Mâh- ı Nahşeb Nahşeb Şehrindeki Efsanevi Yapay Ay

30.08.2018

 
 
Mâh-ı Nahşeb Nedir Nahşeb'deki Efsanevi Yapay Ay
 
Şark efsanelerinde adı geçen, İbn-i Mukanna veya Hâkim İbn-i Atâ adı ile anılan, Halife Mehdi zamanında tenasüh inancı ile ilahlık iddialarında bulunan, sihir ve simya ilmi ile meşgul Nahşeb şehrinde bir kuyudan göğe aksettirerek oluşturduğu suni Ay’dır. Efsanelere göre bu Yapay Ay,  gerçek Ay battıktan sonra doğar ve dört fersah mesafeyi aydınlatırmış.
 

Eski edebiyatta bu yapay Ay’a Mâh-ı Çâh-ı Keş, Mâh-ı Keş, Mâh-ı Kâşgar, Mâh-ı Mukanna‘, Mâh-ı Müzevvir ve Mâh-ı Siyâm da denilmiştir.

Bu yapay Ay’ı göğe aksettiren kişi İbn-i Mukanna veya Hâkim İbn-i Atâ adlı biridir. Adı;  Atâ, Hakîm, Hişâm b. Hakîm ve Hâşim b. Hakîm olarak kaydedilen bu kişinin aslı adının Haşim olduğu anlaşılmaktadır.  Şaşı veya kör gözünü yeşil bir örtü (kına‘) veya altın bir peçe ile[1] gizlediği için “Mukanna‘” (örtülü) lakabı verilmiştir. [2]

Maveraünnehir’de ortaya çıkan Merv şehrinden gelen kassârlık yapıp sihirle uğraşan Ebû Müslim-i Horasânî ‘ye gönülden bağlı olan bu tek gözlü ve çirkin adam  755’te Ebû Müslim Horâsânî’nin öldürülmesinden sonra Abbasîlere de isyan etmiş,[3] ilahlık iddialarına girişmişti.  “Allah kendisini önce Âdem’in suretiyle, sonra Nûh’un suretiyle, sonra İbrâhîm’in suretiyle, sonra Mûsâ’nın suretiyle, “ [4] “ Sonra da Hz. Muhammed, ondan  sonra da Hz. Ali ile oğullarının ve Ebû Müslim’in sûretlerinde ve en sonunda kendisinin sûretinde göründüğünü söyleyip ulûhiyyet[5]  in kendisinde tezahür ettiğini iddia etmeye başlamıştı.  Devrinin bir çok ilmine vakıf olan  tek gözlü bu peçeli zat Horasan, Kaşğar , Keş , Semerkant ve Taşkent civarlarında[6] sihir, büyü hokkabazlık ve simya ilmi sayesinde halkı kendisine inandırmaya başladı. Civardaki halkı ve Türk kabilelerini kendine bağlamış Halife Mehdi’nin yolladığı kuvvetleri savuşturmaya da muvaffak olmuştu.

Yaptığı hokkabazlık ve sihirler sayesinde Mâh-ı Çâh-ı Keş, Mah-ı Nahşeb efsanesinin de ortaya çıkmasına vesile olan bu kişi ve etrafında toplamayı başardığı 30. 000 kişilik ordusu en sonunda Halife Mehdî-Billah’ın, Muâz b. Müslim komutasındaki kuvvetleri tarafından Nerşah Kalesinde kuşatıldı. Bu kuşatma sonrasında Hâkim İbn-i Atâ ailesi ve taraftarları ile birlikte yok edildi[7] ise de Mah-ı Nahşeb kuyusu efsanesi ondan bir anı kaldı.

Nahşeb şehri Mâverâünnehir bölgesinde Siyam dağı eteğinde bir şehirdir. Sözü edilen bu kuyunun ise Nahşeb şehrinin Keş adlı bir nahiyesinde olduğu iddia edilmiştir.  Mâh-ı Çâh-ı Keş denilen efsanevi kuyuda Horasanlı Hakîm Atâ’nın, civa benzeri karışımlarla suni bir Ay meydana getirerek kuyudaki bu yapay Ay’ı semaya aksettirmiştir.[8][9]

Efsaneye göre kuyudaki bu yapay Ay, iki ay boyunca gökte gözükmüş; dört saatlik mesafeyi aydınlatmıştır.  Nahşeb ile bu kuyunun arası yürüyüş mesafesinde iki saat olduğu halde Keş nahiyesindeki kuyudan göğe akseden bu Yapay Ay’ın ışıkları Nahşeb’i aydınlatırmış. [10]

Bu efsane eski devrilerde Ay, Güneş ve Yıldızların kuyu sularına veya havuzlara aksinden hareketler gözlemlenmesi telmihleri ile de edebiyatta kullanılmıştır. Nahşeb Ay’ı, efsanelerdeki anlamları ile kullanıldığı gibi, sevgilinin yanağına benzetme, sevgilinin yanağının kadehe yansıması, sevgilinin gözyaşlarına benzetilmesi ve daha birçok başka benzetmeler yapmak ve hayaller kurmak amaçlı kullanılmıştır.  

Lâ-mekân ol hem mahallinde yerin bekle yine
Gâh mihr-i âlem-ârâ gâh mâh-ı Nahşeb ol      Nefî

( Hem mekânsız  ol, hem de mekânını bekle. Bazen cihanı süsleyen Güneş, bazen de Nahşeb Ay’ı ol)

Fürug- ı ârızı aks eyleyip çâh –ı zenehdâna
Derûn –u çah-ı Nahşeb’de ne hoş mehtâb gösterir.  Sünbülzade Vehbi

Yanağının parıltısı çene çukuruna aksedince Cah-ı Nahşeb Ay’ı gibi  güzel bir mehtap doğuyor

Bade kim tâb efgen –i sad şişedir her katresi
Şam-ı gamda mah-ı Nahşeb pîşedir her katresi  Naili

Şarabın her katresi yüz şişeye pertev saçmış gibi durmaktadır. İşte bu gam akşamında şarabın her bir damlası sanatlı bir Nahşeb Ay’ı gibi kadehten bize bakıyor.


Gerdenin şem’ine fanus gibi giribânındadır
Mah-ı Nahşeb gibi mahbus giribânındadır      Naili

Tıpkı Nahşeb Ay’ının kuyudan parladığı gibi açılmış gerdanın içinden görünen tenin geceyi bir fanus  , bir mum gibi parlatıyor 

Gülden derûn-ı laleye düştükçe gâh tâb
Güyâ bedîd olur çeh-i Nahşeb’de mehtab    Neşati

Güllerden laleye bir güneş gibi ziyalar aksettikçe, sanki lalelerin içinden Nahşeb Ay’ı doğmuş gibi oluyor

 

KAYNAKÇA

  • [1] Erkan Göksu, Horasan'ın Peçeli Peygamberi: Mukanna' el-Horasani, https://www.beyaztarih.com/Islam-tarihi/horasanin-peceli-peygamberi-mukanna-el-horasani,11.08.2017
  • [2] Mustafa Öz, MUKANNA‘ el-HORASÂNΠ,  TDİA cilt: 31; sayfa: 125
  • [3] Erkan Göksu, Horasan'ın Peçeli Peygamberi: Mukanna' el-Horasani, https://www.beyaztarih.com/Islam-tarihi/horasanin-peceli-peygamberi-mukanna-el-horasani,11.08.2017
  • [4] Erkan Göksu, Horasan'ın Peçeli Peygamberi: Mukanna' el-Horasani, https://www.beyaztarih.com/Islam-tarihi/horasanin-peceli-peygamberi-mukanna-el-horasani,11.08.2017
  • [5] Mustafa Öz, MUKANNA‘ el-HORASÂNΠ,  TDİA cilt: 31; sayfa: 125
  • [6] A.Talat Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar ( Nuhbe Şerhi’inden alıntı ile ) MEB , 1996,
  • [7] Mustafa Öz, MUKANNA‘ el-HORASÂNΠ,  TDİA cilt: 31; sayfa: 125
  • [8] Âmil Çelebioğlu, Ay,  TDİA, cilt: 04; sayfa: 187
  • [9] A.Talat Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar ( Nuhbe Şerhi’inden alıntı ile ) MEB , 1996,
  • [10]  Âmil Çelebioğlu, Ay,  TDİA, cilt: 04; sayfa: 187

2

6

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Selami Çavuşoğlu

Selami Çavuşoğlu

6 years ago

Ülkedeki en büyük edebiyat ansiklopedisi burası diyelim ama bunun gibi güzel paylaşımlarda eleştirmen arasan yok.

Demet Defneli

Demet Defneli

6 years ago

güzel anlamlıydı.elinize sağlık saygılar.