MAKBERDEN

18.05.2016
MAKBERDEN
 
Gördüm yüzünü türâb içinde,
Geldim, aradım kitâb içinde.
Bir hâb gelir o, dîdeden dûr,
Gitti diyemem mezara ol nûr.
Bu sıfr nedir hisâb içinde?
Erkam ona inkılâb içinde.
Bir hîçî-yi zî-vücûd, yâhud,
Bir kabrdır ıztırâb içinde.
*
Yârimdi o, yoktu bir rakîbi,
Olmuş idi ruhumun tabîbi.
Şimdiyse elimde yok ilâcım,
Lâkin onadır hep ihtiyâcım.
Urmak neden böyle bir garîbi?.
Gurbetlerinin bu mu akîbi.
Ben bari türâb olaydım evvel,
Mâdâm türâb imiş nasîbi…
*
Yâ Rab, öleyim mi neyleyim ben?.
Ayrı yaşayım mı sevdiğimden?..
Verdin bana böyle bir musibet,
Ettin beni düşmen-î muhabbet.
Yâ bir kulu sevmiyor musun sen?.
Yâ böyle ölüm değil mi erken?…
Hiç bulmamak üzre gaaib ettim,
Mecnun gibi ben onu severken.
*
Allaah işini gör ey birader,
Etmez mi bu iş beni mükedder…
Lâkin ne mükedder, âh sorma!..
Kimdir, kim o bî-günâh? Sorma!..
Olmuştu yetimlik mukadder,
Bilmezdi nedir pederle mâder.
Bil sinnini : yirmi altı var, yok;
Tut, sonra anı mezara gönder…
*
Mir’âtı mıyım celâlinin ben?…
Yâ aksi miyim cemâlinin ben?…
Benden bu cihan ne anlar, eyvah…
Me’yûs ederim ukulü billâh…
Bir lâfzı isem mealinin ben,
En çirkiniyim zılâlinin ben.
Cilven olamaz mı tâm bensiz?…
Noksanı mıyım kemâlinin ben?…
*
İnşân olamaz zevale kail;
Zîrâ yaşamaz o hâle kail.
Gökte başı, zîri çâh-ı esfel,
Hep kendini aldatır o muğfel.
Gafletle olup muhale kail,
Olmam bakın irtihâle kail.
Kaldım, yaşarım cihanda tenhâ :
Â’mâ gibi bir hayâle kail.
*
Bildir nereye uçar gülüşler?
Feryâdlara olur mu bir yer?…
Zahir neye böyle ye’stir hep?
Bâtın neden böyle hande-ber-leb?
Ben zâir ü sen defin-i makber,
Gel bir soralım bunu berâber
Çıktın mı huzûr-i Kibriya’ya?..
Bildin mi nedir o Tıfl-ı Ekber?..
*
Ma’sûm ki râzdır bükâsı,
Ma’sûm ki handedir likası,
Gehvâresi şâdmân-ı matem,
Bâzîçesi inkılâb-ı âlem;
Ma’sûm ki yoktur intihası,
San, kendisi kendinin Hüdâsı;
Etmişti seni o Halik i nâz
Fikrimde vücûdunun ziyası..
*
Akl olma ile kasîr ü mahdûd
Hâriçte kalan olur mu merdûd?.
Ger yoksa anı kabule esbâb,
Redd etmeğe de görülmez îcâb.
Ben ruha nasıl derim ki mefkuud,
Hissettiğim iztırâbı mevcûd.
En doğru delîldir bu hicran.
Bir bâb durur ukule mesdûd.
*
Bu makberedir o baba makdem,
Bilmem ne duyar girince, âdem?…
Sûzişlerimin budur esâsı,
Hep şübhelerin bu en fenası.
Benlik acebâ kalır mı ol dem?
Sönmüş erimekte nûr-ı dîdem.
Ben gözler idim bu hâli ey yâr
Senden daha çok zamân akdem…
*
Kılmazsa bugün sebat bir şey,
Olmaz mı bu hâdisât bir şey?
Kâzibse seher, hayâl ise şeb,
Encüm sayılırsa sıfr der-çeb,
Nisbet ölüme hayât bir şey;
Nisbet ebede memat bir şey.
Bir şey yoğise buna müsebbib,
Elbette bu kâinat bir şey.
*
Mâdâm ki anda dâhiliz biz,
Dönmez ki hayâl-i zailiz biz.
Görmekte büyük, küçük müsâvât,
Bu silsileden çıkar mı emvât?…
Zahirde fenaya mailiz biz,
Ma’nâ-yi fenayı câhiliz biz.
Âlem ne olursa biz beraber,
Âkilsek o hâle kailiz biz.
*
Farz et ki zevaldir hakîkat,
İnsan niçin olmasın muvakkat?
Olmazsa bu hâbtan o bîdâr,
Dâ’vâda olur mu hakkı der-kâr?…
Yoktan bizi vâr eden bu fıtret.
Vardan da yok etse haktır elbet.
Biz anlamadık ki ibtidâyı,
Mahkûm ola indimizde gayet.
*
Zî-rûh fena bulur, iyândır.
Ru’yâ denemez, cihan cihandır;
Vermez, görürüz zevahir ümmîd,
Baksan yine bizce zahir ümmîd.
İşte bu ümîd kim nihândır,
Bakîliğe belki bir nişandır.
Yok, yok, şunu anladık biz ancak :
