MEZARSIZ ÖLÜLER ŞEHRİ GAZİANTEP’DE GEZİNİRKEN…

07.06.2016

Kentler, içinde binlerce insanları barındırır. Sancısı, acısı, neşesi, sevinci ve ümitleriyle bu şehirler insanlar tutunmaya çalışır. Kentler, insanların kıyasıya hayat mücadelesine sahne olmakla beraber kendi kültürlerine de içinde taşırlar. Kentlerin tarihi mekânlarında yaşamaya çalışan insanlara tarihi bir hisle bakıldığında, eski zaman hayatlarının yeni bir suretle günümüzde berdevam etmesi gibi, yansıması gibi gelebilmektedir. İşte biz de ayaklarımızı bastığımız böylesi duygu ve düşünceler içinde biraz da mistik bir mülahaza ile  “Mezarsız Ölüler Şehri” olarak da nitelenen şehri ve gaziler şehri olan Gaziantep’teyiz.
       Gaziantep’te görev yapan kızım ilk gün mihmandarım oluyor.  “Gaziantep’in gezilecek neresi var?” diye sorduğum da, beni alıp Gaziantep Kalesine götürüyor.
        Bahar ayının biraz sıcak bir günüdeyiz. Kaleye doğru yavaş yavaş ilerliyoruz. Kale girişinde Gaziantep’in kahraman şehit ve gazileri bizleri karşılıyor ve adeta “Biz buradayız” diyor.
        Gaziantep Kalesi, “Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesinin de etkisiyle önemini daha iyi hissettirdiğini görmek mümkün..Panoramik müze, istiklal Harbinde kahramanlıkların yaşandığı ve unutulmayan bir kent savunmasının nasıl ve ne hallerde verildiğini anlayabilirsiniz. Gaziantep savunmasında halkın; kadını, erkeği, yaşlısı, genci ve çocuğuyla verdiği büyük bir kahramanlık örneğini genç nesillere unutturmamak adına kronolojik olarak fotoğraflar, rölyefler, heykeller ve maketler ve ayrıca bu çalışmaların aralarına konulan ekranlarla anlatılmaktadır.
        
      MEZARSIZ ÖLÜLER ŞEHRİ’Nİ SAVAŞ MÜZESİNDE GÖRÜN!     
       Şehrin muhtelif yerlerinde gördüğümüz bu kahraman insanların heykelleri ve gözümüze takılan anlamlı satırlar… Bize şunu anlatıyor: İstiklal Savaşında Gaziantep’in kahraman insanları yardıma muhtaç olmasına rağmen Ankara Hükümetinden yardım alamadan kendi savunmasını yapıyor. Gaziantep’in MEZARSIZ ÖLÜLER ŞEHRİ” olarak ifade edilmesi de bundandır. Bu mücadelede bu insanlar savaşta düşmana verdikleri amansız mücadele bir yana açlıkla da büyük bir imtihan vermişler. Gaziantep Belediyesinin yaptırdığı takdire şayan Gaziantep Savaş Müzesi’nin giriş kapısında ki su cümleler çok şeyler ifade ediyor:
       Dur Dünya!
       Selam dur,
       Burası Antep!
       İstiklal için ayağa kalkan
       Madalya, mükâfat istemeyen
       Mezarsız ölülerin şehri!...
 
        Antep düşerse dara
       O şehitlerin torunları,
       Vatan için, bayrak için
       Dimdik ayakta!...
             İkinci gün Gaziler caddesindeyim.
             Nedendir bilemiyorum ama bu cadde beni sarıyor sarmalıyor. Bir anda önümde Osmanlı giysili fesli birini görüyorum. Cadde ortasında bardaklara doldurduğu bir içeceği bedava dağıtıyor. Halk bu adamın etrafını hiç boş bırakmıyor. Bir süre bu adamı seyrettikten sonra bu adama yaklaşıyor ve elinden bir bardak ta ben alıyorum.  Ne içtiğimi bilmeden soruyorum:
-Nedir bu dağıttığınız şey?
-Meyan kökü suyu efendim.
Tadına alışık olmadığım meyan suyuna halk büyük rağbet gösteriyor. Satıcı adam
elindeki meyan suyunu bitirince başlıyor bunun faydalarını sıralamaya. Buradan ayrılıyorum. Birkaç adım sonra bir de bakıyorum gözlerime “Asmalı Konak” levhası işliyor. Öncelikle biraz şaşırıyorum. “Asmalı Konak” dizisi televizyonlarda gösterilip ilgi çekince bu zeki müteşebbis, bölgemizdeki konağının adını levhaya hemen yazdırıvermiş. “Asmalı Konak”tan gözlerimi ayırdığım anda karşımda “Üç Maymunlar” oynayan bir heykel görüyorum. Bir cafenin balkonunda üç işçinin üç maymunları oynayan hali ilgi çekiyor.
       Gaziler Caddesi, bazı caddelere göre bana daha bakımlı geliyor. Bu cadde ve yakınındaki caddeler, sokaklar adeta insan kaynıyor. Bu bölge tekstil, giyim, triko, hazır giyim açısından en yoğun bir bölge konumunda olduğu intibaını ediniyorum. Gaziantepliler adeta giyim işlerinin büyük çoğunluğunu buradan karşılıyorlar.
       Bir milyonun nüfusu aşan Gaziantep’in Çarşısı her yönüyle belki de en fazla ilgi çeken bir yeridir. Zira “Çarşı”yı bir çırpıda anlatmanın mümkünatı yoktur.
       Özelliklede tarihi mekânların yoğun olduğu cadde ve sokakları…
       Gaziantep’in tarihi burada yaşıyor, kalbi burada atıyor desek mübalağa etmiş olmayız.
       “Kültür Yolu olarak: 18 han, 9 hamam, Mevlevihane ve daha birçok taşınmazı kültür varlığı ile Kültür Yolu büyülüyor” deniliyor.
         
      KÜLTÜR YOLUNDA NELER VAR?
     Kültür Yolu olarak belirlenen yol tarihi oldukça zengin bir mirasa sahiptir. Kültür Yolun projesinde neler var? Şunlar var: Köprübaşı Sokak, Şirvani Camii Sokak, Pazar Sokak, Lala Paşa Caddesi, Uzunn Çarşı,  Hamdi Kutlar Caddesi,  Boyacı Cami’ni de içine alan Gümrük Caddesi, Alaüddevle Sokak, Meyvacı Çarşısı, Bakırcılar Çarşısı, Buğday Arasası, Almacı Pazarı, Şire Han ve Yemiş Han. Toplam 5,5 km’lik cephe, 3,5 km’lik yol…
      Kültür yolunda gezinirseniz göreceğiniz hanlar, hamamlar bir yana; Zincirli Bedestan, Almacı Pazar, Bakırcılar Çarşısı, Hasırcılar Çarşısı, Köşker Çarşısı, Eskici Çarşısı, Atar Çarşısı, Haphapcı Çarşısı, Kendirci Çarşısı, Külekci Çarşısı…
     
     BAKLAVA YEMEDEN GİTMEYİN!
     Her tarihi mekân bir çarşı sanki ve bu çarşılarda ne ararsanız var. Gaziantep denildiğinde ilk akla gelen Gaziantep fıstığı ve baklavası. Bu bakımdan adım başı bir Antep fıstığı ve Antep baklavası satan dükkânla karşılaşırsınız. Gaziantep baklavasını Gaziantep’te yediğiniz de hakiki baklavanın vatanı burasıdır diyebilirsiniz. Kuru ve yaş tabir edilen baklavalar… Ve dolayısıyla baklavaların tamamı fıstıklı yapılıyor. Cevizli baklava ancak sipariş nedeniyle yapılıyor.
      Gaziantep Çarşısında Her türlü baharat, çerez, kurutulmuş sebze-meyve, salça, pekmez, pestil... vs. görmeniz mümkündür.
       Gaziantep’in yemek kültürü de görülmeye ve tadılmaya değer. Gaziantep mutfağında yaklaşık 252 çeşit yemek türü yer aldığı belirtiliyor. Gaziantep mutfağı denildiğinde akla ilk gelen yemekler arasında bulunan kebap çeşitleri, bilinen türlerinin dışında yeni dünya, sebzeli, ayva, elma, firenk, simit, patlıcan, kazan, kabak, Kilis, ekşili, mantar, yoğurtlu ve ayvalı ve tas kebapları olmak üzere 32 türde yapılıyor. Yine mutfakta 26 çeşit köfte yapılırken, 27 çeşit pilav, 15 çeşit dolma, 26 çeşit etli yemek, 15 çeşit turşu ve 22 çeşit helva bulunuyor. Yoğurt yemeklerinin de hatırı sayılır bir yeri olan Antep mutfağında çağla aşı, orman, sahte yuvarlama, bakla, çiğdem aşı, bezelye, elma aşı, fasulye, kabak, keme, köfte, mantar, patates, soğan ve yuvarlama, ilk akla gelen yoğurtlu yemekler olarak dikkati çekiyor. Hayli zengin olan yemekler arasında simit kebap, sebzeli kebap, yuvarlama ve özellikle fıstıklı şekerli börekten ( tereyağlı baklava lezzetinde) tatmanızı öneririz.
    
HAYVANAT BAHÇESİNİ MUTLAKA GÖRÜN!
     Büyükşehir Belediyesi tarafından tanzim edilen Hayvanat Bahçesi Burç Ormanı içerisinde en geniş alana sahip1000 dönüm arazi üzerine tahsis edilmiş. Türkiye’de 1. dünyada 4.sırada olduğu belirtiliyor.250 hayvan türü bulunan Gaziantep Hayvanat Bahçesi, 19 Mayıs 2001 yılında hizmete açıldı.
    Kuş kafesleri içinde kuşları seyretmek ve kuşların cıvıltılarını dinlemek size ne kadar mutluluk verirse akvaryumlardaki deniz ve tatlı su canlılarını izlemek de sizleri o denli rahatlatıp dinlendirecektir.
     Güzel peyzaj çalışması ile dikkat çeken Hayvanat Bahçesine her yıl turistlerin ilgisi artıyor. Yurt içinden ve yurt dışından ziyaretçiler geliyor. 5 Ay içinde 400 bin ziyaretçi Hayvanat Bahçesini gezmiş. Geçen yıl 800 bin kişi birbirinden ilgin hayvanları görmek için Gaziantep’e gelmiş.
      Gaziantep, tarihi dokusuyla, geçmişten gelen ve halen icra edilen mesleklerle adeta Osmanlılar devrinde yaşadığınızı size hissettirmektedir. Nüfus hızla artıyor. Yeni semtler, eski sokaklar, pazarlar… ve damak zevkine bağlı güneydoğunun yükselen şehirlerinden bir şehir. Gaziantep’in kaplanlarını da unutmamak gerekiyor.
        Bu şehrin özellikle tarihi çarşında kendime bir yer buluyor ve kısa bir seyahatte adeta tarih içinde yaşadığı hissettim.
 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Şahamettin Kuzucular

Şahamettin Kuzucular

8 years ago

Antep'e defalarca gittim Hayvanat bahçesini gezmediğim gibi Antep'e "Mezarsız ölüler şehri" de dendiğini bu yazı sayesinde öğrendim. Değerli editörümüzün bakış açısından Antep hakkında bilmediğim ne çok şeyin olduğunu da anlamış bulunuyorum.

Şahin Mutlu

Şahin Mutlu

8 years ago

Muhterem Dost, ilkokul sıralarında gezici film gösteren bir ekibin"Şahin'i vurdular köprü başında!... "filmini izlemiştim... O gün hakim olamadığım gözyaşlarımı hatırlattınız... Teşekkürler...Ayrıca ismimle örtüşen"Şahin Bey" ve Şahinbey Belediyesi ve Gazi şehri Ayıntap'ın belleğimde ayrı bir yeri var...paylaşımınız için teşekkürler... " Dur Dünya! Selam dur, Burası Antep! İstiklal için ayağa kalkan Madalya, mükâfat istemeyen Mezarsız ölülerin şehri!..." .../Bu güzel ifadedeki son dizeyi şöyle sunmak isterdim:" Mezâr-ı zâr ve / Şehîd-i mazlûmlar diyarı..." Çünkü, "-ölüler" sözcüğü bende soğuk bir çağrışımdır!...Hele hele istiklâl şehîdleri ve mazlûmlar için bu sıfatı hiç kullanmak istemem... / Selam ve muhabbetle kalınızı Cân Dost...

Osman Aytekin

Osman Aytekin

8 years ago

İlgileriniz için teşekkürler, sağ olunuz, var olunuz. Saygılarımla.