KategorilerYAZILARSöyleşiMavi ve Siyah Gezegen

Mavi ve Siyah Gezegen

23.09.2017

Bazen çekilirsin bir köşeye, mesela denize bakan ücra bir yere. Oturur oturmaz zihninde harf baloncukları uçuşur. Hangisini düşünsem diye düşünürken, biraz daha harman olur. Sonra gözlerini kapatıp yavaşça açarsın ve hiçbir şey düşünmemeye karar verirsin. Sadece maviye bakmak istersin, gökle denizin birleştiği çizgiye. Ne yaparsa yapsın dünya, şu an umrun dışında. Ara sıra derin nefesler alır oturduğun için sıkışan göğüs kafesini rahatlatırsın. O derin nefeslerin arasına, içinde biriken of'ları da bırakırsın. Keşke hiç kalkmasam dersin böyle kalsam. Bir şeylerin zorunda olmasam. Ya da her şeyi olduğu gibi bırakma şansım olsa...

Ve hafiften gider gözlerin, mavinin rahatlatıcı etkisinden mi dersin bu yatışma, zihninin sessizliğinden mi. Biraz daha bakarsın ve kaybolur gözlerin, ruhun, kimliğin. Tam uçuş moduna geçecekken kendine gelirsin. Bir iki sağa sola bakar gitmem gerekir dersin. Gayri ihtiyari bir istek zoraki bir kabulleniş. Maalesef kaçacak bir yer yok bu kocaman evrende. Ne kaçabilirsin ne sığabilirsin bir yere...

Sonra severek izlediğin bir filmin ya da okuduğun bir kitabın sonu gibi buruk kalkarsın, kaybettiğin zamanın bedelini ödetecek olduğunu bildiğin hayata devam etmek için. Bir elini dizine ötekini yere dayayarak kalkar, sonra elindeki tozu diğer elinle silersin. Mavi gezegenden siyah gezene dönüşün için sana ufak bir alkıştır bu. "Dünyaya geri döndün nihayet, hadi bu faturayı da yatırman gerek." xxM.

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da