İşte bu cihan, bu asumandır!..
*
Etmeklik için Hûda’yı iz’ân
İnsan ne demek, bilir mi İnşân?..
Mümkün mü o Kibriyâ-yi Mutlak,
Mahkûm-i hayâl-i âdem olmak?..
Ne akl bilir onu, ne vicdan,
Tahdîd çıkar ne dense noksan.
Biz hükm edelim ne zumdur bu!..
Hiç mehkemeye gelir mi Yezdan?.
*
Yok., bunda azâbtır âzâbım;
Ru’yâ olamaz hayâl ü hâbım.
Hilkatte abes ne var ki olsun
Bir emri tehî bu kalb-i meşhûn?..
Her şeyde hatâ ise hisabım,
Muhtî olmaz ya ıztırâbım
Raks etmeğe hiç degâ müşabih
Bir hayye gibi bu pîç-ü-tâbım.
*
Lâkin o zaman dönüp derim ben :
Dünyâyı ben istedim mi senden?..
Bildim mi ki hep sitem var onda?..
En sonra da bir adem var onda?…
Feryâdlarım demekse şîven,
Feryadı veren değil misin sen?…
Bir yâreli eylemez mi feryâd?..
Karşımda nedir benim bu medfen?.
*
Âlem, diyoruz, hayâldir hep,
Gördüklerimiz zılâldir hep;
Ta’bîr-i diğerle.hepsi hiçlik,
Hiçlik ise hepsidir kezâlik.
Bir hîç ki Hakka dâidir hep,
Pür kudret-i Zü’l-celâl’dir hep.
Her hâlde mevttir hakîkat,
Ahvâl-i beşer o hâldir hep.
*
Nerden geliyor gumüm?…
Bilmem!. Nerden kılıyor hücum?..
Bilmem!.. Âsâr-ı gazab görüp semâda,
Titrer durur ellerim duada.
Ru’yâ göremem, nücûm bilmem,
Dünyâya nedir lüzum?.. Bilmem!.
Dinler yeri, kalkarım havaya,
Her suda alel’umûm : Bilmem!…
*
Tâbut!.. inkılab-ı hamuş,
O Ser-hadd-i revân u akl-i medhuş.
Tâbut!… O harabe-zar-ı ümmid,
Tâbut!… O iğbirar-ı cavid.
Tâbut!… O zıll-ı haşr-ber-duş,
Tâbut!… O mevti cuş-ber-cuş.
Sarmıştı o ruha çar-balin,
Ben açmış idim memata aguş.
*
harâbe-zâr-ı ömmîd,
iğbirâr-ı câvîd. zıll-ı hâşr-ber-dûş,
mevt-i cûş-der-cûş.
ruha çâr-bâlin,
idim memâta âguş.
*
Artık çekemez gönül bahân,
Sevmez bu nesîm-i hîle-kârı.
Allaah için ey sabah, gülme!..
Ey çehre-yi inşirah, gülme.
Ejder sanırım bu cûy-bârı,
Bir taze kız anlarım çenârı.
Geh âlemi bir mezar, geh de
Cennet görüyor gözüm mezarı.
*
Yerden bite gayri meh-likalar,
Taşlıkları okşasın sabâlar.
Yâ Rab, bana ıztırâb lâzım,
Her şeyde bir inkılâb lâzım.
Gökten yere düşmeli dualar,
Baştan başa yağmalı belâlar,
İhlâl-i sükût için savâik,
Heykeller, ilaheler, hüdâlar
*
SafiI semevâtı cây edinsin,
Teşhîr olunup ecel tepinsin.
Bin velvele, bin kıyamet olsun;
Bin zelzele bir inayet olsun;
Mahşer tozarak mezara binsin,
Çarpıp küreler kırılsın, insin;
Yağsın nesi varsa kâinatın…
Lâkin bu derin sükût dinsin!…
*
Yâ Rab, bu gece yılan mı yuttum?.
Şeytan mı yedim, perî mi tuttum?..
Zihnimdeki fikri belledim yâr;
Karşımdaki zilli anladım vâr!..
Yazdıkça mürekkebi kuruttum;
Her bir sözü kendime okuttum.
Allah’a benim gözümde burhan…
Bir şey diyecektim âh unuttum!..
*
Hep hâk değil mezâr-ı dil-ber,
Nisyân olacak ikinci makber.
Nisyân!… O esfel-î mekabir,
Nisyân!.. O maktel-î eklbir.
Bir diğeri de bu kalbi muğber;
Zîrâ o da hâk ile beraber,
Uçmakta mezârdan mezâra,
Cânân, o firişte-yi sefer-ber.
*
Andıkça seni büyür hayâlim;
Bir fecr-i azîm olur leyâlim.
Nâmın ne kadar enîs-i candır?..
Feryadım ile sana revândır.
Allah.. derim, gelir mecalim;
Allah.. derim, biter zevalim.
Tahriki ile uçar bu savtın,
Gamdan ne kadar kırılsa bâlim.
*
Allah’a yakınsın ey Muhammed!..
Ey akl-i muazzam ü müebbedi..
Allah’ı bize sen ettin i’lân;
İllâ bize yoktu râh-ı îmân.
Çok reh-revi etse de mukayyed,
Yollar görünürdü pek muakkad.
Sen Asr-ı Saâdet’inle geldin;
Hakkıyle o gün bilindi! maksad.
 
 

0

1

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar