KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarMüşterek Nedir Müşterek Gazel

Müşterek Nedir Müşterek Gazel

27.05.2020


Müşterek Nedir ve Müşterek  Gazel

Osmanlıca yazılışı müşterek – مشترك, Arapça yazılışı:   مُشْتَرَكْ

Müşterek Arapça kökenli bir sözcüktür.  Arapçada iştirak edilen ortak anlamları ile ilgili sözcükler türetilen  ( şrk ) kökünden gelir. Bu nedenle iştirak, şirk, müşrik, müşterek vb sözcükleri bu kökten türemiştir.

Müşterek kelimesinin sözlüklerdeki anlamları: Birlikte, ortak kullanılan. Elbirliğiyle yapılan, birlik, ortak, birlikte, beraber,  ortak olan anlamlarındadır.

Edebiyatta Müşterek

Müşterek sözcüğü edebiyatta birden fazla şairin ortak olarak yazdıkları şiir anlamında da kullanılır. Örneğin birden çok şair aynı kafiye örgüsü içinde bir gazel yazmışlar ise buna müşterek gazel denir.

Müşterek gazeller en az iki veya daha çok şairin  “mısra mısra ya da beyit beyit birlikte söyledikleri gazellere “ denmiştir. Yani  bir müşterek gazel, bir dizesini bir şair, diğer dizesini diğer şair yazacak veya söylecek şekilde oluşturulabildiği gibi, bir beyti, bir şair;  diğer beyti de diğer şair veya diğer şairler yazıp veya söyleyebilir.

Bu tip gazeller şuara meclisi ortamında da oluşturulabildiği irticalen de meydana getirilebildiği bilinmektedir.  “Müşterek gazeli yazacak olan şairler, bir kâğıda önce mahlâslarının ilk harflerini daha sonra da sırasıyla veya dönüşümlü olarak kendilerine ait mısra veya beyti yazarak gazeli oluşturmaktadırlar. Mahlâs beytini ise bir şair, diğer şairlerin de mahlâslarını anarak yazmaktadır. “ [1]

Bir dilbere dil vir ki belâdur dimesünler    Abdi  

Bir bâdeyi nûş it ki hatâdur dimesünler     Nabi

 

Bir derde esîr ol ki etibbâ-yı zamâne        Abdi  

Vâbeste-i tedbîr-i devâdur dimesünler    Nabi

 

Dök nakd-i sirişkün ser-i kûyında nigârun   Abdi  

Tâ müdde’iyân sana gedâdur dimesünler  Nabi

 

Laht-ı ciger ü nâleni izhâra şitâb it               Abdi  

Tâ kim sana bî-berg ü nevâdur dimesünler   Nabi

 

Abdî gibi âşüfte-i hûbân-ı cihân ol             Abdi  

Nâbî sana tâ ehl-i riyâdur dimesünler       Nabi[2]

Öyle bir dilberi sev ki belâdır demesinler. Öyle bir bâdeyi iç ki hatadır demesinler.

Öyle bir derde esir ol ki tabipler bu derdin devasının tedbirle mümkün olduğunu söylemesinler.

Sevgilinin mekânında cevher gibi gözyaşı dök ki âşıklar  sana yoksuldur demesinler

Ciğer parçalarını ve inlemeni göstermekte acele et ki sana fakir ve aşktan mahrum demesinler

Ey Nâbî , Abdî gibi cihan güzellerini çılgınca sev ki sana riyakâr  demesinler.


[1] Lütfi ALICI , SÜLEYMAN SENÎH VE MÜŞTEREK GAZELLERİ http://turkoloji.cu.edu.tr/ESKI%20TURK%20%20EDEBIYATI/lutfi_alici_suleyman_senih_gazeller.pdf

[2] Lütfi ALICI , SÜLEYMAN SENÎH VE MÜŞTEREK GAZELLERİ http://turkoloji.cu.edu.tr/ESKI%20TURK%20%20EDEBIYATI/lutfi_alici_suleyman_senih_gazeller.pdf

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da