24.05.2011
LEHÇE NEDİR?
Lehçe Nedir sorusuna cevap olarak verilen cevapların bazıları şunlardır.:
"Bir dilin tarihsel, bölgesel, siyasal sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu, diyalekt. "(TDK) "Lehçe ya da Diyalekt, bir dilin belli bir coğrafî bölgedeki insanlar tarafından konuşulan çeşididir." (www.turkceciler.com/lehce-sive-agiz-dil-nedir.html )
Lehçe, bir dilin çok uzun zaman önce, yazılı metinlerle izlenemeyen, karanlık dönemlerinde kendisinden ayrılan ve ayrıldığı dilden hem “ses” hem de “biçim (yapı)” olarak ayrılıklar içeren koludur.
Şive, bir dilin yazılı metinlerle izlenebilen ve “yakın geçmiş” olarak nitelendirilebilecek döneminde kendisinden ayrılan ve ayrıldığı dilden yalnızca “ses” bakımından
değişiklikler içerip “yapı (biçim)” bakımından ayrılıklar içermeyen koludur. Ağız ise, bir dilin konuşulduğu belli yerleşim bölgelerine özgü olan ve “sesletim farklılıkları” temelli olan koluna verilen addır. ( Yavuz TANYERİ,https://www.bilgicik.com/yazi/lehce-sive-ve-agız)
Bir dilin tarihi, bölgesel, siyasi sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu, diyalekt. Kırgız Lehçesi, Kazak Lehçesi (www.turkcebilgi.com/soru_cevap_13532_agiz-lehce-sive)
Lehçe kendi kelime dağarcığı ve grameri olan sözel (sözlü veya işaretli olan ama mutlaka yazılı olmayabilen) bir iletişim sistemidir; ağız da denmektedir. Diyalektle uğraşan ilim kolu isediyalektoloji olarak adlandırılır. Lehçeyi konuşan kişilerin sayısı ve bölgenin büyüklüğü değişir. Bu yüzden geniş bir bölgede pek çok lehçe olabileceği gibi o lehçelerin konuşulduğu daha küçükbölgelerde de başka lehçeler olabilir.
Bir dilin çeşitleri sadece gramer ve kelime hazineleri ile birbirinden ayrılmaz, ritim ve ahenk de dâhil olmak üzere telaffuz ile de farklılık gösterebilir. Eğer farklılıklar telaffuz ve seslendirmeden ibaretse "lehçe" veya "çeşit" terimlerinden ziyade "şive" terimi kullanılır.
Dil biliminde bir konuşma türünün dil mi yoksa lehçe (diyalekt) mi olduğunu saptamak için kullanılan tek dil bilimsel ölçüt karşılıklı anlaşılabilirlik ("mutual intelligibility") ölçütüdür. Bu ölçüt, sıradan bir kimsenin dille ilgili şu yalın yargısına dayanır: "Aynı dili" konuşan insanlar birbirlerini anlayabilirler, ya da aksine birbirlerini anlamayan insanlar "ayrı diller" konuşuyorlar demektir Sınırlı olmasından dolayı, tarihte yüzyıllarca dar bir bölgede konuşulan ağzın, mensup olduğu yazı dilinden ayrılıklar göstermesi olağandır. Çünkü yazı dili bir milletin kültürünün muhafazası için gelişmiş, başka dillerle münasebette bulunmuş, kendi kaideleri içinde yeni dil unsurları yaratmış, başka dillerden aldığı yabancı kelimeleri kanunlarına uydurmuş ve kendisine mensup ağızlarda hâkim olarak varlığını sürdürmüştür. Ağızların mensubu bulunduğu dille ayrıldığı noktaları takip etmek, yazılı mahallî metinler varsa mümkün olur. Ağızdaki gelişme, hep sözde kalması sebebiyle yazı diline nispetle daha hızlıdır. Bu yüzden bazen bir ağız ile mensubu bulunduğu kültür, yani yazı dili arasında büyük ayrılıklar ortaya çıkabilir. Günümüzde Rusya ve Türki cumhuriyetlerde her bölgede ayrı bir alfabe kullanılmaktadır. Böyle durumlarda aradaki ufak farklardan hareket edilerek zamanla aynı dilin başka iki şekli ortaya çıkar. (Prof.Dr.Talat TEKİN TÜRK DİLLERİ AİLESİ)
Lehçelerin köken bakımından aynı ana dilin etrafında oluşan, aynı ana dilden coğrafik uzaklıklar, tarihi kopmalar sonucu önce ağız ve şiveler şeklinde oluşan farklılıkların daha sonra kelimelerdeki ses değişimlerine, söyleyiş ve telaffuz farklılığına, cümle kurgu ve dizilişlerine hatta biçim ve yapı farklılığın kadar uzanan önemli ölçüdeki dil başkalaşımlarına dendiği sonucuna ulaşabiliriz. Lehçe düzeyini de aşan farklılaşmalarda artık lehçe değil bir başka dil oluşmaktadır. Bu görüşe göre de Ural Altay dil grubundaki kelimleri aynı ana dilden çıkmakla beraber lehçe farklılıklarını da aşarak farklı bir dil haline gelmiş diller olarak görmek gerekir. Bu anlamdan hareketle, Yakutça ve Çuvaşçayı artık Türkçenin Lehçeleri olarak değil farklı diller olarak görmek gerekecektir
TÜRK LEHÇELERİ:
Türkî diller TDK'nın adlandırmasıyla Türk lehçeleri olarak bilinene; Doğu Avrupa'dan Sibirya ve Çin'in batısına dek uzanan bir alanda ana dil olarak 175 milyon kişi tarafından, ikinci dil olarak konuşanlar da sayılırsa yaklaşık 200 milyon[kaynak belirtilmeli] kişi tarafından konuşulan, birbirleri ile çok yakın akraba olan ve 40 ayrı yazı diline bölünen bir dil grubu tanımlanır. Türk dilleri dünyada en fazla konuşulan diller arasında 5.dir. Türkiye Türkçesi ise dünyada 15. sıradadır.
Türk dilleri Ural- Altay dilleri ailesinden Altay koluna aittir. En çok konuşulan lehçesi Türkiye Türkçesidir. Ardından Özbekçe, Azerice, Uygurca, Kazakça, Tatarca gelmektedir.
Edebi mahsullerin yazı dili haline gelmeye başladığı ms 8. yy dan bu tarafa Türkçenin önce Coğrafi ve kültürel etmenler bu ayrılmada rol oynar. Lehçelerde, ses, şekil ve kelime ayrılıkları çok büyüktür. Bazı dilciler, büyük ayrılıklarda lehçeyi başka bir dil olarak kabul etmeyi de önerirler. Çuvaşça ve Yakutça, Türkçenin lehçeleridir. Yakutlar, Sibirya'nın kuzeyinde otururlar, Şamanist ve Ortodoks’turlar. Çuvaşlar ise Volga'nın iki kolunun kesiştiği bölgededirler ve Ortodoks dinindedirler.
Tüm Türkî dillerinin sesbilim, sözdizimi ve şekil bilgisi neredeyse aynıdır. Yalnızca Çuvaşça, Halaçça ve Yakutça ile Dolganca gibi Sibirya Türk dilleri bu noktalarda farklıdır. Bunun yanında komşu ülkelerin sınırlarında kaynaşmadan ileri gelen ve bazen dil gruplarının sınırlarını da aşan lehçeler bulunur.
Türkî dilleri birbirlerini anlayabilen dillerden oluşan gruplara ayrılır. En büyük grup Türkiye Türkçesi, Azerice ve Türkmenceyi içine alan Oğuz grubudur. Diğer gruplar, Uygur, Kıpçak, Ogur, Sibirya ve Argu gruplarıdır. Aynı grubun içinde yer alan dillerin arasındaki fark bir lehçe farkı kadardır, ancak iki farklı gruba ait dilin arasında anlaşabilirliği zorlaştıran ya da imkânsız kılan gramer farkları vardır. Buna rağmen tüm dillerde neredeyse hep aynı kalan birçok sözcük bulunabilir.
Çoğu Altay dillerinde olduğu gibi Türkî dillerde de büyük ve küçük ses uyumu vardır (Özbekçe hariç), yazımda sözcükler son ekler alarak uzarlar ve tümce yapısı özne-nesne-yüklem sırasıyla oluşturulur. Kazakça örnek:
jaz (yaz)
jaz.u (yazı)
jaz.u.şı (yazıcı/yazar)
jaz.u.şı.lar (yazıcılar)
jaz.u.şı.lar.ım (yazıcılarım)
jaz.u.şı.lar.ım.ız (yazıcılarımız)
jaz.u.şı.lar.ım.ız.da (yazıcılarımızda)
jaz.u.şı.lar.ım.ız.da.ğı (yazıcılarımızdaki)
jaz.u.şı.lar.ım.ız.da.ğı.lar (yazıcılarımızdakiler)
jaz.u.şı.lar.ım.ız.da.ğı.lar.dan (yazıcılarımızdakiler
Türkçe ve Diğer Türk Lehçeleri Örnek
Türkiye Türkçesi:
Yakında bakkal var mı? Bana bakkaldan ekmek getirir misin? Bir kilo şeker istiyorum. Yarım kilo yemeklik yağ verin. Unun kilosu kaça?
Azeri Türkçesi:
Bu yahınlarda erzag dükkânı var mı? Dükkândan mene cörek getirersiniz mi? Hahis edirem bir kilo gend verin. Yarım kilo kere yağı istiyrem. Unun kilosu neceyedir?
Türkmen Türkçesi:
Golayda bakgal bar mı? Manga bakgaldan cörek getirip bilersing mi? Bir kilo seker isteyerin. Yarım kilo iymeklik yağ bering. Uning kilosı nece?
Özbek Türkçesi:
Yakında bakkal barı mı? Mange bakkaldan nan alıp gelesiz mi? Bir kilo şeker isteymen. Yarım kilo avkatlık yag bering. Unyng kilosu kanca
Uygur Turkcesi:
Yakinda bakkal dukini barmu? Bakkalga berip manga nan ekilip biremsiz? Bir kilo seker isteymen. Yerim kilo tamaklik may bering. Uning kilosu kance?
Kırgız Türkçesi:
Cakın aynalada dukon barbı? Maga dukondon nan alıp kelesiz bi? Bir kilogram kant beringiz. Carım kilogram margarin bering. Undun kilogrami kanca?
Kazak Türkçesi:
Cakın cerde duken bar ma? Magan dukkennen bir nan alıp kekesing be? Bir kilogram kant kerek. Cartı kilogram tamak pisiratın may beringiz. Uning kilogramı kansa aksa?
Tatar Türkçesi:
Yakında kibit bar mı? Minga kibitten ipiy ipiy almassız mı? Ber kilo şeker alırga tılım. Yartı kilo usimlik mayi birigiz. Unning kilosi nice sum tura?
Örnek:
Cümle yapısı
EskiTürkçe TürkiyeTürkçesi Azerice Türkmence Tatarca Kazakça Özbekçe Uygurca
TÜRKÇENİN LEHÇELERİNİ BELİRLEMEK İÇİN SEÇİLEN KRİTERLER
Üstteki sınıflandırmada coğrafi dağılımın yanı sıra geleneksel dil biliminin kriterleri de dikkate alınmıştır:
Ogur dil grubundaki /-r/ yerine /-z/ kullanılması, bu dil grubunu diğerlerinden ayırır.
Sibirya-Türkî dillerini diğerlerinden farkına bir örnek: Tuvaca dilinde "adak", Yakutça "atah" diğerlerinde ise "ayak" denir. Yalnızca Halaç dilinde "hadak" denir.
Oğuz dil grubu diğerlerinden sonek başlatan /G/'nin eksik olmasıyla ayrılır. Örnek: "kalan" (kalmak), diğer Türkî dillerinde "kalGan"; "bulanmak", diğerlerinde "bulGanmak".
Sonekin sonuna eklenen /G/ güneydoğu Türkî grubunu kuzeybatı grubundan ayırır: Uygurca "taglik" ama Tatarca "tawlı" – (dağlık).
FAYDALANILAN KAYNAKLAR
Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.
BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM veya [email protected]
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın