Bin dokuzyüz yirmi bir Ekim’in yirmi biri
Emirdağ’ına bağlı Suvermez mola yeri
Tüfek çatmış yemekte haşlanmış bulgur aşı
Uzakta görünürken Adaçalının başı
Yunanın tayyaresi aniden peydah oldu
Şarapnel parçaları gelip onları buldu
Yüce Rabbim onlara bu kadar ömür biçti
Şehadet şerbetini yalnız ikisi içti
Onlarca yaralının yaraları sarıldı
Gün bulutta kaybolup acep kime darıldı
Şehid düşülen yere derin makber kazıldı
Cennetin kapısına isimleri yazıldı
Bu vatan toprağını suladılar kan ile
Bedeli ağır imiş ödediler can ile
Düşman girmiş yurduma sarmış dört bir yanını
Kim bu Cennet vatana fedâ etmez canını
Ya İstiklâl ya ölüm düsturu benimsendi
Toprağa düşen asker zâlim düşmanı yendi
Elli yılın sonunda açılırken mezarı
İtinâ ile tek tek toplandı bergüzârı
Tütün tabakasının yanında çakmak taşı
Birkaç gümüş akçesi pas tutmuş onun başı
Elbiseleri yer yer çürüyüp dökülürken
Zincire bağlı künye boynundan sökülürken
Birinin adı belli er Ali oğlu Hasan
Niğde Aksaray yazar künyesini okusan
Öteki şehidimin ne adı var ne sanı
Kefensiz yatanları görüp de biraz tanı
Yıllarca Kitâbede Meçhûl er yazısını
Hep beraber taşıdık yürekte sızısını
Meğer Meçhûl erimiz Burdurlu Mehmet imiş
Baba adı İbrahim, Bereket köyündenmiş
Meçhûl erin yerine yazılacaktır ismi
Mahşer gününe kadar bize emanet cismi.
*
İlkokulda okuduğumuz 1960 lı yılların başında Suvermez köyü ile Dağılganköyü arasındaki şehitlikte bulunan iki İstiklâl savaşı şehidimizin kabri açılıp yeni yeri olan şimdiki Emirdağ yolu üzerindeki şehitliğe defni gerçekleştirilen askerlerimizin mezarından çıkan künyede Niğde Aksaraydan er Ali oğlu Hasan yazısı ve diğer şehidimizi belirten bir künyenin çıkmaması sonucu yıllarca Meçhul er olarak bildiğimiz bu askerimizin Burdurlu olduğunu yıllar sonra öğrendik. bunun üzerine bir şiir yazıp hatıralarını tazelemiş oldum.
Rabbim bu vatan uğruna canlarını fedâ eden şehitlerimizi Cennetine nail etsin. kabirleri nûr mekânları Cennet olsun.
Süleyman KARANFİL