Kül Mevsimi Hakkında Özeti Elizabeth Strout Pulıtzer Ödüllü

25.03.2015
Kül Mevsimi Hakkında Özeti Elizabeth Strout Pulıtzer Ödüllü

Elizabeth Strout’un Pulitzer ödüllü  ve çok satan kitabıdır. Kül Mevsimi, pek çok kusuru olmasına rağmen olağanüstü bir insancıllığa sahip olan roman kahramanı Olive Kitteridge’in gündelik detaylar arasında sıralanan hayatı üzerinde kurgulanmıştır. 1998 yılında ““Amy and Isabelle””, 2006’da “”Abide with Me”” kitaplarının ardından 2008 yılında “”Olive Kitteridge/ Kül Mevsimini yayımlayan Strout, 2008 Ulusal Kitap Eleştirmenleri Birliği Ödülü için finale kalmış,[1] 2009 yılında ise bu romanıyla kurgu dalında Pulitzer Ödülünün sahibi de olmuştur.

Roman Olive’nin ekseninde dönen 13 öykü veya öyküler dizisinden oluşan bir romanı olmaktadır. Olive Kitteridge bazı öykülerin ana karakteri iken bazı öykülerde ise daha az önemde bir karakter olarak ortaya çıkar. Öykülerden altısı 1992 ile 2007 yılları arasında tefrika edilmiş, daha sonra ise kitap oylumunda bir araya getirilmiştir. [2]

Romanın kurgusu iyiliksever ve sadık bir eş; 30 yıl boyunca matematik öğretmenliği yapıp emekli olmuş bir oğul; ailesinden kaçan eski bir öğrenci ile sevgilisinin hayatları üzerinde kurulmuştur. 

Olive Kitteridge sadık eşi, ilgisinden bunalmış olan matematik öğretmeni oğlu ile pek çok gündelik detaylar arasında yaşayan sıradan bir insandır.

Olive Kitteridge eczacı eşi Henry ile birlikte huzursuz, mutsuz ve sıkıcı bir evliliğe sahiptir. Olive, tüm benliğini, hayattaki tek varlığı olan oğlu Christopher’e adamış, eşi ve oğlu birlikte yaşamaktadır.

Ancak ilk evliliğini yapar yapmaz, Kaliforniya’ya taşınmaya karar veren Christopher’ın tavırları karşısında deliye döner. Oğlunun tüm yaptıklarına karşın çekip gitmesini anlayamamaktadır. Olive’in kontrol dışı davranışları eşi Henry ile olan ilişkilerini de çıkmazlara sokmaktadır. Olıve’nın insanların hayatlarına müdahale etme huyu herkesi etkilemektedir.

Roman, anlattığı hikâyelerde geriye dönüş tekniklerine sık sık başvurmaktadır. Zaman yolculuğunda ileri geri sıçramalarla kurgulanan romanda Christopher ilk evliliğinden sonra yeniden annesi Olıve’nın yanına dönmüştür.  Olıve, oğlu Christopher’in ikinci evliliğinde kendisine yönelik tavrının değişeceğini umut eder. Fakat Olive’in tüm çabalarına rağmen hayat onun planladığı gibi olmayacaktır.

Birbiri ardına gelen darbeler altında yaşayan Olive’nın eşi Henry önce felç geçirip sonra da ölmüştür. Olıve, tamamen yalnız kalır ve bu en zor günlerinde oğlu Christopher onu arayıp sormamaktadır. Böyle zamanlarda odasına çekilip, transistorlu radyosunu dinleyen Olıve sorunlarından bu şekilde kaçmaya çalışmaktadır.

Kitabın “”Nehir”” başlıklı son bölümünde art arda geçip giden mevsimler sonrasında yapılan hataların geri dönüşü olmadığını anlayan Olive’i, hayat bir kez daha şaşırtıyor. Yalnızlıktan bunalan Olive,  uzun boylu, koca göbekli, kibirli, New Jersey’de yaşamış ve Harvard bitirmiş Jack Kennison’la beraber olmaya başlar.

 Olıve yeni eşi Jack ile çok mutludur. Fakat hayatın sonlarına ulaşmıştır. Ölen eşi, Henry’i yeni eşi Jack’i sevdiği gibi sevmemiş olmasına üzülmeye başlayan Olive, geçmişi ile hesaplaşırken neleri heba ettiğini anlamış ve bizlere de anlatmış olacaktır.

 “Eğer sevgi varsa, eğer biri onu seçmişse, ya da seçmemişse… Ve eğer onun servis tabağı Henry’nin iyiliği ile doluysa ve o bunu sıkıntı verici bulmuşsa, bir kerede ezip onu unufak etmişse, bunun nedeni Olive’in insanın bilmesi gereken bir şeyi bilmiyor olmasıydI. [3]Olıve tüm hayatı boyunca sevgiyi gün be gün bilmeden heba etmişti.

 “Kül Mevsimi; beklentilere takılı kalarak, hayata dair neleri es geçtiğimizi gözler önüne seren bir romandır. Yapılan hataların geri dönüşü olmadığını anlayan Olive geçmişinden çok pişmandır.

“”Zekice ve empatik. Büyüleyici Olive’in ekseninde dönen on üç hikâye ile Elizabeth Strout unutulmaz bir roman yazmış.””-O: OPRAH MAGAZINE

“”Eğlenceli, tehlikeli olan ve vicdan azabı duyan Olive Kitteridge yürekli biri ve içinde mecburi bir yaşam gücü taşımakta. O sahnede olmadığında, onu dört gözle bekliyoruz. Onun sayesinde kitap çok sürükleyici.””-San Francisco Chronicle [4]

Olive Kitteridge: Her işini kendisi gören, çelişkili ruh hallerine sahip, , kimi zaman katlanılamayacak kadar sinirli, eşi ve oğlunun karşı koyamayacağı kadar sinirli bir eş ve annedir.  Kimi zaman ise herkes için gerçek bir dost olabilen biridir. Bir insanda bir araya gelmesi çok zor olan bütün bu özellikler, Olive Kitteridge’de toplanmıştır.

 

KİTAPIN ECZANE BÖLÜMÜ ÖZETİ 

Henry Kitteridge, her sabah evinden kalkıp, eczacılıkla uğraştığı komşu kasabaya giderdi. Artık emekli olmuş eşi Olıve ile evinde yaşıyor, her sabah işine gidip geldiği yollara bakıyordu.  Eczane, altında bir nalbur ve bakkalın bulunduğu binaya bitişik, iki katlı küçük bir dükkândı.

 Henry’e eczanesinde kocası bir ıstakoz avcısı olan Bayan Granger yardım ederdi. Kadın müşteriyi memnun etmeye pek de hevesli görünmezdi.  Bunun dışında, Bayan Granger işini iyi yapardı. Geveze olmaması, döküm defterini kusursuz tutması ve hemen hemen hiç hastalanmaması Henry’nin takdirini toplardı.

Bayan Granger aniden ölünce işi yeni bir kız almıştı.  Yeni kızı işe aldığında. Karısı ona bakarak  “Tam bir fareye benziyor.” Diye düşünmüştü. Denise Thiboxleau, yuvarlak yanaklı, küçük gözlü,  kahverengi çerçeveli gözlüklerinin gerisinden bakan sevimli bir kızdı.

Denise’in omuzları öne doğru eğikti.  Yirmi iki yaşındaydı ve Vermont eyalet üniversitesinden yeni mezun olmuştu. Kocasının da adı Henry’ydi ve Henry Thiboxleau’yla ilk kez karşılaşan Henry Kitteridge, karşısındaki bu müthiş girişken adamdan hoşlanmıştı. Henry, amcasının sahibi olduğu bir işte musluk tamircisi olarak çalışıyordu. Denise’le bir senedir evliydiler.

Genç çiftle bir akşam yemeği yemelerini önerdiğinde, Olive, “Hiç heveslisi değilim,” demişti. Henry üstelememişti. O dönemde oğulları -buluğ çağının fiziksel işaretlerini daha göstermeye başlamamıştı- Olive de Christopher kadar değişmiş ve tutarsız olmuştu.  İkisi aniden ve şiddetli bir kavgaya tutuşur, sonra birdenbire sessiz bir dostluk havasına giriverirlerdi. Neler olup bittiği hakkında hiçbir fikri olmayan Henry ise afallamış bir biçimde kendini dışlanmış ve yabancı hissederdi.

akşamüstü, Denise ve Henry Thiboxleau’yla konuşurken Henry Kitteridge bu genç çiftin yanında olmayı ne kadar istediğini hissetti. “Olive ve ben en kısa zamanda bize akşam yemeğine gelmenizi isteriz,” deyiverdi.. Henry, Thiboxleau’ların akşam yemeğine geleceğini eşi Olıve’ye bildirdi. Olive. Tamamdır, Bay Başkan,” dedi. “Aşçınız olarak emirlerinize amadeyim.”

Cuma gecesi çift Henry’nin peşinden eve girdi. Christopher, yeni yetmelere özgü bir nezaketsizlikle gelip masada pat diye yanlarına oturdu ve Henry Kitteridge, bu kaba davranışından dolayı oğluna bağırmak istiyordu. Olive ve misafirleri Denise ve eşine pekiyi davranmamıştı

Denise de ön tarafta, yazar kasanın yanında dururdu. Öğlen olduğunda, Denise evden getirdiği sandviçi çıkarır ve deponun bulunduğu arka, tarafta yerdi. Denise genelde sessiz bir kızdı, ama birden çenesinin açıldığı da olurdu. “

Denise, Bayan Granger kadar becerikli, ama ondan daha rahattı. Haftada bir kez -ya da gerekiyorsa daha sık- Portland’dan ilaçları getiren Jerry McCarthy öğle yemeğini arka odada yerdi. On sekiz yaşındaydı ve liseyi yeni bitirmişti.

.Bir gün  Olive kiliseye gitmeyi reddetmiş ve Henry onunla, kendisinden beklenmedik bir şekilde, sert bir sesle konuşmuştu. Üzerinde bokser şortu, mutfakta pantolonunu ütülerken ona, “Senden çok şey mi istiyorum?” deyivermişti. “Bir erkeğin karısının ona kilisede eşlik etmesi çok mu?” Onsuz gitmek sanki ailevi bir başarısızlığın umuma açılması gibiydi.

“Evet, benden fazlasıyla kahrolası şey istiyorsun!” Olive bunu neredeyse haykırarak söylemişti, öfkesi artık kontrol edilemez olmuştu. “Ne kadar yorgun olduğum hakkında hiçbir fikrin yok, tüm gün ders ver, kahrolası aptal bir müdürün saçma sapan toplantılarına katıl! Alışveriş yap. Yemek pişir. Ütü yap. Çamaşır yıka. Christopher’ın ev ödevine yardım et! Ya sen…” Yemek odasındaki sandalyenin arkalığına tutundu ve geceden kalma, dağınık koyu renk saçları gözlerinin önündeydi. [5]

 


KAYNAKÇA


[1] https://en.wikipedia.org/wiki/Olive_Kitteridge

[2] https://en.wikipedia.org/wiki/Olive_Kitteridge

[3] MİNE ÖZDEMİR, Hayatta neleri es geçiyoruz? https://kitap.milliyet.com.tr/hayatta

[4] https://www.frmartuklu.net/frmartuklu-soru-cevap-

[5] https://www.birazoku.com/kul-mevsimi

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar