M A K B E R
Issızlığın çınladığı kuytu sapağa
Dikilmiş bir parça solgun mermer
Üstünde adım yerine bir yığın keder
Titreşir, dökülür kuru toprağa
Toprağa dökülen siyah güllerde
Belirdi ömrümün hazin bir yanı
Başucumdaki matem renkli servide
Bir başka ölüydüm akşam zamanı
Ufukta açarken alevden güller
Her akşam başımda dertli bülbüller
Gibi hicran duyarım derinden
Makberin göklere açılan yerinden