Mecmu'a ve Cönk
Osmanıca yazılışı: mecmua - مجموعه ...
Mecmua Arapça kökenlidir. Arapçadaki “cem’” kökünden gelmektedir. Cem etmek ise toplama, bir araya getirme manasındadır.
Mecmu’a kelimesinin sözcük olarak Sözlüklerdeki anlamı: mecâmî' : toplanmış, biriktirilmiş, tertip ve tanzim edilmiş, seçilmiş yazılardan meydana getirilen yazma kitap, dergi, risale, koleksiyon anlamlarına gelir. Kütüphaneciler arasında mecmuanın karşılığı “derleme”dir. Mecmua’yı “farklı kişilere ait metinlerin / metin parçalarının bir araya getirildiği eserler bütünü” [1] olarak tarif etmek de mümkündür.
Mecmua eski edebiyatta eski harflerle elyazması eser anlamında kullanılmış, günümüzdeki anlamına karşılık gelen çeşitli yazıların toplandığı dergi kelimesine eşit gelebilecek bir anlamda kullanılmıştır. Halk edebiyatındaki karışlığı ise cönktür. Halk şairlerini şiirlerinin tutulduğu, yazıldığı defterlere ise Cönk denilmiştir.
Mecmua ve cönk esasen el yazması ile şiirlerin yazıların vb herhangi bir nazım türü veya nazım şekli birliği aranmadan “Şiir Mecmuası” şeklinde yazıldığı defterlerdir. Mecmualar ve cönkler bir kişinin beğendiği şiirleri vb el yazısı ile bir deftere yazıp kayıt altına almış olmasıdır. Bu yönü ile mecmua ve cönk bir çeşit derleme veya antoloji olmuş olur.
Bu defterlerde yazıldıkları tarih çoğu zaman belli değildir. Bu defterler düzenleyenin keyfiyetine ve seçmesine tabi ve nizamsız bir şekilde yazılmıştır. Mecmua veya cönkü düzenleyen kişi beğendiği şair ve yazarların yazılarını düzenli veya düzensiz bir şekilde not almıştır.
Bazı mecmular belli bir kitabın veya diğer bir mecmuanın kopyası şeklinde de olabilmektedir. Hatta bazı şairlerin divanlarında olmayan şiirlerinin bu tip mecmualarda karşımıza çıkması da mümkündür. Bu mecmuaların bazıları belli düzende ve özenle yazılmıştır şekil olarak: “Cildi, tezhip vd. süslemeleri, cetvelleriyle sanatsal bakımdan değerli olanlar “ [2]da vardır. Buna karşın “şiir mecmualarının önemli kısmının yazı ölçüleri, satır, sütun sayısı gibi yazma eserlerin nüsha tavsifiyle ilgili hususlarda kendi içinde bir standardı yoktur.”
Mecmualarda Gazel, kaside, musammat, tarih, mektup vs. şekiller ile tevhid, na't, mersiye örnekleri bulunurken cönklerde ise halk şairlerinin şiir örnekleri ve türleri bulunur.
Bazı mecmuaların, fıkıh, kelâm, hadis, fetva gibi dini amaçlı (mecmû’a-i ilâhiyât ) oldukları da gözükür. Bazı mecmualar ise fal, remil, simyâ, sihir, büyü, muska yazıları gibi batıl ilimler ve itikatlar için tutulduğu da dikkat çeker. Bunların yanı sıra; musikî, hat gibi sanat dalları[3] ile çeşitli meslek dallarına ait olarak yazılmış mecmualar da göze çarpar.
Bu bakımdan mecmualar: “mecmû’atü’r-resâ’il”leri (risaleler mecmuası), “mecmû’a-i ilâhiyât”, “mecmû’a-i fetâvâ”, Mecmû’a-i eş’âr , Mecmû’atü’l-eş’âr, “mecmû’a-i kasâ’id” “mecmû’a-i gazaliyat” nazire mecmuası “Mezîd'in Mecmuatu'n-Nezair” gibi türlere ayrılıp adlarla anılabilir.
Türkiye kütüphanelerinde tasnifi yapılmış binlerce mecmua vardır. Bunlar içinde en önemli olanlar edebî ve tarihî değer taşıyanlar da bulunmaktadır. [4]
KAYNAKÇA