Monolog Röportaj -Filistin Mescidi Aksa Ve Kardeşlerimiz-
-Sayın Gülveren, bugün şiire az ara vererek yine Filistin’i Mescidi Aksa’yı kardeşlerinizi konuşalım. Zalim olanların tek vazgeçilmezi para ve paranın asıl rezil ustası da şeytandır. Zalimleri şeytan para ile kandırarak vazgeçilmezi haline getirirken, o zalimler bizimde paranın vazgeçilmez uşağı olmadığımızı görerek, kendi koltuklarını düzenlerini yıkacağımızı bilerek, vazgeçilmezimiz olan dine mukaddes olana kardeşlerimize saldırarak bunu başaracaklarını sanarak yanılgı hezeyan yıkım içinde olmaları hakkında neler söylemek istersiniz.
-Kardeşim sen kısaca özetledin banda biraz daha açıklamak düştü yine. İnsan hayatı din ile mutlu olur onunla şekillenir anlam ve mana kazanır. Oysa zalimlerin din düşmanlarının vazgeçilmezi sizinde dediğiniz gibi para ve onunla kandıran ustaları şeytandır. Hayat ya dinle belirlenir insanlığın mutluluğu için çalışılır, ya da para ile şeytanla belirlenir, insanlık yok edilir kendi fikrinde olmayan düzenini yıkmaya aday olduğunu bildiği insanları yok ederek ilerlenir. Yüce dinimiz İslam’ın esas amacı insanlığın mutluluğu refahı ahlâkını bugünün yarınını korumak ve onu sağlam yıkılmaz temellerle kurmak dünya ve ahiret mutluluğu için yol göstermek mazlumları insanlığı düşünerek yol almamız gerektiğini bizlere söyleyerek bunu yapmamızı isteyen yüce Alla c.c. emirleridir vazgeçilmezlerimizdir… Müslüman’a düşen ilk sorgulamaya çalıştığı sorun da hangi eylemlerin dine uygun ve hangilerinin aykırı olduğunu belirleyerek, dine uygun olanı seçmek, dine uygun olmayanı atmak veya bu attıkları ile yol alanları insanları zulümle yok etmeye çalışanları yok ederek, insanlığın huzura erişmesini sağlamaktır. Şimdi Filistin de Mescidi Aksa da kardeşlerimize zulüm eden Amerika ve Siyonist İsrail para vazgeçilmezi olduğu için, para ile her şeyi yapabileceklerini sanarak yol alırken, Müslümanların parayı elinin tersi ile iterek, insanlığın mutluluğunu huzurunu düşünerek yol aldığını görünce bir sarsıntı geçirdiler. Koltukları düzenleri sarsıldı, çünkü Siyonist İsrail ve Amerika insanı sadece sömürü aracı olarak görmüştür, şimdi bu Müslümanları sömüremeyince, sömürdüğü insanlara sahip çıkacağını anlayınca, tüm nefreti ile Müslümanları ve dini karalamak üzere harekete geçtiler, lakin bilmedikleri bir şey var, zulüm çoğaldıkça Allah C.C.hikmeti kardeşlik bağları daha sıkı oluyor, birlik ve beraberliğin manası anlamı gerekliliği birden ortaya çıkıyor.
İşte Amerika ve Siyonistlerin temel sorunu budur, karşısındakini sömüremeyince yıkamayınca, böylesine masum o an savunmasız olan insanlara ve Mukaddeslere saldırarak sindirmeyi amaçlarken aksine, mazlum dediğimiz insanlar daha da güçleniyor, mazlum güçlendikçe zalimler zayıfladıkça nefretleri kat kat artarak şeytanı bir kenara oturtarak, şeytanın aklına gelmeyecek vahşi katliamlarla saldırmaya başlıyorlar. Bu cihanda, insanı düşünen koruyan mazluma varan saran bir biz varız buda imanımızın gereği olarak biz Osmanlının torunları var artık. Diğer İslam ülkeleri kısır çekişmelerle bu düşmanların oyunlarını hemen çözemediği farkına varamadığı için, hala yerlerinde sayarak olanları görmüyorlar ya da paranın sıcak yüzüne şeytanın gizlenmiş karanlık yüzünü görmezden gelerek bir an aldanarak vahşi yüzünü görmeden sırıtarak “bana ne” diyerek birkaç gün sonra aynı vahşeti kendisinin de yaşayacağından habersiz duyarsız kalmayı seçiyorlar. Dün İstanbul yeni kapıda yapılan Mitingle kısık seslere gür ses olan Milletimiz ve Mazlumların gür sesi olan yiğit Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın İslam işbirliği Teşkilatını toplayarak, zalimlere zalim olduklarını haykırarak bir adım atmış oldu. Hepimizde biliyoruz ki bu toplantı yüreğimize bir damla su dökmüştür, lakin yangını söndürememiştir, yangın hala devam etmektedir, bu yangın söndürülemezse bizi de saracak ve yakacaktır.
Mescid-i-Aksa
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi’raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü’min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür Müslüman’a selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu
Mehmet Akif İnan
Hakkârili Esranur Er’in kaleme aldığı ‘Mescid-i Aksa’ isimli şiirinden üç dörtlük:
“Bu suskunluk niye, soruyorum sizlere
Hani Mescid-i Aksa senin ikinci kıblendi
Hani Peygamberlerin diyarıydı Kudüs
Vicdanınız hiç mi sızlamıyor
Kardeşleriniz Mescid-i Aksa’da, Kudüs’te şehit ediliyor
Ne zaman sahip çıkacaksın ikinci kıblene
Nasıl cevap vereceksin yüce Allah’a
Müslümanlar bu kadar zayıf kalır mıydı?
Sen ne olur ağlama ey Kudüs
Ben küçük bir çocuğum ama yüreğim kocaman
Bekle beni ey Kudüs
Sen ne olur diren ey Mescid-i Aksa’m
Seni sahipsiz bırakmamak için
İşgalden kurtarmak için
Seni kurtarmaya, senin için şehit olmaya
Elbet bir gün geleceğim ey Kudüs”
Esranur Er
-Esmanur küçük kardeşimin şiirini okurken yüreğim parçalandı bir küçük kız kadar haykıran olamadık,Rabbim sayılarını arttırsın,selamlarımla.
Mehmet Aluç
Şemsettin Manav
7 years ago
Arif Barutcu
7 years ago
Aslı Kemer
7 years ago
Şemsettin Manav
7 years ago