KategorilerÇocuk ve Gençlıik RomanlarıMartı Jonathan Livingston Romanı Hakkında Özeti Richard Bach

Martı Jonathan Livingston Romanı Hakkında Özeti Richard Bach

06.06.2015

Martı Jonathan Livingston özgün adı ile Jonathan Livingston Seagull adlı roman, ABD’li yazar Richard Bach tarafından   1972 yılında yazılan masal türünde  bir romanıdır.

Martı; hemcinsleri gibi sadece yemek peşinde koşmayan, birbirleriyle kavga etmeyen  alegorik olarak  insani ve erdemli bir  karakteri temsil eden  ve bu yönüyle  insani dünyaya eleştireler getirmiş olan  Martı Jonathon Livinston'un hikâyesini anlatmaktadır.

Esr pek çok dile çevrilmiş, fabl tarzı yaklaşımı ile çok sevilmiş, pek çok ülkede çk satan romanlar arasına girmiştir. Pek çok ülkede çocuk edebiyatının başyapıtlarından biri kabul edilmiş, kişisel gelişime sağlayabileceği olumlu katkıları nedeni ile  başarılı bulunmuş bir roman olmuştur.

Durgun denizin minik dalgacıkları üzerinde, güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı. 
Sahilden bir mil uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balıkçı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için mücadeleye girişmişti bile. İşte zor bir gün daha başlıyordu
. “ (Tanıtım Bülteninden)
 

ROMANIN ÖZETİ

                            I. BÖLÜM

Martı Jonathon Livinston, diğer arkadaşlarından farklı bir martıdır.  Diğer martılar sadece  karınlarını doyurmak amacındayken,  Jon için uçmak daha önemlidiir.. Annesi ise onun bu tutkusundan şikayet etmekte,   bu hevesi yüzünden  zayıf kaldığını söylemektedir.  Fakat Jon ailesini dinlemeyerek  alçaktan uçuş denemeleri yapmış ama başaramayınca da sıradan bir martı olmaya karar vermiştir.  Birgün martıların karanlıkta uçamadığını bildiğinden karanlıkta da uçamayı başarmış üstelik uçarken akrobatik hareketler yapmayı dabaşarmışve martı sürülerinden ayrılmıştır.  Jon,  yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir ve özgür  de olabiliriz!" diye düşünmektedir.

Onun özgür  davranışları diğer martıların hoşuna gitmemektedir. Martı Konseyi Livinston'u sorumsuzluk gösterdiği  için sürüdeen atar.  Jon artık yalnız bir martıdır.  Gökyüzünde uçarken iki martıyla karşılaşır. Bu iki martı Jonathan'ı da yanlarına alarak gözden kaybolur. 

                            II.    BÖLÜM  

Kitabın ikinci bölümünde Jon farklı bir gezegendedir.  Jon kanatlarından  ışıklar saçan  iki martı ile geldikleri bu mekanın cennet olduğunu düşünmektedir. Cennet sandığı  Bu yeni dünyadaki  martıların  hepsi de kendilerini geliştirmeye çalışan  muhteşem martılardır.  Burada Sullivan  adındaki bir martı ile tanışır. Beraber uçuş çalışmaları yaparlar. Sullivan dostluğa çok önem vermektedir ve Jonathan'ın kardeşi olur. Daha sonra Chiang adlı yaşlı bir bilge martıyla tanışmıştır.

Chiang  burasının cennet olmadığını cennetin bir mekan ya da zaman dilimi olmadığını ve ancak cennete mükemmelikle ulaşabileceğini ona öğretmiştir. Chiang ona  hız dersleri  vermiş ve onun öğrenmeye hazır ve istekli bir kaçmartıdan biri olduğunu söylemiştir.   Chiang bir gün parlaklaşarak yok olur

Kendisinin sınırları olmayan mükemmel bir martı olduğuna karar vermiş olan Jon,  Sulllivan karşı çıksa da öğrendiklerini paylaşmak amacıyla dünyaya geri dönmeye karar  verir.
                             III.  BÖLÜM

Jon'un  dünyaya geri dönerek sürüdekiarkadaşlarına   yaşadığı maceraları anlatılır.  Fletcher de sürüden atılmış bir martıdır ve Jon'un ilk öğrencisi olur. Gün geçtikçe  Jon’un öğrencileri çoğalmıştır. Sürü onlara sırtını dönse de Jon eğitim uçuşlarına devam etmiş ve ve her gün bir iki tane yeni martı Jon'un grubuna katılmayı sürdürmüştür.  Bir gün Fletcher yavru bir martıya çarpmamak için kayaya çarpmış ve herkes onun öldüğünü zannetmiştir. Fakat Fletcher bir rüyadan uyanır gibi kalkar. Dört bin martı bunun şeytan işi olduğunu düşünerek ona saldırır.  O anda Jon ve Fletcher bin metre uzağa uçarak kaçarlar. Bu duruma Flatcher çok şaşırmıştır. Bu nasıl olur diye sorar. Jon, tıpkı eskiden olduğu gibi çalışarak der.

Ertesi sabah, Jon, "Artık bana ihtiyacın kalmadı. Senin  de kendini bulmaya ihtiyacın var.." diyerek  şeffaflaşır ve kaybolur. Fletcher, “ sınır yok Jonathon”  diye düşünür. Öğrenme yarışına yeniden başlamıştır.  

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da
tugcealtun723
Tuğçe Altun7 years ago
Sağolun :)