KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarMizah Nedir Özellikleri Mizahçı Mizahi Anlatım

Mizah Nedir Özellikleri Mizahçı Mizahi Anlatım

04.12.2019

 

 

Mizah Nedir Özellikleri Mizahçı Mizahi Anlatım 

Osmanlıca yazılışı mizah :  مزاح

Mizah kelimesi Arapça kökenli bir isimdir. Kelimenin aslı ise "müzâh" şeklindedir. Fakat bu kelime Osmanlıcaya mizah şeklinde geçmiş ve günümüz Türkçesinde de bu haliyle kalmıştır.  Türkçedeki anlamları: şaka, latife, eğlence, alay, şekillerindedir.

Mizah kelimesinin Türkçedeki eş anlamlısı gülmecedir.
Mizahi: İçinde mizah gülmece bulunan,
Mizahçı: Mizah sanatçısı.

Maksadı güldürmek olan fıkra, karikatür,  roman, şiir, hikâye, roman veya resimlerdeki güldürme amaçlı yaklaşım biçimi mizahı meydana getirir.  Bu nedenle mizah;   resim, film, tiyatro, konuşma, yazı ve anlatım türlerinde bulunan güldürme amaçlı yaklaşımlar olmaktadır.

Güldürme amacı gündelik hayatta ve konuşma dilinde güldürü amaçlı yapılan latife, şaka, espri, nükte amiyane tabirler ile de gırgır ve şamatalardır.  Dolayısı ile güldürme amaçlı yapılan şakalar, oyunlar, espriler, nükteler,  latifeler, takılmalar, alaylar hatta taklit ve iğnelemeler mizah yapmak amaçlı davranışlar olmaktadır.   Bu nedenle güldürme maksadı taşıyan köy seyirlik oyunları, çocuk oyunları, şakalar gündelik hayatın içindeki mizahi unsurlar olmaktadır. Hatta güldürmek amaçlı bilmeceler, bulmacalar, maniler ve tekerlemeler de mizahi maksat taşıyabilmektedirler.

Türk kültüründeki gündelik hayatta mizahın oldukça yoğun olduğu güldürücü fıkralardan, mani, tekeleme, güldürücü bilmece, bulmaca ve köy seyirlik oyunlarından da anlaşılmaktadır.  Nitekim muhtemelen köy seyirlik oyunlarından ortaya çıkmış olan geleneksel Türk Halk Tiyatrosu tamamıyla mizah amaçlıdır.  Karagöz ( perde tiyatrosu, Orta oyunu ve kukla tiyatromuz mizah ve güldürü amaçlıdır.  Ayrıca Türk Halk edebiyatı çok zengin ve çok çeşitli fıkra tiplerine ve fıkra karakterlerine,  sahiptir ki bu ise gündelik hayatında halkımızın mizaha ne kadar yatkın, mizah kültürümüzün de ne kadar zengin olduğunu ortaya koymaktadır.

Mizah ile sosyal yapının ve soysal yaşamın büyük bir alakası vardır. Bir toplumda mizahın ortaya çıkabilmesi için o toplumsal yapıyı oluşturan insanların sosyal bağlarının çok güçlü olabilmesi, insanların ailelerin ve toplumsal kesitlerin çok iyi kaynaşması, mükemmel iletişimler kurması,  ortak yaşam alanlarının ve işbirliklerinin kurulmasını gerektirir.  Çünkü mizah tek kişi ile veya tek kişi için yapılabilecek bir şey değildir.

Güldürme amaçlı yapılan, resim, karikatür veya çekilen film de mizah amaçlıdır.  Komedi türündeki modern ve geleneksel tiyatro oyunları, oyunca,  parodi, kabare vb mizah amaçlıdır.

MİZAH IN KONULARI  

Mizahi kabul edilen her şeyde nükte, şaka, latife, alay ve hiciv de vardır.  Lakin alay, şaka ve latifenin dozunun kaçmaması da önemlidir.  Nükte, latife ve şakanın sınırı zarafetle çizilmeli;  yapılan mizah kırıcı alaya, kaba şakaya, hakarete ulaşan hicve gitmemelidir.  

Mizah’ın belirli bir konusu da bulunmaz insan ve hayatla ilgili her şey mizahın alanıdır.  Sosyal hayattaki her konu mizahın konusudur ama günümüzde mizah belirli alanlarda yoğunlaşmış, daha ziyade, siyaset, politika,  sosyal olaylar,  sosyal hayat, aktüalite üzerinde daha çok yoğunlaşmıştır. Kısaca içinden gülmece, latife, hiciv, nükte çıkarılabilecek her şey mizahın konusudur.  

MİZAHİ ANLATIM

Mizahi anlatım güldürme amacını öne çıkaran anlatımdır.  Gülmeceyi güldürmeyi temel alan anlatımlarda, latife,  nükte,  kara mizah yolu ile eleştir,  hiciv, alaycı bir tenkit, hatta alay da bulunabilir.

Bu açıdan bakınca güldürme amacı taşıyan her şiir, hikâye, roman,  tiyatro oyunu mizahi bir anlatıma sahiptir.  Edebi eserlerdeki mizahi anlatımın amacı sadece güldürmek de değildir. Edebi eserlerde mizah, tenkit, eleştiri, hiciv ve taşlama amaçlıdır.

Bu nedenle mizahi anlatımlarda ironi, tersinleme,   ağlanacak hali güldürerek anlatma, övüyormuş gibi yapıp yerme, yeriyormuş gibi yapıp övme, espri, dokundurma,  şaka yollu takılma, taşlama, iğneleme, alay,  gönderme de bulunmalar ve imalar yapma gibi unsurlar bulunur.

Mizah yapmak için argoya başvurmak, ayıp sayılabilecek konulara değinmek, küfür kullanmak mizahın çirkin yönüdür. Usta mizahçılar, zarafetten çıkmadan, hakarete varan noktalara gelmeden, esprinin, alayın, takılma ve şakaların dozunu ayarlayabilen bayağılığa düşmeden mizah yapan kimselerdir.

Mizahın en sevimli ve güzel yönü, güldürürken düşündürmek, iğnelerken, alaya alırken, şaka yaparken incitmemektedir.   Bu nedenle mizahçının hassas olması, latife sınırlarını aşmaması, kırıcı olmaması, küçük düşürmemesi mizahçının terbiyesini, ahlakını, espri ve nükte gücü ile letafet ustalığını ortaya koyar.

Hakaret, aşağılama, küçük düşüren alay, küfür vb mizah değil açıkça terbiyesizliktir.  Bu yüzden mizahi anlatımın letafeti, mizah dozu iyi ayarlanmalıdır.


MİZAH ÖRNEKLERİ

EŞREF EŞEK VE İZMİR VALİSİ

İzmir Valisi, Kıbırıs’a gidecektir. Uğurlayanlar arasında Şair eşref de vardır. Eşref’in eşeği ölmüş, eşeksiz kalmış ve Eşref, Kıbrıs eşeklerinin çok makbul olduğunu da duymuştur. Vali kendisini uğurlamaya gelenler ile vedalaşırken Eşref’e de Kıbrıs’tan bir şey isteyip istemediğini sorar. Eşref de

  • Kıbrıs’ın eşeği çok makbulmüş bana bir eşek getirirsen çok sevinirim sayın valim. Demiştir.

Vali, Kıbrıs’tan dönerken karşılayanlar arasında Eşref de vardır.  Vali, Eşref’i görünce

  • Seni görünce eşek aklıma geldi. Ben eşeği unuttum der. Etraftakiler gülerken Eşref de cevabı yapıştırır.

  • Mühim değil Sayın Valim, Siz sağ salim geldiniz ya. Eşek olmasa da olur!

 

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da