Müsecca
Osmanlıca yazılışı müsecca: مسجع
Müsecca sözcüğü lüğatlarde, secili yazı, secilendirilmiş, sonu veya ortası kafiyeli olan nesir, anlamlarındadır.
Bu bakımdan bu tip secili yazılara “nesr-i müsecca', süslü nesir gibi adlar da verilmiştir. Bir nesrin müsecca nesir olabilmesi için o eserdeki cümlelerin kafiyeli, ses benzerlikleri ile dolu olması gerekir. Müsecca mantığı ile yazılmış cümlelerde cümlenin içindeki birden çok kelimenin arasında ses benzerlikleri olduğu gibi cümleler arasında da ses benzerlikleri olmalıdır.
Bu bakımdan müseccaya kafiyeli nesir veya secili nesir adı verilir. Bu tip nesre âli uslup, süslü nesir de denmiş eski edebiyatta Sinan Paşa ve Negisi bu yönde en dikkate değer örnekler vermişlerdir.
Sinan Paşa'nın Tazarru'nâme’sinden müsecca örneği :
“İlâhî! Sen bana benden yakınsın ve ben dûram; eger ben beni bilmez isem ma’ zûram. İlâhî! Benden ibâdet gerekse, senden inâyet gerek; kuldan itâ’ at gerekse, Hak’ dan hidâyet gerek. İlâhî! Yaramazlıklardan nice korkarsam belâ ola deyü, eylüklerümden ol kadar korkaram, ibtilâ ola deyü. İlâhî! Suçum bildüm kapuna geldüm, redd itme. İlâhî! Bî-niyâzlığun dîvârını sedd itme. ” Sinan Paşa'nın Tazarru'nâme