Muhakemetü'l Lugateyn, Çağatay şairi ve devlet adamı Ali Şir Nevai’nin yazmış olduğu ve Türkçe’nin Farsça’dan daha üstün bir dil olduğunu savunduğu hacmi küçük kıymeti büyük bir kitabıdır. “ Muhâkemet-ül-Lugateyn elli sayfalık küçük bir eserdir. Fakat hacim bakımından küçük olan bu kitap, muhtevasının değeri ile deryalar kadar büyüktür. “ [1]
Muhakemetü'l Lugateyn, sözlük anlamı ile "İki Dilin Duruşması veya İki dilin yargılanması " manasına gelmektedir. [2]
Muhakemetü'l Lugateyn, Kaşgarlı Mahmut’un yazdığı Divan’ı Lüğat Üt Türkî’ nin amacını tamamlamak gayesini taşır. Divan-ı Lüğat üt Türki Araplara Türkçeyi öğretmek maksatlı ve Türkçenin ne kadar üstün bir dil olduğunu kanıtlamak maksadı ile yazılmış iken; Muhakemetü'l Lugateyn ise Türkçenin Farsçadan ne kadar üstün bir olduğunu kanıtlamak amaçlı yazılmıştır.
Alıntılarla Muhakemetü'l Lugateyn : İçeriği Önemi ve A. Şir Nevai
Ali Şîr Nevaî Hayatı Edebi Kişiliği ve Eserleri
Ali Şir Nevai Hayatı ve Şiirleri ( 15. yy )
Mecâlisü'n-Nefâis Edebiyatımızda İlk Tezkire Ali Şîr Nevâî
Muhakemetü'l Lugateyn’den Orijinal Örnekler ve Çevirisi
Orijinal
1-Türk nazmıda çü min tartıp â alem
Eyledim ol memleketni yek-kalem
2-Tört dîvân birle nazm-ı Penç Genc
Dest birdi çikmeyin endûh u renc
3-Nazm nesrim kâtib-i tahmîn-şinâs
Yazsa yüz ming beyt iter irdi kıyâs
4-Bilig tahtı üzre çıkıp olturay
Hayâl ilçisin her taraf çapturay
5-Nümûdâr-ı resmi riyâset kılıp
İbâ eylegenge siyâset kılıp
6-Me ânî sipâhını cân mülkidin
Ni cân mülkidin lâ-mekân mülkidin
7-Yasak birle yitkürmeyin fevc fevc
Ki tutsun çirigni hazîz velî evc
8-Memâlik ki tab eylemiş irdi feth
Ol iklîm kim bolmamış irdi feth
9-Ni iklîm bel kim cihân kişveri
Ki tapmış idi feth-i İskenderî
10-Niçük kim Sikender kizip huşk u ter
Musahhar kılay nazm ile bahr u ber
11-Ki ya nî çikip hâme-i hoş-hırâm
Sikender işige kılay ihtimâm
12-Key bilig mülkin eylegen teshîr
Nîze-i kilk birle â âlem-gîr
13-Çün çikip til salâ-yi nazm salıp
Dehr mülkin bu tîğ birle alıp
14-Nazm kişver-sitânı hem sinsin
Belki sahib-kırânı hem sinsin
15-Yana bu kim alar kılurda rakam
Fârsîni meger ki irdi kalem
16-Ki ni kim kilk savtı saldı sadâ
Fârsî lafz birle taptı edâ
17-Fârsî bilgen eyledi idrâk
Lîk mahrûm kaldılar Etrâk
18-Sin çü nazmıngnı Türktâz itting
Fârsî tildin ihtirâz itting
19-Dehr ara Şeh çü Türk vâkı dur
İl ara Türk lafzı şâyi dür
20-Çün bu ma nîni eyleding melhûz
Türk ulus dağı boldılar mahzûz
21-Kerem eylep ikki kolum koldangız
Söz iklimi sarı mini yoldangız
22-Bu vâdî ara hızr-ı râhım bolung
Kayan yüz kitürsem penâhım bolung
23-Burundın çü kördüngüz yârlık
Besî yitti sizdin meded-kâlık
24-Kiçik irkenimdin bolup kaşıma
Uluğ müdde â saldıngız başıma
25-Çü allımğa kilgen biyik tağ idi
Taşı itik ü yolı bortağ idi
26-Bu bortağlığ birle yüz pîç anga
Çıka almağu dik kişi hîç anga
27-Çıkarğa çü kıldım â azîmet dürüst
Kadem urdum ol â akbe yolığa cüst
28-Kılay dip makâm ol felekveş serîr
İtik taş ayağımğa irdi harîr
29-Kadem urmağım bî-müdârâ bolup
Kim ol hâre yolumda hârâ bolup
30-Min haste ki bu rakamnı çiktim
Tahrîri içün kalemni çiktim
31-Yazmakka bu â ışk-ı câvdâne
Maksûdum imes idi fesân
32-Çün Farsî irdi nükte şevki
Azrak idi anda Türk şevki
33-Ol til bile nazm boldı melfûz
Kim Farsî anglar oldı mahzûz
34-Min Türkçe başlaban rivâyet
Kıldım bu fesâneni hikâyet
35-Kim şöhreti çün cihânğa tolğay
Türk ilige dağı behre bolğay
36-Niçün ki bu kün cihânda etrâk
Köptür hoş-tab u sâfî-idrâk
37-Özümdin işim ye s-i câvid olup
İşimdin köngül dağı nevmîd olup
38-Kulağım bu hâlet ara pür-hurûş
İşitti ki dir irdi ferruh-sürûş
39-Ki ay bülbül-i zâr-ı elhân-serâ
Velî söz riyâzıda destân-serâ
40-Nevâ içre ming lahn sâzıng kanı
Desâtîn-i hâtır-nevâzıng kanı
41-Sanga ança hak lutfı vâki durur
Ki tâ Türk elfâzı şâyi durur
42-Bu til birle tâ nazm irür halk işi
Yakîn kılmamış halk sin dik kişi
43-Sanga Türk ekâlimin eylep rakam
Ezelde nasîb eylemiş yek-kalem
44-Nasîb itti sini merz-bâ
Sinân-ı kalem birle tîğ-ı zebân
45-Ki bu mülk ara kahramân bolğa sin
Ulus içre sâhib-kırân bolğa sin
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
1-Türk şiirinde ben bayrak açıp, o memleketleri tek kalem eyledim.
2-Dört divan ile Beş mesnevi el verdi, bundan sonra sıkıntı ve eziyet çekmeyin.
3-Düzyazı ve nesrimi bilenlerin tahminine göre, hepsi yazılsa yüz bin beyit ederdi
4-Bilgi tahtı üzerine çıkıp oturdum, hayal elçisini her tarafa gönderdim.
5-Hakanlığımı herkese ilan ettim, razı olmayanlara cezasını verdim.
6-Maânî askerlerini can ülkesinden, ne cân ülkesi belki mekânsızlık ülkesinden;
7-Hazırlayarak kafile kafile gönderdim ki askerini yer, belki gök tutsun.
8-Ülkeler ki şâirlik tabiatı feth etmişti, onlar daha önce feth edilmemişti.
9-Ne ülke belki cihân ülkesi, İskender in fethi ile bulunmuştu.
10-Nasıl ki İskender yaş kuru gezmişti, ben de şiirle karayı ve denizi emir altına aldım.
11-Ki yâni hoş salınan kalemi çektim, İskender in işine özen gösterdim.
12-Ey bilgi ülkesini büyüleyen, kalem mızrağıyla alemi fetheden;
13-Dil çekip şiir salasını salarak dünyayı bu kılıçla alan;
14-Şiir ülkesi sensin, belki padişahı sensin.
15-Yine hikâye ederken, eserlerini Farsça yazdılar.
16-Ne zaman kalem sesi yükseldiyse, Fars diliyle eda verdiler.
17-Farsça bilenler anladı, fakat Türkler mahrum kaldı.
18-Sen şiirini Türkçe ile yazdın, Fars dilinden sakındın.
19-Dünyada Padişahlar Türkdür, ülkelerde Türk Dili yaygındır.
20-Bu mânâyı düşünebildiğin için, Türk Ulusu da memnun oldular.
21-İyilik edip iki elimden tuttunuz, söz ülkesine doğru beni götürdünüz;
22-Bu yolda yolumun Hızır ı olun, ne zaman gelsem sığınağım olun;
23-Önceden dostluk gördünüz, sadece sizden yardım geldi;
24-Ben daha küçük yaşlarda iken karşıma çıktınız, başıma büyük davalar açtınız;
25-Zira önüme gelen büyük bir dağ idi, taşı sert, yolu bozuk idi ;
26-Bu bozuklukla beraber yüz kıvrımdan dolayı, ona, hiçbir kişinin çıkması mümkün değil.
27-O yola çıkarken dürüstlüğü şiar edindim, o çirkin yola çalışarak ayak bastım.
28-Felek gibi taht kurayım dedim, sert taş ayağıma ipek gibi yumuşadı.
29-O yola ayak bastığımda dost görünmeyen ve sert taş gibi görününeler yolumda yumuşak ipek oldu.
30-Ben hastayken bu yazıyı yazdım, yazabilmek için kalemi ele aldım.
31-Maksadım bu taze aşkı yazmaktı, hikâye yazmak değildi.
32-Çünkü şiir zevki Farsça idi, onda Türkçe daha azdı.
33-Şiir o dille yazılmaya başlandı, Farsça anlayanlar hoşlandılar.
34-Ben yazdıklarım için Türkçe yi kullandım, bu mesneviyi de hikâye ettim.
35-Şöhreti tüm cihana doldu, Türk illeri de kısmetini aldı.
36-Madem ki bugün cihanda Türkler çoktur, hoş tabiatlı ve temiz anlayışlıdır.
37-Kendimden işim ümitsizlikte yenilendi, işimden gönül dahi ümitsizlendi.
38-Kulağım bu halde çoşarak kutlu meleğin dediğini işitti:
39-Ey şarkı söyleyerek inleyen bülbül, söz bahçesinin destâncısı olan bülbül;
40-Bu nağme içinde bin ezgili sazın hani, gönülleri okşayan destanların hani;
41-Sana o kadar Allâh ın lutfı verilmiştir, Tâ ki Türk Şiirini yaygınlaştırasın;
42-Tâ ki halkın işi bu dil ile şiir ola, halk içinde buna senin kadar vakıf olan yoktur.
43-Allâh sana Türk memleketlerinde yazmayı, ezelde kalem birliği sağlamayı nasip etmiş;
44-Allâh, sana kalem hançeri ve dil kılıcıyla sınır çizmeyi nasip etti;
45-Bu ülkelerde kahraman olursun, bu ulus içinde sahib-kıran olursun;
KAYNAKÇA
[1] MUHAKEMETÜL LÜGATEYN, Ali Şir Nevai, Türk Dil Kurumu, 1996, Ankara
[2] MUHAKEMETÜL LUGATEYN HAKKINDA ALINTILAR ÖNEMİ VE NEVAİ, https://edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?a=/m/Divan-Nesri-Mesnevi-Tarih&id=0