Ta Adem ile Havva validemizden beri mutlu aşk var mı yok mu diye tartışılır durur. Kimisi var der kimisi yok der. Mutlu aşkı bulmak ya da yaşamak için Mersin'in Mut kazasına mı gitmek lazım illaki... Oraya gitmeden bulamaz mıyız Mutlu aşkı ya da o bizi bulsa aramaya filan gerek kalmadan ne güzel olurdu...
Mutlu Aşkı bulmak için mutlu aşıklar olmak mı lazım? Nazım Hikmet ''Sen mutluluğun resmini yapabiliri misin Abidin?'' diye Abidin Dino'ya seslenirken, acaba kendisi ne kadar mutluydu? Ya da mutluluğun resimleri illa ki tablolara mı yansımalı, başka türlü olmuyor mu? Mesela türlü yerken mutlu olamaz mı insan? O zaman siz hemen ''Kaç türlü yersiniz diye de bir soru sorabilirsiniz, bende sayarım, dolma biber, kuru fasulye, yaprak sarması, akide şekerli patlıcan dolması, böyle sürer gider saymalarım...
Biliyorum ki aklınız bir üst paragrafta ki ''Akide şekerli Patlıcan Dolmasına.'' takıldı. Takılmadı demeyin biri bana bu espriyi yaptığı zaman benimde aklım ona takılmıştı... Yok, yok billahi daha şimdiye kadar ''Akide Şekerli Patlıcan Dolması.'' yapan bir hanım ablamız... Takıntıları takıntı yapmazsanız takıntı diye bir şey kalmaz, demişler. Aslında başkaydı, meseleleri mesele yapmazsanız, diye geçiyordu da ben de takıntıya çevirdim. Demirel'den inciler bunlar geçmişten gelen...
Hay Allah Mutlu Aşk'tan nerelere geldik. Antik Çağın antika filozoflarından Sokrates de bakalım neler yumurtlamış. Dostumuz Sokrates ''Mutlaka ne pahasına olursa olsun evlenin, karınız iyi çıkarsa mutlu olursunuz, iyi çıkmazsa da filozof olursunuz.'' diyor... Allah'a şükür bu saatten sonra bizden filozof olmaz, küçük mutluluklar bize o kadar büyük huzur veriyor ki inanılmaz...
Bak şimdi ne geldi aklıma eski artizlerden, İtalyan'dı galiba Ornella Muti vardı. Yav he he he he he! Bilerek yazdık herhalde artiz diye, yoksa bizde biliyoruz kelimenin aslının artist olduğunu, kendi yarı çapımızda, pi sayısının da dayatmasıyla espri yapalım dedik... Çocukken öyle düşünürdüm bu Ornella Muti denen kadın herhalde çok mutlu ki Soy adı bile mutluluk çağrışımı yapıyor insanda...
Bak bak nereden nereye Mine Mutlu diye de bir artist ablamız vardı. Yetmişli yıllarda filmleri pek bir seyrediliyordu, bilhassa erkek seyirciler tarafından, zirvedeydi... Mutluluk diye bir kavram olurda hayatımızda mutluluğun hormonu olmaz mı? Var tabi Serotonin bir de onun ile akraba, hatta amca çocukları mı neymişler, Dopamin Hormonu var, kendini iyi hissetme hormonu da diyorlar... Bu arada bir başka akrabaları olan Endorfin Hormonunu da unutmayalım küser sonra darılır bizlere...
Aşkın matematiğinde bir ile birin toplamı her şeye eşitmiş. Tabi bu matematik biraz bizim ortaokul ve lisede okuduğumu modern matematik ve klasik matematikten çok farklı... Farklı olmasa zaten aşkın matematiği demezlerdi... Gerçek aşk nedir, diye sormuş bir vatandaş, birisi de hemen cevap vermiş ''Gerçek aşk üçüncü kişilerin olmadığı aşktır.'' demişler... ''Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine, dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime.'' demiş Cemal Süreya'da... Aşk bu yaz yaz bitmez, konuş konuş bitmez asla...
Şimdi şuraya "Aşk kalpte başlar dudaklarla beslenir dokuz ay on gün sonra baba diye seslenir." Yazacağım yazmasına da sizde "Onu şimdinin bebeleri bile bizden iyi biliyor." diyeceksiniz... Demiyorum bende.