[mefā˓ilün / fe˓ilātün / mefā˓ilün / fe˓ilün]
1 mür/d-i tāzesi eyler edā-yı ḫidmet-i şeyḫ
şurūṭu üzre ṣaḥ/ḥa degil mi ḫalvet-i şeyḫ
2 henūz tevbe ḳapısı ḳapanmadı ammā
ḳapatdı dergeh-i meyḫāneyi naṣ/ḥat-i şeyḫ
3 nedir o bār-ı ˓amāme o şekl-i sālūs/
amān amān çekilir mi efendi 7ıḳlet-i şeyḫ
4 bu köhne ḫırḳa mıdır yoḫsa ḫārıḳ-ı ˓āde
görülmedi yeŋiden başḳa bir kerāmet-i şeyḫ
5 ridāsını çıḳarıp raḳṣ ederdi dā˒irede
o çengi şūḫi olaydı eger hem-ülfet-i şeyḫ
6 sirişk-i tevbe-yi ˓āṣ/ ile söner dūzaḫ
seb/l-i Kev7er ise cūşiş-i ˓ibādet-i şeyḫ
7 o nev-nihāli severse ˓aceb mi Vehb/-yi p/r
˓aṣā degil mi soŋunda medār-ı ḳuvvet-i şeyḫ
Yrd. Doç. Dr. Ahmet YENİKALE, SÜNBÜL-ZÂDE VEHBÎ DÎVÂNI, Kahramanmaraş 2012