MAKSİM GORKİ'NİN "ÇOCUKLUĞUM" ADLI ESERİNE DAİR İNCELEME

04.10.2022

“Gerçeğe bağlı olma kaygısı acımadan üstün olmalıdır; hem de bu anlatacaklarım yalnız benim değil, Rus halkının o zamanlar ve hâlâ içinde yaşadığı boğucu ve dar çemberin öyküsüdür." (19.s.)

ÇOCUKLUĞUM, GORKİ - İkinci El Kitap - kitantik | #005190700529

 

KİTABIN ADI: Çocukluğum

YAZARI: Maksim Gorki

Yalçın Yayınları, 2.Basım-Aralık 1993

287 sayfa

Okuma Tarihi: Eylül 2022

 

Yazar Hakkında Kısa Bilgi:

 

Maksim Gorki (1868-1936):

Aleksey Maksimoviç Peşkov, Sovyet Rus yazar, sosyalist gerçekçi yazımın öncüsü politik eylemci.

Eserlerinden Bazıları:

Roman: Foma, Ana, Halk Düşmanı, Çocukluğum, Soytarı…

Öykü: İtalya Hikayeleri, Yol Arkadaşım…

Oyun: Ayaktakımı Arasında, Sonuncular, Güneşin Çocukları…

Anı- otobiyografi: Benim Üniversitelerim, Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken…

 

 

 

                                                    BİR ÇOCUĞUN GÖZÜYLE HAYAT

     

          Çocuk kahramanımız Leksey’in, çocukluk yıllarına dair anılarını okurken sadece bir çocuğun anılarını okumuyorsunuz. Bir çocuğun gözüyle, insanlara, hayata, bir toplumun yaşam biçimine bakışın izlerini de görüyorsunuz. Rus yazar Maksim Gorki, bu eserinde okuyucunun yüreğine öyle derinden dokunuyor ki kahramanımız Leksey’in dünyasının bir parçası oluyorsunuz. Bir çocuğun yaşadığı acıklı hayatı anlatırken bile kalbinize güzel dokunuşları oluyor yazarın. Başarılı betimlemeler, ruhsal durumların tahlili kahramanlarımızın kalplerinin kapılarını açıyor bize.

           

         “Ninemin üstünde açan bir tomurcuk gibiydim ve bu döneme ait anılarımda, iyiliği hiç tükenmeyen, hareketli bu ihtiyar kadından başka kimse canlanmıyor gözümün önünde.”(85.s.)

        

           Ninesi ve büyükbabası arasındaki konuşmaların Leksey’i nasıl etkilediğini aşağıdaki satırlarda görebiliyoruz:

           “İkisi de beni unutuyor ve geçmişlerine uzaklaşıyorlardı. Sesleri öylesine tatlı ve uyumluydu ki bazen şarkı söylüyorlar duygusuna kapılırdım. Hastalıklardan, yangınlardan, kıyımlardan, ani ölümlerden, dolandırıcılardan, basit ruhlulardan ve acımasız beylerden söz eden hüzünlü bir şarkıydı bu.” (99.s.)

          

          

 

         Kahramanımız Leksey’in özellikle ninesine dair izlenimlerini bir çocuğun saf bakışıyla aktarmış yazar.  Ona olan sevgisini, bağlılığını ve varlığının onun için ne ifade ettiğini başarılı betimlemeler eşliğinde okura hissettirmiş.  Hayatı zorluklarla, acılarla yoğrulan bir çocuğun kalbine bir nebze olsun yaşama sevinci dolduran ve o çocuğun yaşamını katlanılabilir kılan bir nineyle tanıştırıyor bizi yazar.

        

          “O çağlarda Tanrı hakkındaki düşüncelerim ve bende doğurduğu duygular ruhumun biricik besiniydi; yaşamımın en güzel düşünce ve duyguları!.. Diğer bütün konular bende hüzün ve tiksinti doğurup, adilik ve vahşetleriyle ruhumu yaralamaktan öte geçmiyordu. Beni çeviren dünyanın en iyi en cana yakın varlığı Tanrı’ydı. Bütün yaratıkların dostu olan ninemin Tanrı’sından söz ediyorum tabii…” (125.s.)

         

             Leksey’in gözüyle birçok karakterle tanışıyorsunuz: Leksey’in annesi,  ninesi, büyükbabası, dayıları, komşuları… Her bir kahramanın esere ayrı bir renk kattığını söyleyebiliriz. Ancak en fazla ninesi ve büyükbabasıyla olan ilişkilerine, onlara dair izlenimlerine yer verilmiş.

           

              Eserde sadece bir çocuğun acıklı hayatı anlatılmamış. Aile hayatı, aile içi ilişkiler, kadına bakış, dönemin zihniyeti de yansımış. Çocuksu duyarlık, eserin her satırında hissediliyor. Bir çocuğun yalnızlığı, çaresizliği, yaşam mücadelesi, hayatı anlama, hayata tutunma çabası, inanç dünyası…

          

              “Ninemin kendine bu kadar yakın olan Tanrı’sını çok seviyordum ve sık sık soruyordum.”

                                                                                                                                           (66.s.)

              “Arada bir annemin göründüğü olurdu. Her şeyi kış güneşi gibi soğuk ve gri gözlerinin kibirli ve ciddi bakışlarıyla süzüyordu…” (85.s.)

              “Ninemin üstünde açan bir tomurcuk gibiydim ve bu döneme ait anılarımda, iyiliği hiç tükenmeyen, hareketli bu ihtiyar kadından başka kimse canlanmıyor gözümün önünde.” (85.s.)

                Özellikle aşağıdaki satırlar, çok anlamlı ve kitabın özeti niteliğinde:

                “Çocukluğumda kendimi neşeli ya da karamsar çeşitli insanların, arılar gibi deneyimlerinin ve yaşama bakış açılarının balını getirdikleri bir kovana benzetirdim; her biri elinden geldiğince ruhumu zenginleştirirdi. Çoğunlukla bu bal saf ve tatlı olmazdı, ama ne önemi vardı bunun? Ne de olsa yine baldır!..” (155.s.)

                

           Bu eseri okuduğunuzda sadece bir çocuğun acıklı yaşamını okumuyorsunuz. Özellikle çocuk kahramanımız ve aynı zamanda anlatıcı olan Leksey’in ninesiyle kurduğu güçlü bağ, eserdeki en dikkat çeken, etkili  unsurlardan biri. Eserde; hayata, insana dair daha birçok şeyi bir arada buluyorsunuz. Bu da duygu, düşünce dünyanıza; bakış açınıza çok değerli katkılar sağlıyor.

          Gorki’nin bu eserinde; insana, aile ilişkilerine, dinî duygulara, komşuluk ilişkilerine, kadın olmanın zorluklarına dair birçok şeye tanıklık ediyorsunuz adeta. Kısaca; insana, hayata dair birçok şey biriktirerek kapatıyorsunuz kitabın kapağını. Yeni karakterler tanımaktan ve özellikle Leksey’in dünyasının adeta bir parçası olmaktan dolayı farklı bir okuma deneyimine sahip olacağınızı düşünüyorum. İyi okumalar!

         Eserden Bölümler:

         ‘”Kendimizi eğitmemiz, ruhumuzu inceltmemiz gerekir, ama bileyi taşını nerden bulacağız?” (97.s.)

          “İnsan, yaşamda ne istediğini bilmeli, anlıyor musun? Zor olan budur yalnızca.” (151.s.)

           “ İnsan uyurken, bir kuş ötüşü, bir kirpinin koşarak geçmesi ya da bir insan sesi, bütün bunlar garip bir şekilde yankılanarak, gündüzkünden çok daha güçlü çıkardı…” (248.s.)

           “Öfke buza benzer. Sıcak dokununca eriyiverir.”(225.s.)

            “Çok sonraları, yaşantıları çok sıkıcı ve sefil olan Rusların, kederi kendilerine bir eğlence yaptığınıu anladım. Çocuklar gibi mutsuzluklarıyla uğraştıklarından, sıkıntı duymuyorlardı.” (209.s.)

          “İnsanlara Tanrı’yı görme olanağı verilmemiştir, yoksa gözleri kör olur. Yalnız ermişler onu seyredebilirler.” (67.s.)

            “İyi bir usta on işçiye bedeldir.”(87.s.)

            “Kötülerden söz etmek neye yarar? Tanrı onların bütün yaptıklarını görür ve gereken cezaları verir nasıl olsa.”(87.s.)

 

04.10.2022

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar