Levanten Tatlısu Frenk’i Nedir
Osmanlıca yazılışı : لوانتن
Levanten sözcüğü Fransızca kökenlidir. Fransızcada “doğuda doğan -doğulu “anlamlarında "lever" kelimesinden türemiştir.[1] Anlamı "Levantlı" yani doğulu demektir.
TDK sözlüklerindeki tanımı : “ Avrupa asıllı olup Yakın Doğu ülkelerine yerleşmiş ve evlenmeler yoluyla soyu karışmış kimse,” [2] şeklindedir. Osmanlıca sözlüklerde ise “Şark memleketlerinde doğmuş Hıristiyan”[3] olarak tarif edilir. Genel anlamı ise Avrupalı bir aileden gelerek, özellikle İzmir, İstanbul, Ayvalık hatta Mersin’e yerleşen Hıristiyan kökenli insanları kast etmektedir.
Levanten sözcüğü 19. asır İstanbul’da Avrupalı gibi görünmeye özenen, züppe tavırlı [4] kişiler için de kullanılmış bu tip kişilere “ tatlı su Frenki “ de denmiştir. Ancak İstanbul’da tatlı su Frenki deyiminin tam olarak Türkiye’ye yerleşmiş Hıristiyan asıllı olanları kapsamadığı yabancılar gibi davranan Türk asıllı kimseleri aşağılamak için de kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Levanten sözcüğü yerli Hıristiyanlar olan Ermeni, Rum Süryani gibi kesimleri ifade etmemektedir. Levanten sözcüğü İngiliz, İtalyan, Fransız, Macar, Alman, Avusturya Leh ve Slav kökenli olan Türkiye’ye buralardan ticaret için gelip, yerleşen, şarka yerleşmiş Hıristiyan manasında kullanılan bir sözcüktür. Ermeni, Rum ve Süryani gibi Doğulu Hıristiyanlar bu tabirin dışında tutulmuş, Osmanlıya tabi olan evvelden beri bu coğrafyada yaşayan bu azınlıklar Levanten sayılmamıştır.
Levanten sözcüğü ilk olarak İtalya’da İtalya'nın doğusundaki Akdeniz toprakları (Doğu Akdeniz) Suriye, Lübnan, Ürdün ve İsrail’i ifade eden bir tabir iken a İtalyan, Katalan, Fransız, İngiliz, Alman, Leh, Slav kökenli olmak üzere İstanbul, İzmir, Ayvalık, Mersin ve Beyrut yerleşen Avrupalıların soyundan gelip, Türkiye'de yaşayan Hıristiyanları ifade eder.[5]
Levanten sözcüğü daha ziyade 18. ve 19. yüzyıllarda sıkı sık kullanılmaya başlanmış, Orta ve Kuzey Avrupa’dan gelerek şarka yerleşen İngiliz, İtalyan, Fransız, Macar ve Slav kökenli yabancıları [6] ifade eden bir sözcük olarak yaygınlaşmıştır. Zannedildiğinin aksine bu sözcük İlk olarak Avrupalıların Doğuda yaşayan Avrupa kökenli insanları küçümsemek maksatlı kullandıkları bir tabir olmuş, 19 yy İstanbul’da da sık sık kullanılan bir sözcük haline gelmiştir.
Levantenlerin özellikle, İzmir ve İstanbul’da yoğunlaştıkları daha ziyade ticaret ile uğraştıkları, özellikle Tanzimat dönemi ve sonrasında limanlardaki, ticari faaliyetleri ele geçirdikleri, Osmanlı ve Müslüman tüccarlar ile batılı tüccarlar arasında köprü görevi gördükleri bilinmektedir. Bu nedenle Batılı ülkelerden gelerek Türkiye’deki büyük liman kentlerine çöreklenen Hiristiyan asıllı bu tüccarlar yerli halk ile de temas kurmuş hatta evlilikler de yaparak Şarka yerleşmiş Avrupalı görünümlerinde yaşamışlardır.
Levantenlerin Türkiye’ye yerleşmeleri Fransızlara verilen Kapitülasyonlar sayesindedir. Fransızlardan gümrük alınmaması ticaret ve tüccarlık yapan Levantların Türkiye’ye ve Osmanlı devletinin Doğu Akdeniz deki limanlarına yerleşmelerine vesile olmuştur. Tanzimat’ın ilanından sonra batılılara verilen haklar daha da çoğalınca Fransız, İtalyan, İngiliz, Alman, hatta Slav ve Katalan kökenli levantların da Türkiye’ye yerleşmelerine olanak sağlamıştır. Tanzimat döneminde kapitülasyonların diğer Batılı ülkeleri de kapsayacak şekilde genişlemesi üzerine Avrupa’nın ucuz hammadde ihtiyacını karşılamak yoluyla ticaret yapan batılılar önemli limanlara yerleşemeye başlamıştır. Limanlardaki ticaretin kontrolünü ele geçiren Levantenler vergiden de muaf oldukları için anormal derecede zenginleşmişler, Osmanlı devletinde yaşadıkları halde Osmanlı vatandaşı sayılmamışlardır. Levantenler bu nedenle vergi ödemedikleri gibi askerlik hizmetine alınmadan zenginleşiyorlardı.
Üstelik yaşam tarzları, kılık kıyafet ve zevkleri ile yerli ahaliyi de etkiliyorlar ancak kendileri de yerli ahaliden etkilenmek zorunda kalıyorlardı. Levantenler toplum ve devlet için birçok olumsuzluk yaratmalarına rağmen Osmanlı topraklarında sanayileşme ve Batı Sanatının yerleşmesine de öncülük etmişlerdi.
Tanzimat döneminde İstanbul’daki Levantenler özellikle Galata ve Pera’da kümelenmişti. Bir kısım Levantenler İzmir ve Ayvalık çevresine yerleşirken Mersin'e de yerleşen Levantenler de olmuştur. [7]
Cumhuriyetin ilanından sonra Levantenlerin büyük bir kısmı Türkiye’den ayrılmış, ancak bazıları Türk vatandaşlığına geçtikleri gibi bazıları da tekrar Türkiye’ye dönmüşlerdir.
Tanzimat Döneminde ve sonrasında yazılmış edebi eserlerde Levantenlere dair birçok ibare geçmektedir. Levantenlerin zenginlikleri, ülkede yaşanan kültürel değişimlere olan etkileri edebi eserlerde ve incelemelerde sık sık karşımıza çıkar. Türkiye’deki pek çok köklü şirket, fabrika ve holdingin kökeni Levantenlere dayanır. Türk Sanayisi ve ticaretinde Levantenlerin rolü çok da detaylı incelenmemiş bir konudur.
KAYNAKÇA
[1] Raziye Oban,” Levanten Kavramı ve Levantenler Üzerine Bir İnceleme”, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, s.337
[2] Türk Ansiklopedisi, MEB Basımevi, C. XXII,S.12-13,
[3]https://toven.cagdassozluk.com/osmanlica-turkce-sozluk-madde-14940.html
[4] TDK Büyük Türkçe Sözlük-Levanten
[5]https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye_Levantenleri
[6] Raziye OBAN (ÇAKICIOĞLU)” Levanten kavramı ve Levantenler üzerine bir inceleme “Türkiyat Araştırmaları Dergisi(12.08.2013
7] Gülizar AÇIK GÜNEŞ, MERSİN LEVANTEN YAPILARI ÜZERİNE BİR İNCELEME, YÜKSEK LİSANS TEZİ ,ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ, ADANA, 2010