31.03.2025
M. NİHAT MALKOÇ
Halkın sanatçısı Volkan Konak, alaylı değil mektepliydi.
"Kuzey'in Oğlu" lâkabıyla bilinen ve geniş kitlelerce tanınan Türk halk müziğinin güçlü sesi Volkan Konak, 31 Mart (2025) gecesinin ilk saatlerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde verdiği konser sırasında aniden fenalaştı. KKTC Mağusa Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Konak, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. 58 yaşında vefat eden Volkan Konak, sevenlerini derinden üzerek "Her nefis ölümü tadacaktır."(Külli nefsin zâikatü'l-mevt) (Âl-i İmran, 3/185; Enbiyâ, 21/35; Ankebut, 29/57)
ayetinin gereği her fâni gibi ölüler kervanına katıldı. Yepyeni bir yolculuğa çıktı.
Volkan Konak'ın, mesleğini icra ettiği sahnede bir bayram gecesi, genç sayılabilecek bir yaşta öleceğini kendisi dahil, hiç kimse bilemezdi.(öngöremezdi.) Hayat böyle bir şey işte. Bizler de yaşımıza, varlığımıza (paramıza) ve şöhretimize güvenerek ölümü unutmamalıyız. Zira biz onu unutsak da o bizi hiç unutmuyor, Azrail bizi bir gölge gibi takip ediyor.
Karadeniz müziğinin o doyumsuz ezgileriyle büyüyen ve bu ezgileri büyütmek ve yaygınlaştırmak için büyük bir mücadele veren Volkan Konak, 1967 yılında Trabzon’un Maçka ilçesinin Yeşilyurt köyünde doğmuştu. İlk, orta ve lise eğitim hayatı memleketi Maçka'da geçmişti. Daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’nda eğitim almıştı. Buradaki eğitiminin ardından aynı üniversitede halk müziği üzerine yüksek lisans da yapmıştı. 1991 senesinde yüksek lisansını başarıyla tamamlamıştı. Yani o iyi bir müzik eğitimi almış, bu alanda ilerlemişti. Başka bir tabirle söylemek gerekirse o, alaylı değil mektepliydi. Sağlam bir müzik temeline sahipti.
"Suların Horon Yeri"nden "Dalya"ya müzikle geçen dolu dolu bir ömür...
Volkan Konak, sanat ve müzik hayatına 1989 yılında Maçka yöresinde yaptığı derleme çalışmalarıyla ilk adımını atmıştı. Bu ilk müzik albümü "Suların Horon Yeri" adını taşıyordu. İlk albümünün dinleyiciyle buluşmasından sonra ilk bestelerini de vermeye başlamıştı. Bu çerçevede başta Nazım Hikmet olmak üzere Yaşar Miraç, Ömer Kayaoğlu, Sunay Akın ve Sabahattin Ali gibi sol kültür menşeli ve Karadeniz kökenli şairlerin şiirlerini besteledi. En önemlisi de müziğine etnik motifler katarak kendine özgü bir tarz geliştirdi.
Volkan Konak, 1993'te hazırladığı ikinci albümü olan "Efulim"le müzikal anlamda yereli evrensel formlarla buluşturdu. 1994'ün sonlarına doğru "Gelir misin Benimle?" adıyla üçüncü albümünü çıkardı. Askerlik nedeniyle bir süre mecburen müziğe ara verdikten sonra adıyla da özdeşleşen ve kişiliğini yansıtan "Volkanik Parçalar" albümü geldi. Kendi müzik firması olan Kuzey Müzik Prodüksiyon'u kurduktan sonra da "Pedaliza" adını verdiği albümünü hayranlarınla buluşturdu. Karadeniz yöresine ait türküleriyle tanıdığımız Volkan Konak 1998'den itibaren İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Ege Bölgesi'nden de türküler söylemeye başladı. Bunu Kıbrıs (KKTC) türküleri takip etti. Yani o, zamanla türkü coğrafyasını genişletti. Bu, doğal olarak da onun hayran kesimini de o nispette arttırdı.
Özgün bir sese ve yoruma sahip olan Volkan Konak, 2000 yılında altıncı albümü olan "Şimal Rüzgârı" albümünü DMC'den çıkardı. Onu 2003 senesinde "Maranda" adlı albüm izledi. 2006'da "Mora" adını verdiği sekizinci albüm müzikseverlerle buluştu. Sonra 2006'da "Mora" geldi. Onu 2009 yılında "Mimoza" adını verdiği dokuzuncu albümü takip etti. 2012'de "Lifor", 2015'te "Manolya" , 2017'de "Klasikler-1" hayranlarıyla buluşmuş, 2019'da ise son çıkan albümüyle müzik dünyasına ve sevenlerine tam karşılığıyla "Dalya" demiştir.
Volkan Konak, sadece albüm çıkarmakla yetinmemiş; uzun yıllar boyunca Show TV, Star TV, TNT ve Kanal 1 televizyonlarında "Kuzeyin Oğlu Volkan Konak" adıyla müzik ve eğlence programı hazırlayıp sunmuş; bu programlarda müzisyenleri seyirciyle buluşturmuştur.
Aynı zamanda söz konusu müzik ve eğlence programlarında şarkı ve türküler söylemiştir.
Halk tarafından sevilen ve takdir gören bir sanatçı olan Volkan Konak, değişik zamanlarda farklı kurum ve kuruluşlardan ödüller alarak onore edilmiştir. Bu ödüllerden bazıları şunlardır: "1997-Politika Dergisi, En İyi Müzik Sanatçısı; 2003- Kral Televizyonu, En İyi Halk Müzik Sanatçısı; 2005- Başkent Grubu, Yılın Altın Adam Ödülü; 2005- Kral Televizyonu, Yılın Halk Müziği Sanatçısı; 2005- Magazin Gazetecileri, Yılın Sanatçısı; 2005- D.M.C - Maranda Albümü, Elmas Plak; 2006- MÜ-YAP - Mora Albümü, Altın Plak; 2009- Altın Kelebek Ödülleri, Yılın Halk Müziği Sanatçısı; 2010- D.M.C - Mimoza Albümü, Platin Plak; 2010- Kral Tv, Türk Halk Müziği Özel Ödülü; 2011- TRT Müzik, En İyi Halk Müzik Sanatçısı; 2011- TRT Müzik, Yılın En İyi Televizyon Müzik Programı (Kuzeyin Oğlu - Show TV); 2011- 38. Altın Kelebek Ödülleri, Türk Halk Müziği Erkek Solist Ödülü"
Maviyle yeşilin koyun koyuna olduğu asil bir coğrafyanın hırçın çocuğuydu o...
Maviyle yeşilin koyun koyuna olduğu bu asil coğrafyanın hırçın çocuğu olan Volkan Konak, içinden çıktığı genelde Karadeniz, özelde Trabzon insanının duygu ve düşüncelerine başarıyla tercüman olmuştu. Onun içindir ki kendisine "Kuzey'in Oğlu" sıfatı verilmişti.
Volkan Konak, kıyısında doğup büyüdüğü Karadeniz gibi hırçındı. Belli ki hırçınlığını Karadeniz'in sert dalgalarından almıştı. Dalgalar sesine, sesi de masmavi dalgalara karışmıştı. Evinin karşısındaki Maçka ve biraz yukarısındaki Zigana dağları gibi heybetliydi o. İçi içine sığmayan bir adamdı o. Bu özellikler zamanla onun karakterinin kodlarını oluşturdu.
Karadeniz türkülerinin emekçisi Volkan Konak, çok iyi bir Trabzonlu ve Trabzonsporluydu. Trabzonspor'la aynı tarihte dünyaya gelmişti. (1967) O, Trabzonspor'dan beş ay büyüktü sadece. O da, İstanbul'un üç büyüklerine kafa tutan Trabzonspor gibi asiydi, başka bir tabirle söylemek gerekirse dik kafalıydı. Kimseye minneti ve eyvallahı yoktu. Her nereye gittiyse Trabzonlu ve Trabzonsporlu kimliğini büyük bir gururla ve onurla oraya taşıdı.
Volkan Konak, Karadeniz yerel müziğini evrensel formlarla birleştirdi. O, daha çok yaşanmış hikâyelerin besteleriyle tanınan bir müzisyendi. Onun, kardeşi Nuran Bahçekapılı tarafından yazılan, kendisi tarafından bestelenen "Cerrahpaşa" türküsünü bilmeyen yok gibidir. Bu türküde, kanserden ölen bir babanın ölümünden duyulan derin üzüntü anlatılıyor. Çernobil Nükleer Santrali faciası sonrası artan kanser vakalarına dikkat çekiliyor. Sözler adeta yüreğe işliyor: "Vay seni Cerrahpaşa/İçmem suyundan içmem/Bir dahaki seneye/Yolci da gelup geçmem//Yaş akar gözüm sızlar/Ne kalur gerisine?/Herkesun bir derdi var/Durur içerisinde// Doktorlar da bilir mi?/Babamin acisini/Cerrahpaşa'ya koydum/Canumun yarisini"
Şimdi türküler, kanadının biri kırılmış körpe bir serçe kuşu misalidir.
Besteci ve söz yazarı olan Volkan Konak, aynı zamanda iyi sayılabilecek bir şairdi. Konserlerinde söylediği türkülerinin arasına kendisine ait şiirlerinden serpiştirerek dinleyenlerinin gönlüne girdi. Bunun yanında konserlerinde yaşanmış hikâyelere de yer verdi.
Volkan Konak, eskilerin deyimiyle ismiyle müsemma bir adamdı. İsminin özelliklerini fazlasıyla yansıtıyordu. Demem o ki çok kere "Volkan" olan adının özelliklerini davranışlarıında da gösteriyordu o. Çabuk patlayıp tez sönüyordu bir derin tebessümle. O; hak bildiğini eğilmeden, bükülmeden ve de çekinmeden söyleyen sıra dışı bir sanatçıydı.
Trabzonlu bir şair olan Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun "Âh bu türküler/Türkülerimiz/Ana sütü gibi candan/Ana sütü gibi temiz/Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla/Köyümüz, köylümüz, memleketimiz./Âh bu türküler,/Köy türküleri/Dilimizin tuzu biberi/Memleket ahvalini onlardan sor/Kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen'i/Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni.../Ben türkülerden aldım haberi." dediği türküler Volkan Konak'ın bir ömür üzerine titrediği ve başarıyla dillendirdiği gönül mektuplarıydı. Onun müziğe en büyük hizmeti, yaşanmışlıklarla dolu Karadeniz türkülerini yaşamak ve yaşatmak için sarfettiği gayretti.
Şimdi Karadeniz türküleri mavisini kaybetmiş gökyüzünden, yeşilini kaybetmiş yaylalardan farksızdır. Şimdi türküler kanadının biri kırılmış bir serçe kuşu misalidir.
Ölürsem Anadolu’da bir köy mezarına gömün beni.
Karadeniz müziğine bir ömür hizmet eden ve bu müziğin ülke genelinde sevilmesini ve tanınmasını sağlayan Volkan Konak, yaşarken vasiyetini dile getirmiş bir sanatçıydı. O, sosyal medyada ve birçok platformda yayımladığı vasiyetinde, doğduğu ama doy(a)madığı topraklara, Trabzon'un şirin ilçesi Maçka'ya, burada sonsuzluk uykusuna yatan sevgili babasının yanına gömülmeyi arzuluyor ve bu minvalde şunları söylüyordu: “Nasip olur da göremezsem o günü, yani kurtuluştan önce ölürsem – ki öyle de görünüyor – beni alın, Anadolu’da bir köy mezarına gömün. Şair beni bağışlasın ama Karadeniz’de, Maçka’da, Düz Tarla'da babamın yanına gömülmeyi isterim. Mezarımın bir yanında Hasan Bey’in vurdurduğu ırgat Osman yatsın. Diğer yanımda ise kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe olsun; çavdarın dibinde ama… Türküler, şehir aydınlığında taze insanı anlatır. Yanık benzin kokusu vardır, tarlalar artık orta malı olmuş, kanallarda su akıyor. Ne jandarmadan ne de kuraklıktan korku kalmış. Ama biz belki de bu türküleri duyamayacağız. Duyacak değiliz. Toprağın altında yatan ölüler vardır. Kara dallar gibi çürürler, uzun uzun. Sağırdırlar, kördürler, dilsizdirler. Ama ben bu türküleri söyledim. Evet, henüz dizilmedi o sözler ama söyledim. Yanık benzin kokusunu duydum. Traktörlerin resmi bile daha çizilmedi. Benim sessiz ve ıssız komşularıma gelince; Irgat Osman ve Şehit Ayşe büyük hastanede çekip gittiler. Yaşarken sağlıklarının kıymetini bile bilemediler. Dostlar, yoldaşlar… Eğer nasip olmaz da göremezsem o günü, ölürsem kurtuluştan önce yani, beni alın ve Anadolu’da bir köy mezarına gömün. Ve son uyarıma gelince: Tepemde bir çınar olsun yeter. Taş maş da istemem ulan!”
Volkan Konak'ın bir bahar akşamı Mağusa'da öleceğini kim nereden bilebilirdi ki?
İnsanların kimilerine göre doğru, kimilerine göre de yanlış siyasî tercihleri vardır. Bunlar kişinin nerede durduğuna ve nereden baktığına göre değişir. Volkan Konak'ın da her insan gibi belli bir siyasî düşüncesi vardı. Hatta kendine göre dinî yaklaşımları da söz konusuydu. Şimdi ölü henüz musalladayken bunları konuşmanın ve irdelemenin yeri ve zamanı değil. Allah hepimizin yaptıklarını en iyi gören ve ona göre muamele edendir. Bizler Allah'ın alanına girme hakkına sahip değiliz. Sorgulayan ve gereğince yargılayan odur. Bizler ölüye iyi dediğimiz için cennete, kötü dediğimiz için de cehenneme gitmez. Ölülerin ardından kötü konuşmak caiz değildir. Hz. Aişe validemizden rivayet edilen bir hadisi şerifte Peygamberimiz (asm) "Bir arkadaşınız öldüğü zaman onu bırakın, onu gıybet edip ayıplamayın." buyurmuştur. Herkes ahiret için kendi biriktirdiklerine (gönül aynasına) baksın. Demem o ki sakın ha (haşa, sümme haşa) Allahlığa soyunmayın. Allah adına karar vermeyin.
İnsanları dinden ve siyasetten bağımsız ve tarafsız olarak değerlendirmeyi bir türlü beceremiyoruz. Çıkış noktamız genelde din ve politik duruş oluyor. Oysa insanın bir de yaptıkları ve hayata katttıkları vardır. Onları bir türlü görüp değerlendiremiyoruz.
İnsanın bin bir hâli var. Hepimiz beşeriz, gün gelir elbet biz de şaşarız. Bazen günümüz günümüze uymaz. Öyle zamanlar gelir ki canımız boğazımızdadır, bu ruh hâliyle söylenip dururuz. Fakat söylediklerimiz bir gün bağlamından koparılıp yaygın düşüncemiz ve inancımız olarak gösterilmeye çalışılır ne yazık ki. Oysa sözü bağlamında anlamak gerek. Ötesi gıybet ve kul hakkıdır. Gıybet ve kul hakkının İslâm inancındaki yeri bellidir.
Kim ne derse desin, beni öncelikle ve özellikle ilgilendiren Volkan Konak'ın özel hayatı değil, sanatı ve sanatçı kişiliğidir. Şahsın özel yaşamını yargılayacak merci bellidir. Hem bu dünyada en kolay iş, klavye kahramanlığı ve itibar cellatlığı yapmaktır.
O meşhur ve duygu yüklü "Mağusa Limanı" türküsünü yürekten söyleyen Volkan Konak'ın bir bahar akşamı Mağusa'da öleceğini kim nereden bilebilirdi ki? Maçkalı olarak bilinen Erkan Ocaklı'nın ardından yine bir başka Maçkalı sanatçı olarak tanınan ve bilinen Volkan Konak'ın da bu dünyadan göçmesi, ülkemizin soyut kültür hazineleri olan o kıpır kıpır Karadeniz türkülerini hem öksüz hem de yetim bıraktı. Karadeniz türkülerine hayat veren ve onları adeta gönül göklerinde uçuran Volkan Konak'a amelince rahmet diliyorum.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın