Mahmîl – mihmel- mahfe
Osmanlıca yazılışı: mahmil - محمل
Mahmilin sözlüklerdeki anlamları: deve üzerine konulan üzerinde iki kişinin binebildiği sepet, hacı kafilesi ve sürre alayları ile her yıl Haremeyn'e gönderilen armağanlar.
mahmil-i şerif : Haremeyne sürre alayı ile gönderilen para ve hediyelerin yükletildiği deve veya diğer vasıtalar ile gönderilen hediyelerin konulduğu üzeri örtülü[1] sandık veya sepete de mahmil dendiği bilinmektedir.
Mahfel-i Şâhî: büyük mahfe
Mahmil kelimesinin sözlük anlamlarından da anlaşılacağı gibi ilk anlamının devenin üzerine konulan sepet olduğu, bu sepetlerin içinde iki kişinin de oturabileceği kadar büyük olduğu, eğer insan taşınmaz ise bu sepet veya sandukaların içine eşya da konulduğu vb ortaya çıkmaktadır. Nitekim eski devirlerde “ bir söze yüklenen mânâ” [2]ya da mahmil dendiği anlaşılır.
Nitekim bu sözcüğün bu cihetten anlam genişlemelerine maruz kaldığı evlerde kullanılan camlı dolaplara, içine değerli eşyaların konulduğu kapalı veya camlı raf, sandık, vb anlamlarında da kullanıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim bazı yörelerde içine gıda ürünlerinin konulduğu ahşaptan yapılan ve kapak kısımlarında tel kullanılan dolaplara da mahfil dendiği bilinmektedir.
Develerin üzerine konulan devenin iki yanına çatılıp her birine bir kişinin oturabileceği iki taraflı sepetlerin veya muhafazaların mahfil diye adlandırıldığı gibi şehir hayatında omuzlarda taşınan sepet veya sepet benzeri kapalı eşyalara da mahmil, mihmel veya mahfe olarak adlandırıldıkları da bilinmektedir.
Mahmilin üstü örtülü, kapalı, içindekileri göstermeyen sanık veya sepet manasında da kullanıldığı hatta dört kişi tarafından taşınan taht-ı revanlara da mahmil dendiği anlaşılmaktadır. Şu halde sarhoş taşımaya yarayan küfelerin eş anlamlarının mahmil olabileceği ortaya çıkmaktadır.
Aczdür mahmil-keş-i idrâk-i mâhiyyet bana
Reh-nümâ-yi câde-i tahkîkdür hayret bana Arpaeminizâde Sâmî
Yurudu mahmil-i meh kevkebesi
Tuttu alemleri baııg-ı ceresi Hâkanî
Bar-ı faniden beka mülküne mahmil bağlayıp
Şad ol canlar ki aşk ile musahib gitdiler Aşkî
Askeriye mahfelini gezerken
Bir güzel oturmuş yolun üstüne
Baka baka ben canımdan bezerken
Öldürmek mi yoksa bana kastı ne Mehmet Yakıcı- Konyalı Âşık (1879- 1950)
KAYNAKÇA
[1] https://www.osmanice.com/osmanlica-17168-nedir-ne-demek.html
[2] https://www.luggat.com/Mahm%C3%AEl/1/1