Lirizm Lirik Şiir ve Örnekleri

30.04.2013

 

 

 Lirik şiir, Batılı şiirinde veya batı etkisindeki Türk şiirinde konuları yönünden ayrımlanan şiir türlerinden biridir. Lirik şiir biçimce bir şiir türü değil konu yönünden ayrıma tabii tutulan şiir türlerindendir.

 

Lirik şiir biçimce bir yarım ifade etmez. Yani gazel, rubai, terkib-i bendlerde olduğu gibi kafiye örgüleri, nazım birimleri ve ölçü istemleri ile ayrılan şiirler gibi şiir şekli ile ilgili kendine özgü biçimsel nitelikler taşıyan şiir şekillerinden biri olarak anlaşılmamalıdır.

 

Lirik şiir duyguların coşkun bir dille anlatıldığı duygu şiirlerinin genel adıdır.  Kelimenin anlamı Latince’den gelir ve Latince lyricus, Yunanca lyricos, Fransızca lyrique kelimelerinden türemiştir. [1] Bu kelimenin sözlük anlamı ise; coşkun, ilhamla dolu demektir ve lirik kelimesi köken anlamıyla alakadar olarak duygu ve coşku içerikli şiirleri ve düzyazıları kasteder.  Bir başka görüş ise, Lirik sözcüğünün Lir çalan anlamından hareketle ortaya çıktığı şeklindedir. Lir Antik Yunanlılardan beri bir müzik aletedir. Eski Yunanlı ozanların Lyra dedikleri telli bir sazla şiir söylediklerinden içli ve duygulu şiirlere Lirik denmiştir. [2]

 

Kelime bu anlamı ile sadece aşk teması üzerinde odaklanmış değildir.  Aşk da dâhil olmak üzere, vatan, gurbet, din, tabiat, hasret, ölüm vatan gibi pek çok konunun duygulu ve coşkun bir şekilde dile getirilmesi de lirik şiirin kapsamı içindedir. Kelime kökeni ne olursa olsun Lirizm tabiri bireysel duyguların içten geldiği gibi, coşkulu, etkili bir dille anlatılması manasındadır. Lirizm ve lirik bu anlamları ile sadece manzum söyleyişleri kast etmez. İlham dolu, coşkun, içli anlamlarında kullanılan lirizm sözcüğü, bu niteliği taşıyan düzyazılar için de sıfat olarak kullanılabilir.

 

Eski Yunanlılarda ozanlar şiirlerini lir, lyr denen telli bir sazla söylemiş olmalarından hareketle Tanzimat döneminde lirik şiirlere “Rebabî “ de denmiştir. [3] Rebab kemençeye benzeyen telli bir sazdır. Türk edebiyatında da âşık, ozan ya da saz şairi adı verilen halk ozanları şiirlerini sazla söylemektedir.

 

Lirik şiirde toplumsal mutluluk ya da felâketlerden duyulan sevinç ya da acı gibi ortak duygular; ya da aşk, ayrılık, özlem, ölüm acısı, vb. gibi bireysel duygular anlatılır. Batılı bir kavramı ifade eden lirik şiirinin Türk şiirindeki karşılıkları, Divan edebiyatında, gazel, şarkı, mersiye ve murabba, halk şiirinde ise koşma, ağıt, türkü ve semailerdir.

 

 Lirik şiir dünya edebiyatında en çok işlenen ve sevilen şiir türüdür. Türk edebiyatımızda halk âşıklarının (veya halk şairlerinin) söylediği şiirlerin çoğu liriktir. Batı edebiyatında Rönesans devri ozanlarının (Petrarca, Ronsard, vb.); daha sonra da, ilke olarak içe dönüklüğü benimseyen romantik ozanların (Lamartine,  Hugo, Musset, vb.) duygusal ve öznel bir nitelik gösteren şiirleri bu türün başarılı örnekleridir. [4]

 

Divan edebiyatında Fuzuli, Necati, Şeyhülislam Yahya Nedim, Halk ve tasavvuf edebiyatında (Yunus Emre,  Pir Sultan Abdal, vb.), din-dışı Halk edebiyatında Karacaoğlan,  Âşık Ömer,  Emrah, vb. ve yeni edebiyatta Yahya Kemal,  Atilla İlhan, Bedri Rahmi, vb lirik şiirde başarılı örnekler vermiş şairlerdir. . Konu başlıkları

 

Batı edebiyatında lirik şiir belli nazım şekilleri ve ölçüleri olan şiir biçimselliği de taşımaktadır.  Fakat bizim şiirimizde lirik şiir denilince belli, ölçüleri, kafiye şeması veya durakları olan bir nazım şekli akla gelmemektedir. Lirizm bizim şiirimizde bir birlerinden çok farklı nazım şekillerimizde kullanılan duygulu, coşkulu veya hüzünlü içerik olarak algılanır. Bat edebiyatındaki Lirik şiir ölçüleri ise şunlardır:

 

    Lambic: Birincisi kısa, ikincisi uzun iki heceli vezin türüdür.

    Trochaic: Bir uzun ve bir kısa heceli ölçüdür.

    Anapestic: İki kısa ve bir uzun heceden meydana gelen vezin türüdür.

    Dactylic: Bir uzun iki kısa ölçülü Yunan ve Latin veznidir. [5]

 

Yunanlılar lirik terimiyle telli bir saz ve genellikle dans eşliğindeki şarkıya ayrılan şiir türünü kastetmişler, epik ve dramatik şiirlerin karşıtı olarak düşünmüşlerdi.  Bu kavram il kullanımı amacına uygun olarak şairlerin kişisel duygularını tutku ile dile getirdikleri bir şiir türü olarak genelleşti. Bu anlamıyla lirizm öznel coşkulu, coşkusunda da aşılığa kaçabilen şairler için kullanılır hale geldi.

Lirik şiirin içeriğinde dini mitolojik veya epik konularında işlenebildiği görülmektedir. Buna rağmen bu tür konularda da öznel duygular dile getiriliyorsa, bu temaların işleniş şekli de lirik demektir. Şairler dini siyasi ve kahramanlık ve destansı konularını kendi duygularını dile getiren bir araç gibi kullandıklarında da lirik bir şiir söylemiş sayılmaktadır. [6]Bu manada lirik şiirlerdeki esas ele alınan konu değil,  şairlerin kişisel duygu ve coşkularını dile getirmiş olmalarıdır.

 

Lirik şiir mythos, masal, efsane, öykü gibi konularını da ele alabilir. Bu bakımdan biraz destana benzese de lirik şiir içe dönük ve kişiseldir. Şair çeşitli konulardaki duygularını bu şiir şekliyle ifade eder. Bu anlamıyla Hümanizmim düşünceleri lirik şiirden doğmuştur.

 

Batı şiirindeki lirik şiir, romantizmle yeni bir değer kazanmış, epik söylemlerle bile söylense de hiçbir zaman kişiselliğinden ödün vermemiştir. Lirik şiirle ilgili diğer bir husus lirik şiirlerin her zaman, bir müzik eşliğinde söylenmiş olması veya vezinli söylenmesidir. Lirik şiir,  günümüze kadar müzik, ahenk, ritim ve vezinden ayrı düşünülmemiştir.  Lirik şiir tarihin her döneminde doğal insan sesinin melodik yapısını oluşturan vezin ve çalgıların çıkardığı ses ile insan sözlerinin arasında oluşan gerçek  ve doğal bir dil melodisi olarak tasavvur edilmiştir.

 

LİRİK ŞİİR ÖRNEKLERİ

ELA GÖZLERİNE KURBAN OLDUĞUM


Elâ gözlerine kurbân olduğum
Yüzüne bakmağa doyamadum ben
İbret için gelmiş derler cihâna
Noktadur benlerün sayamadum ben

Aşkın ateşidür sinemi yakan
Lutfuna erer mi çevrini çeken
Kolların boynuma dolanmış iken
Seni öpmelere kıyamadum ben

Terk eyledüm ağalarum beylerüm
Boz bulanık seller gibi çağlarum
Anın içün ben âh idüp ağlarum
Ayrılık oduna döyemedüm ben

Kaldı deli gönül kaldı hep yasda
Mevlâm erdür beni murada kasda
Âşık Ömer eydür sevgili dosta
Allah'ısmarladık diyemedüm ben   Aşık Ömer,

 

Gazel

 

Tahammül mülkünü yıktın Hulagu Han mısın kâfir
Aman dünyayı yaktın ateş-i sıızan mısın kâfir

Nedir bu gizli gizli ahlar çak-i giribanlar
Aceb bir şuha sende aşık-ı nalan mısın kâfir

Sana kimisi canım kimi cananım deyü söyler
Nesin sen doğru söyle can mısın canan mısın kâfir

Niçin sık sık bakarsın öyle mirat-ı mücellaya
Meğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kâfir

Nedim-i zarı bir kafir esir etmiş işitmiştim
Sen ol cellad-ı din ol düşmeni iman mısın kâfir ( Nedim )

 

KARADUT

 

Kara dutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem , nur tanem , bir tanem,
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın oğulum
Günahımsın vebalimsin .
Dili mercan , dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum,
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum ,çatal karam çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem? (Bedri Rahmi EYÜBOĞLU)

 

BÜLBÜL

 

Eşin var, âşiyanın var, baharın var, ki beklerdin;
Kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin ?
0 zümrüd tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun;
Cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun,
Bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen,
Gezersin, hânmânın şen, için şen, kâinatın şen
Hazansız bir zemin isterse, şâyed rûh-i ser-bâzın,
Ufuklar, bu'd-i mutlaklar bütün mahkûm-i pervâzın.
Değil bir kayda, sığmazsın - kanadlandım mı - eb'âda;
Hayâtın en muhayyel gayedir ahrâra dünyâda,
Neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perîşandır?
Niçin bir damlacık göğsünde bir umman hurûşandır?
Hayır, mâtem senin hakkın değil... Mâtem benim hakkım:
Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım!
Tesellîden nasîbim yok, hazân ağlar bahârımda;
Bugün bir hânmansız serseriyim öz diyârımda!      Mehmet Akif

 

 GAZEL

 

Hâsılım yok ser-i kûyunda belâdan gayrı
Garazım yok reh-i aşkında fenâdan gayrı

Ney-i bezm-i gamem ey âh ne bulsan yele ver
Oda yanmış kuru cismimde hevadan gayrı

Perde çek çehreme hicran günü ey kanlı sirişk
Ki gözüm görmeye ol mâh-likaadan gayrı

Yetti bî-kesliğim ol gaayete kim çevremde
Kimse yok çizgine girdâb-ı belâdan gayrı

Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı

Bezm-i aşk içre Fuzûlî nice âh eylemeyem
Ne temettu’ bulunur bende sadâdan gayrı       Fuzûlî

 

KAYNAKÇA 

 

[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Lirik_%C5%9Fiir

[2] Dr. Aslan Tekin , Edebiyatımızda Terimler, Elips Yyaınları, Ocak  2006, Ankara, shf, 205

[3] Dr. Aslan Tekin , Edebiyatımızda Terimler, Elips Yyaınları, Ocak  2006, Ankara, shf, 205

[4] https://tr.wikipedia.org/wiki/Lirik_%C5%9Fiir

[5] https://tr.wikipedia.org/wiki/Lirik_%C5%9Fiir

[6] Meydan Larousse Ansiklopediisi,Lirik Maddesi, C. 14, shf7503 ( Milliyet)

 

Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.
 BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya s_kuzucular@hotmail.com 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar