Mısır heykel sanatı

21.08.2016

 

https://4.bp.blogspot.com/_q5KlmdfTujo/SH64BPM_0uI/AAAAAAAAAbM/l78EgyU4ca0/s400/Nefertiti.jpg
 

Nefertiti - Mısır Büst- 

Mısır heykel sanatı

Yeni imparatorluk döneminin en güzel eser, Amerna şehrinde bulunan Kraliçe Nefertiti’ye ait olan büsttür. Sanatçısı bir yanda geleneğe bağlı kalmaya çalışırken, bir yandan da modelinin şahsi özelliklerini betimlemeye çalışır. Gize piramidinin yanında bulunan Sfenks Heykeli ise eski krallığın krallarından olan Kefren’nin portresini taşır.

Rölyefler daha çok  tapınak ve mezarların duvarlarını süsler. Mısır rölyefleri daima bir olayı anlatır. Rölyeflerde baş, kollar, ayaklar, bacaklar ve gövde profilden; gözler ve omuzlar ise cepheden gösterilir.

Mısırlı heykelciler genelde granit veya porfir gibi sert taşlarla çalışırlardı.. 3 000 yıl boyunca üslup hiç değişmedi. Cepheden görüntü kuralına sıkı sıkıya bağlı kalındı. Baş, gövdenin üst bölümünün ekseninde, kollar bedene yapışık konumdaydı. Bu da kişiliklere kutsal bir boyut kazandırıyordu.

Mısır sanatı çoğu zaman bir alçak kabartma sanatı olarak karşımıza çıkar. Çıkıntılar azdır. Yılan-Kral Steli’nde olduğu gibi (M.Ö 2900’e doğru) kişiler profilden resimlenir. Bu eserdeki şahin-yılan karışımı figür, boş bir fon üzerinde en sade haliyle belirir. Tahta,Seramik veya Cam hamurundan yapılmış heykelciklerin yanı sıra dev Heykeller de bulunmuştur. Büyük kaya parçalarına oyulmuş sfenksleri bu dev heykellerin en güzel örneğidir. Akıl almaz büyüklükte bir kayadan yontulmuş insan başlı dev aslan heykeli Gize Sfenksi (M.Ö. 2500’e doğru, Kahire yakınlarında) hem kültesellik, hem de bütünlük görüntüsü açısından değer taşır. Pençeler ise taşınıp getirilen ekleme taşlarla yapılmıştır.

Katı kurallar üzerine kurulmuş olsa da, Mısır heykelciliği gerçekçilikten uzaklaşmaz. Louvre Müzesi’nde bulunan Bağdaş Kurmuş Yazıcı (M.Ö. 2700’e doğru) bu açıdan çarpıcı bir eserdir. Duruştaki simetri yüzdeki güçlü ifadeyi etkilemez. Gövdeye uygulanan renkler ve göz çukurlarına kakılan siyah beyaz mine, figürden taşan canlılığı daha da vurgular.

Mısır heykellerinde bir adımı ileri atıp ayakta durmak ya da kolları dizler üstüne koyup oturmak gibi sürekli kullanılan duruşlar vardır. En eski oturan firavun heykelleri 2. sülaleden Hasekhemui’ninkilerdir (Mısır Müzesi, Kahire ve Ashmolean Müzesi, Oxford) Firavun Coser’in gerçek boydaki ilkel, ama çok etkileyici heykeli (Mısır Müzesi) 4. sülalenin el-Gize piramitlerindeki anıtsal heykellerinin habercisi olmuştur. Firavun Kefren’in diyoritten yapılmış heykeli (Mısır Müzesi) ince işçiliği ve ağırbaşlı havasıyla en başarılı örneklerden biridir. Mikerinos ile karısını gösteren heykel ise (Boston Güzel Sanatlar Müzesi) Mısırlıların arduvaz gibi sert taşları işlemedeki büyük ustalıklarını gösteren bir başka örnektir.

Mısır sanatında heykel tipleri 3’e ayrılır:

1-Ayakta duran heykel tipi
2-Oturan heykel tipi
3-Serbest figürlü halk heykelleri

1-Ayakta duran heykel tipi:

Dimdik ve dosdoğru öne bakan heykel tipidir. Vücut ağırlığı iki ayağa eşit dağılmıştır. Heykelde,  bir eksen vücudu tam ortadan iki eşit parçaya böler.

2-Oturan heykel tipi:

Koltuk ya da tahtaya oturtulan heykel tipidir. Dimdik, hareketsiz ve çok sakin figürün başı dosdoğru yere bakar. Eller dizin üzerindedir. Sağ el yumruk şeklinde sıkılmıştır. Bir elin göğüs üzerine konulduğu bazen gözlenmektedir. Ağırlık iki ayağa eşit dağılmıştır.

https://www.lightmillennium.org/2005_16th/image/egypt_statue_of_yuny.jpg
Serbest duruşlu halk tipi heykel                   

3—Serbest figürlü halk heykelleri:. Daha canlı, hareketli ve günlük yaşama ait tüm sahneleri bu eserlerde görmek mümkündür. Mısır’da heykellerin ölü ile birlikte mezara konması, ölenin ruhuna bir sığınak oluşturacağı inancı heykellerin sahiplerine benzememelerini gerektirmektedir. Bu da portreciliğin çok erken gelişmesine neden olmuştur. Portrelerde yüz benzerliği kadar karakterin belirtilmesi de önem kazanmıştır.

Eski krallık döneminde portre heykellerin en önemli olanları Kefre’nin heykelleri ve Gize’deki sfenkstir.

Eski Krallık döneminde firavun heykellerinde ulaşılan bu düzey, o dönemde başka kişilerin heykellerinde ve ahşap ya da kireçtaşından yapılıp üstlerinin boyandığı heykel örneklerinde de sürmüştür. Prens Rahotep ile karısı Nofret’in oturan heykelleri (Mısır Müzesi) ve yönetici Kaaper’in Şeyhü’l-Beled adıyla bilinen heykeli (Mısır Müzesi) bunlar arasındadır. Louvre ya da öteki müzelerde örnekleri bulunan katip heykelleri de bir elinde fırça, ötekinde bir yaprak papirüs tutarak söylenenleri dikkatle izleyen bürokrat tipini canlandırır. Bunlar portre olmamakla birlikte, belli bir kişilik taşıyan heykellerdir.

https://www.freefoto.com/images/14/14/14_14_53---Egyptian-statue--Verona--Italy_web.jpg

Yeni Krallık, özellikle de 18. sülale döneminde heykel sanatının yeniden canlandığı gözlenir. Kraliçe Hatşepsut ile Firavun III. Tutmosis’in son derece duyumsal heykelleri vardır. de uysal bir katip olarak gösteren heykelleri vardır

III. Amenofis’in heykellerinde gözlenen gerçekçi yaklaşım onu izleyen Ahenaton döneminde geliştirilmiş ve onun Orta Mısır’da kurduğu yeni başkentin adıyla “Amarna üslubu” diye anılmıştır. Mısır Müzesi’ndeki bazı heykellerde Ahenaton uzun yüzlü, iri göğüslü, yuvarlak kalçalı olarak gösterilir. Karısı Nefertiti’nin heykelleri de, Louvre Müzesi’ndeki bir örneğinde olduğu gibi, büyük bir duyumsallık taşır. Nefertiti’nin üstü boyalı ünlü büstü ise Kahire’deki Mısır Müzesi’ndedir. II.Ramses döneminden sonra heykelde sürekli denebilecek bir gerileme yaşanmıştır.

Not: Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, Resim,Tablo, kaligrafi, Fotoğraf, minyatür, hat ve  benzeri çalışma  ve araştırmalarınızı, sitemize üye olarak ,  bize başvurarak ESA'da paylaşabilir, kendinizi ve ürünlerinizi tanıtabilirisiniz.

 

 BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya s_kuzucular@hotmail.com

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar