanatçıyla tanışmıştır. Bir sarhoşun gezegeninde ise alkole çok düşkün olan bir ayyaşın dünyasına şahit olur. Başka bir gezegende sayılar, paralar ve hesaplamalarla uğraşan  bir iş adamı görmüş, sınırsız para ve zenginlik tutkusunun ne olduğunu anlamıştır. Diğerinde kendini beğenmiş bir adama, bir başkasında Yolu bir fenercinin gezegenine de düşmüş, emir kulu bir fenerciyle tanışmış hiç biirni de bir türlü sevememiştir. En sonunda hepsinden büyük ve kalabalık bir gezegen olan bu dünyaya gelmiştir. Bu dünyanın insanları ise akla bilgiye, önem vermeyen paraya ve giysiye değer veren çok garip insanlardır..

Bu insanların hepsi başka gezegenlerde olsalar bile kendilerini mutsuz etmek için ellerinden gelen her şeyi yapan bu dünyadaki insanlara ve özelliklerine benzemektedir. Küçük Prens en sonunda bir kâşife rastlamış kâşif de onu bu dünyaya göndermiştir. Böylece Küçük Prens gezdiği yedinci gezegen dünya olmuş, buraya gelir gelmez de bir tilkiyi evcilleştirmiştir.

Küçük Prens bu tilkiden öğrendiği bir sırrı yazara anlatır. “ İnsan en iyi yüreğiyle görebilir. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez.

En sonunda Küçük Prens kendi gezegenine gitmesi gerektiğini söyleyerek ayrılır. Kahramanımız da uçağını çalıştırıp tekrar  evine döner.

ESERİN BAZI BÖLÜMLERİ [6]

Bölüm 1

Altı yaşındayken Gerçek Öyküler adlı. Balta girmemiş ormanlardan söz eden bir kitapta korkunç bir resim görmüştüm. Boa yılanının bir hayvanı nasıl yuttuğunu gösteriyordu. Resmi yukarıya çizdim.

    Kitapta şunlar yazılıydı: "Boa yılanı avını bütün halinde çiğnemeden yutar. Ondan sonra hiçbir yere kımıldayamaz ve altı ay süren sindirimi boyunca uyur."

    Balta girmemiş ormanlar üzerine uzun uzun düşündüm bunları okuyunca. Sonra da biraz çaba ve renkli kalemle ilk resmimi yaptım. İşte l numaralı resmim aynen şöyleydi:..................

Küçük prens

    Sanat yapıtımı büyüklere gösterdim. Korkup korkmadıklarını sordum. "Korkmak mı?" dediler. "Şapkadan mı?"

    İyi ama, şapka resmi yapmamıştım ki ben. Fili yutmuş olan bir boa yılanı resmi yapmıştım. Ama büyükler anlamadığı için onlara bir resim daha yaptım. Büyükler açık seçik görüp anlasınlar diye fili yutmuş olan yılanın içini çizdim. Şu büyüklere her şeyi tek tek açıklamak gerekir hep. 2 numaralı resmim de şöyle oldu:.................

 

 KAYNAKÇA


[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BC%C3%A7%C3%BCk_Prens

[2] https://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=116999

[3] https://www.milliyet.com.tr/-kucuk-prens-in-70-yillik-hayati/cumarte

[4] https://www.milliyet.com.tr/-kucuk-prens-in-70-yillik-hayati/cumartesi/hab

[5] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/le-monde-yuzyilin-yuz-kitabi-listesi/93526

[6]  https://www.otostopcu.org/kucuk-prens/

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar