Mihmân
Osmanlıca yazılışı: mihmân : مهمان
Mihmân, Farsça kökenli dilimize de Farsçadan girmiş isim soylu bir sözcüktür. Sözlüklerdeki anlamı ile misafir, konuk anlamına gelir başka bir deyiş ile Türkçedeki eş anlamlısı konuktur.
Mihman, tasavvuf edebiyatında dahi kelime anlamı ile kullanılmış, mihmanı yani misafiri ağırlamak, yedirmek, içirmek, onun gönlünü hoş tutmak, ibadet sayılmıştır. Mihmanın Hızır Aleyhisselam olabileceğine dahi inanılmış, bu nedenle eski devrilerde tekke ve dergâhlarda her gelen misafir Hızır gelmiş gibi izzet ve ikrama gark edilmek istenmiştir. ( BKZ Hızır Kimdir Şiirlerimizde Hz. Hızır Tasavvuru)
Mihman, eski devrin adetlerinde “ Tanrı misafiri” şeklinde görülen bir konuktur. Divan şiirinde ise bu bağlamları ile aşığın konukları için açtığı bir gönül hanesi kapsamındadır. Bu bakımdan kapıya gelenleri geri çevirmek, misafire alakasız davranmak ayıp karşılanmış; eski devrin adetlerinde misafiri mümkün olduğu kadar ağırlamak teşvik edilirken, onu iyi ağırlamamak veya eve kabul etmemek büyük ayıp sayılmıştır.
“Divân şiirinde genel anlamı yanında daha çok âşığın gönül evine sevgilinin hayal veya gamının misafir oluşuyla söz konusu edilir. “ [1]
Eski edebiyatta en çok ağırlanmak istenen konuk sevgilidir. Şairin gönlü her daim sevgiliyi misafir etmek umuduyla doludur. Âşık sevgiliyi kendine mihmân edemese bile onun hayali için gönlünde bir yer açıp onu misafir etmektedir. Divan şiirinde en çok mihmân edilmek istenen diğer bir varlık da sakidir.
Çokdan ey sâki gelüp sînemde mihmân olmadın
Derdime destindeki sâgarla dermân olmadın Nedim
Dün gice ol mâh-ı mihr-ârâyı mihmân eyledüm
Hüsnini dil mülkinin tahtında sultân eyledüm Cem Sultan
Ey tıfl-ı nâz bir gece mihmânım ol benim
Gir câme-hâb-ı sîneme gel cânım ol benim Nedim
Her gice dil ħayālüňi mihmān alur gider
Gör himmet-i gedāyı ki sulŧān alur gider MÜNÎRÎ ( 1521?)
Dilde gam var şimdilik lûtf eyle gelme ey sürûr
Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne Râsih
Buna rağmen mihman gelmesi istenmeyen konuklar da vardır. Bunların başında dert, tasa, gam, ayrılık üzüntüsü vb gelmektedir.
Gelir mihmân-ı gam cânâ şeb-i firkat hücum eyler
Gönül zenbûr-veş inler ne bal eyler ne mum eyler Taşlıcalı Yahya
Ben cânımı ol câna mihmân itsem gerekdür
Cân Yûsufın Ken‘âna sultân itsem gerekdür Ümmi Sinan
Bize mihman geldi şad oldu gönlüm
Mihman canlar bize safa geldiniz
Kasavet kalmadı bahar yaz oldu
Mihman canlar bize safa geldiniz Pir Sultan Abdal
Yalancı dünyâya aldanma yâ hû
Bu dernek dağılır dîvân eğlenmez
İki kapılı bir vîrânedir bu
Bunda konan mihmân göçer eğlenmez Aziz Mahmut Hüdayi
KAYNAKÇA
[1] İskender Pala , Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, s.329