Münşeatü's Selatin Nişancı Feridun Bey

01.11.2014

 

 

FAYDALANILAN RESİM  TDİA, Münşeâtü’s-selâtîn’in ilk sayfası (İstanbul 1274)

 

Münşeâtü’s-Selâtin 

Münşeatlaröncelikle edebiyat ve tarih çalışmaları bakımından kaynak eser niteliği taşıyan eserlerdir. Münşeat Arapçadaki inşa edilenler, yapılar veya kompozisyonlar anlamına gelen ( inşâ )  kökünden türemiştir. Münşeat s: mektuplar, kaleme alınan şeyler; nesir yazıları ,“düz yazı, nesir”  anlamlarındadır. Yazarlarına da Münşi denmektedir. [1] Osmanlı devrinde münşeat sözcüğü devlet bünyesinde çalışan  nişancı, tevkīî, kâtip, memur veya küttâb  gibi görevlilerin yazdığı resmi yazılara, mektuplara vb  ile  şair ve yazarların kaleme aldığı her çeşit sanatlı düz yazıya ve bu yazıların toplandığı kitaplara denmiştir ( bkz  Münşeat Nedir )

Münşeat kelimesi özellikle Tanzimat’tan sonra yazışma şekillerini öğreten ders kitaplarına ad olmaya hukuk ve askerlik gibi alanlarda yapılacak yazışmaların kural ve örneklerini içine alan eser anlamında kullanılmaya başlanmıştır.

Osmanlı nişancılarının en ünlülerinden olan Feridun Ahmed Bey toplam dört yıl dört ay bu makamda kalmıştır. Aynı zamanda münşî, şair ve hattattır. ( bkz Münşeâtü’s-Selâtin Nişancı Feridun Bey )   Feridun Bey’in en önemli eseri Feridun Bey, Münşeâtı olarak tanınan Münşeâtü’s-Selâtin’dir. Bu eser,  Feridun Bey’in hükümdar mektupları ile ferman, berat, fetihname vb. suretlerini derleyip toparladığı önemli bir eseridir.  Münşi Feridun Bey,  Osmanlı tarihinin en önemli kaynakları arasında olan bu eserini 1575’te Üçüncü Murâd Han’a takdim etmiştir. Feridun Ahmed Bey’in şöhretini sağlayan bu eser, ilk Osmanlı padişahından III. Murad’a kadar gelen hükümdar mektuplarının suretlerini ihtiva eden ve kendi alanında yazılmış olan en büyük ve önemli eserdir.

Feridun Bey bu eserinde bazı bölümleri ve olayları Farsça olarak yazmıştır. Buna rağmen yazılan arz-ı haller ise Osmanlı Türkçesi ile yazılmış durumdadır. [2]Arzlarında âlim ve zenginlerin eskiden çok himaye  gördüklerini şimdi ise himaye görmedikleri ve sıkıntı içinde kaldıkları da anlatılmakta, ama fakir halkın ıstıraplarından söz edilmemektedir. [3]

Bu eser İstanbul’da iki defa basılmış tır. (1848) ve (1858) Münşeat-Us-Selâtin Osmanlı devletinin kuruluşundan Murat III’ ün tahta çıkışına kadar olan zaman içindeki vesikaları toparlamış olan oldukça kıymetli vesikaları bizlere ulaştıran bir eserdir.  Bu açıdan bu eser Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan III. Murat zamanına kadar bazı önemli olaylarla, padişahlarla ilgili bilgi ve belgeleri bize ulaştıran pek çok vesikayı derleyerek toparlayan kıymetli bir derleme çalışmasıdır.  Eser yaklaşık olarak 600 civarındaki belge İle donatılmıştır. [4]

Eser, yazılan mektupların rütbelere göre nasıl hitap etmesi gerektiğini, mektupların nasıl bağlanıp sona erdirileceğini de anlatarak yazıcılara ders vermektedir.  Eser bünyesinde toplamış olduğu 600 civarındaki belge İle de örneklemiştir.[5]

Münşeat’ı 1818 ve 1857 yıllarında iki defa basılmıştır.  Her iki baskı sırasında bazı farklar vardır. Aynı zamanda orijinalinde bulunmayan bazı ekler konmuştur, önemli bazı vesikaların başkalarından alındığı Mükrimin Halil Yınanç, tarafından ortaya konmuştur. Bu eser günümüz Türkçesi ile de Halil Yinanç tarafından incelenmiştir. [6]

Çeşitli kütüphanelerde pek çok yazma nüshası bulunan eser,” Mecmûa-i Münşeâtü’s-selâtîn ve Feridun Bey Münşeâtı adlarıyla iki defa basılmıştır (I-II, İstanbul 1264-1265; İstanbul 1274-1275). İkinci baskısı ilk tab‘ından daha mükemmeldir. L. M. Langles, Paris nüshasına dayanıp seksen sekiz belgeyi yayımlamış, M. Wickerhauser de yine eserden bazı seçmeler yaparak kısmî bir neşirde bulunmuş (Viyana 1853), Halil Ethem Bey ise sadece Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi bölümünü Almanca’ya çevirip “Deutsche Orient-Bücherei” dizisinde Tagebuch der ägyptischen Expedition des Sultans Selim I. aus Feriduns Sammlung der Staatschriften adıyla neşretmiştir (Weimar 1916)”  [7] [8]

Münşeatü’s-Selâtin’den

( Feridun Ahmed Paşa, Münşeâtü’s-Selâtin: İstanbul, 1858, Darü’t-Tıbaatü’l-âmire, 2. Baskı Cüz/Cilt/Zeyl: 1. Cilt )

Hümâ Şâh Sultân’a İhsân Olınan Suyun Mülk-nâme-i Hümâyûnun Sûretidür

Nişân-ı hümâyûn hükmi oldur ki; çün zülâl-i inâyet Hudâ-yı lâ-yezâl celle ve Te’âlâ ani’ş-şebîh ve’l-mesâlike hayat-bahşâyı bisâtın emânı ve âmâldür her çend ki âb-ı teşnegân bâdiye-i zindegânî zurûf-ı cismânî ve evânî-i rûhâniyle bir me’vâda fehvâyî ol cûy-ı dil-cûyun reşehât-ı ‘ayne’l-hayâtından reyyân ü sîr-âb ve katarât-ı fâizetü’l-berekâtı ile tarâvet-yâb olalar. Henûz ol çeşme-sâr-ı huşkvârun menba’-ı inficârı katre-i şebnem kadar noksan-pezîr olmaz.

(…)

Leyl ü nehâr akup mülkiyyet üzre mutasarrafa ola. Ol bâbda evlâd-ı emcâd âlî-nijâdumdan ve vüzerâ-yı kâfi re’y-i kifâyet âsârumdan ve sâ’ir nevvâb-ı şevket ve hicâb-ı âsitân-ı a’lâdan ve bâkî eşhâs-ı ‘avâmdan ve ‘amâldan ve gayrıdan hîç ferd mâni’ ü dâfi’ ü râfi’ ü münâzi’ olmaya.

(Feridun Bey, d. 1583. Mecmua-ı Münşe’ât-i Feridun Bey. [Istanbul] : Darüttıbattil’âmire, 1265-1274 [1848-1857]. 2 v. Widener Library, Harvard University, Cambridge, Mass., s. 296)

KAYNAKÇA

  •  

  • [1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/edebiyat-terimleri-mazmunlar/munseat-nedir/68046

  • [2] Mecmuâ-yı Münşeâtü’s-Selâtîn”den Farsça Bir Arz-ı Hâlegeweb2.ege.edu.tr/tid/dosyalar/XVII-2…/TIDXVII_2-2002-08.pdf

  • [3] Mecmuâ-yı Münşeâtü’s-Selâtîn”den Farsça Bir Arz-ı Hâlegeweb2.ege.edu.tr/tid/dosyalar/XVII-2…/TIDXVII_2-2002-08.pdf

  • [4] https://edebiyatvesanatakademisi.com/divan-nesri-mesnevi-tarih/divan-edebiyatinda-munseat-ve-yazilmis-munseatlar/752

  • [5] https://edebiyatvesanatakademisi.com/divan-nesri-mesnevi-tarih/divan-edebiyatinda-munseat-ve-yazilmis-munseatlar/752

  • [6] Feridun Bey Münşeatı”,Mükremin in Halil Yinanç, ” Türk Tarihi Encümeni Mecmuası (T. T. E. M.), xıV /4, s.216-226.

  • [7] Abdülkadir Özcan, MÜNŞEÂTÜ’s-SELÂTÎN, TDV, İA.   cilt: 32; sayfa: 22

  • [8] Feridun Ahmed Paşa, Münşeâtü’s-Selâtin: İstanbul, 1858, Darü’t-Tıbaatü’l-âmire, 2. BaskıCüz/Cilt/Zeyl: 1. Cilt

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar