MENKIBE-İ AHMED YESVÎ
O Türkistan’ın Sayram şehrinde doğdu,
Türkistan ufkuna güneş gibi ağdı.
Babası Hazreti Ali’nin ahfadıydı,
Şeyh İbrahim diye, bilinirdi adı.
Gevher Şehnaz adında bir kızı vardı,
Ahmed henüz yedi yaşında kadardı.
Babası İbrahim vade yetti, öldü,
Ardında Şehnaz’la Ahmed yetim kaldı.
Ahmed daha çocuk yaşılarndan beri,
Gösterirdi nice sırlı tecellileri.
Sırdaşı idi Hızır Aleyhisselam,
Buluşurlar sık sık, ederlerdi kelam.
Hazreti Peygamber ve sahabeleri
Bir muharebeden dönerlerken geri
Ashabı- ı kiram çok aç kalmış idiler,
Gelip Peygamberden taam dilediler.
Peygamber dua edip Hak’tan diledi.
O anda Cebrail yanlarına geldi.
Cennetten bir tabak hurma getirmişti,
Fakat hurmalardan biri yere düştü.
Cebrail dedi ki:
“Bu hurma sizin ümmetinizden,
Ahmed Yesvî adlı Birinin kısmetidir.”
Sahabeden bir Arslan Baba var idi,
Ahmed-i Muhtar’a sadık bir yâr idi.
Peygamber çağırıp onu huzuruna,
Bu hurmayı verip, şöyle buyurdu ona,
“O ümmetimin zübdesidir, onu gör,
Nerde bulursan bu hurmayı ona ver.”
Nasıl bulacağını talim eyledi,
Onunla meşgul olmasını söyledi.
Peygamber’in duası bereketine,
Arslan Baba yaşadı yüzlerce sene.
Her gittiği yerde hep onu aradı,
Emaneti teslim etmekti muradı.
Dört yüz sene zaman geçmişti aradan,
Geldi Yesi şehrine şeyh Baba Arslan.
Ahmed’i mektebe gider iken buldu,
Selam verdi, Ahmed selamını aldı.
Ardından Baba’ya şu suali sordu,
“Ey baba bana bir emanetin vardı”?
Arslan Baba şaştı, sorulan suale,
Hayret edip kaldı bu acayip hale.
“Ey çocuk nereden bilirsin sen bunu?”
Dedi;” Bana Allah’ım bildirdi onu.”
Arslan Baba da ona adını sordu,
O çocuk “Ahmed” diye karşılık verdi.
Baba, emaneti ona teslim etti,
O’nu İlahî makamlara iletti.
Bir sene sonra da orada öldü,
Cenazesi Yesi şehrine gömüldü.
İbrahim Sağır
Şahamettin Kuzucular
9 years ago
İbrahim Sağır
9 years ago