MESELÂ

07.06.2016


Hep meselâ diyordum ya canım... İşte yine: 

Senin ismin ile söze girince 
İnceden bir rüzgâr esti meselâ. 
'Adam gibi sevmek' diyorduk hani; 
Yalnızca bizlere hastı meselâ. 

Boynunu bükerken o lila sümbül 
Ne bağban anladı; ne lâle, ne gül. 
'İmdat! ' diye feryâd ederken bülbül 
Seni görüverdi, sustu meselâ. 

Seni düşünürüm, titrerim canım; 
Sensin hem bu yanım, hem diğer yanım. 
Bilmem ki nedendir bu heyecânım? 
Yüzümü bir ateş bastı meselâ. 


*****

Mâzîyi, âtîyi, her şeyi silip 
Keder cânevime oturdu gelip. 
Bir (Hû!) nefesiyle neyden yükselip; 
Perişân eyleyen sesti meselâ. 

Bir ana gibiydi şefkatli yârdı, 
Üstüme titrerdi; sevip, sayardı. 
Kaşını çatmaktan hicâb duyardı; 
Durup dururken de küstü meselâ. 

Acı, tatlı nice günler devirip 
Bunu da yaşadık zamana erip. 
Başını bir yana, şöyle çevirip 
O gül cemâlini astı meselâ. 
 
*****

Yaprağa, dikene, güle gülerdi 
Kendini unutup ele gülerdi. 
Ağlanacak hâle bile gülerdi; 
Aslında; bence o yastı meselâ. 

Bir anda altına düştük eleğin, 
Sustum, söylemedim bu güne değin. 
Gün göstermeyen şu kahpe feleğin, 
Biraz da bizeymiş kastı meselâ. 

Yaşandı ve bitti elemli dünler, 
Neler getirecek kimbilir günler? 
Sanki yaşanan o bütün hüzünler, 
Hayallerimdeki sisti meselâ. 

Esat ANIK
Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da
esatanik540
Esat Anık9 yıl önce
@esatanik540 | Çok teşekkür ederim. Eksik olmayınız.