"NÂZIM HİKMET LA FONTAİNE'DEN MASALLAR" ESERİNE DAİR İNCELEME

21.01.2024

Kitabın Adı: Nâzım Hikmet

                     La Fontaine’den Masallar

                     Şiirler 9

Adam Yayınları, 1987

198 sayfa

Birinci Basım: Haziran 1989

İkinci Basım: Haziran 1990

Kapak Düzeni: Aydın Ülken

Okuma Tarihi: 11-21.01.2024 

     

“Bana kalırsa hakkı var Feleğin

 Yeryüzünde olup biten her şeyin,

 bize göre, sorumlusu o yalnız.

        Hep onun üstüne çullanırız,

        Hep onun kabahatlar, kusurlar.

 Halbuki tedbirsizmişiz, sersemmişiz, ne çıkar,

        Hemen talihimize küserek:

 Hey gidi kambur Felek, deriz, hey gidi kambur felek!..”

                                                                   (Felekle Çocuk, 104.s.)

 

 

                                           NÂZIM HİKMET’TEN LA FONTAİNE ÇEVİRİLERİ

 

           Her fablda, hayvanlar âleminden çeşitli kahramanlar aracılığıyla, farklı insan tiplerinin davranışlarına dikkat çekilerek hem okuyucuya etkili ve özlü dersler verilmiş hem de masallar âlemine keyifli bir yolculuk yapıyorsunuz. Her yaştaki okurun; keyifle, ders çıkararak okuyacağı fabllara yer verilmiş.

             “İşi büyük olanın dertten kurtulmaz başı.”

                                                                ( İki Katır, 12.s.)


              “Benim işime gelmez bu zincirli saltanat!” (Kurtla Köpek, 13-14.s.)


              Fablların her birinden hayata dair dersler çıkararak ilerliyorsunuz. Farklı insan davranışlarının hayatta nasıl bir karşılık bulduğuna tanıklık ediyorsunuz. Gerçek hayatta da karşılaşabileceğimiz insanlar farklı hayvanlarla temsil edilmiş ve bizlere özlü dersler verilmiş. Özlü sözler şeklinde her bir nasihat.


                “İçlerinde en delisi insanoğluydu:

      biz ki, başkalarında pireyi deve yaparız,

      kendimizde deveyi pire.”(Heybe, 17.s.)


                “Kuvvetli her zaman haklı çıkar.” (Kurtla Kuzu, 20.s.)


                

             “Kuvvetten kuvvetlidir:

                          zaman ve sabır.” (Arslanla Fare, 44.s.)


              “  Değirmenci haklı,

        biraz da yetmeli insana kendi aklı.

        Mümkün değil hoşuna gitmek herkesin,

        hem âlemin ağzı torba değil ki dikesin…” (Değirmenci, Oğlu ve Eşek, 59.s.)



            Fabllarda hem çocukların hem de yetişkinlerin alacakları önemli dersler var. Doğru davranışlar sergilemenin bize kazandırdıkları, yanlış davranışlar içinde olmanın da kötü sonuçlarına dikkat çekilmiş. Kendimizi düzeltmenin önemi vurgulanmış.


              “Kötülere iyilik etme pişman olursun:

                onlara ödünç verdiğini geri almak için

                kavga eder, uğraşır, didinirsin,

                durup dururken başına bela bulursun.

                Onlar sarıldıklarına sarmaşık gibi sarılır,

                el versen parmakların avuçlarında kalır.” (Dişi Zağarla Arkadaşı, 39.s.)


              “Sinek ufaktır amma, mide bulandırır,

                düşmanın asıl küçüğünden sakınmalıyız. Bu bir.

                        İkinciye gelince, bazan,

               denizi geçer de derede boğulur insan…” (Arslanla Sinek, 41.s.)


               Şiirselliğin öyküleyici anlatımla el ele vererek okuyucuya çeşitli derslerin verildiği fabllarda, hem çocukların masum dünyasının kıyısından geçiyor hem de büyük dersler çıkarıyorsunuz. İyiliğe, kibirli olmamaya, yetinmeyi bilmeye, tedbirli olmaya, hırslı olmamaya ve daha birçok davranışa dair önemli dersler çıkarma imkânı sunuyor fabllar. Nâzım Hikmet, bu çevirilerle okuyuculara hayata, insan davranışlarının sonuçlarına dair önemli dersler alma fırsatını veriyor. Tabii ders alana!..

                 Atasözlerinin ders verici özelliğini şiirsellikle buluşmuş fabllarda buluyorsunuz. Her fabl; hayvanlar dünyasından kahramanlar aracılığıyla birçok hayat dersi, öğüt veriyor. Her yaşta almamız gereken dersler var elbette. Kim bilir bu derslerden bazısı bir fablda saklı. La Fontain fablları bizim için güzel bir fırsat olsa gerek!

                İyi okumalar, iyi dersler!



ESERDEN BÖLÜMLER:


“İnsanın gözünü hırs bürümemeli,

 kapılmamalı dalgaya,

 yoksa denizde altın arayım derken

          karada kalırsın yaya.” (Çobanla Deniz, 79.s.)



“Zorlamayalım kabiliyetimizi:

 Bu, daha nazik yapmaz bizi.

Ne kadar uğraşsa da kaba saba bir herif

   ne kibar olabilir, ne zarif.

Hoşa gidebilmek vergisi pek az insanda var:

    Allahın sevgili kulları onlar.

    Bu işi bırakmalı onlara.

             Yoksa benzeriz sonra:

sahibine daha sevimli, daha şirin

              görünmek için

       onu okşamağa kalkışan eşeğe…” (Eşekle Küçük Köpek, 80.s.)



“Hem daha sağlam, hem daha iyidir

                   senin olan bir,

 senin olacak olan iki’den.” (Küçük Balıkla Balıkçı, 98.s.)


“Zorun yapamadığını tatlılık yapar.” ( Güneşle Rüzgâr, 118.s.)

 


“Güzelliği över, hor bakarız faydalıya.

 Halbuki çok defa mahveder bizi güzellik.” (*Kendini Suda Seyreden Geyik, 122.s.)


“Merhametli olmak iyidir, ama

 kime karşı? İşte bütün iş burada…” (*Köylü İle Yılan, 128.s.)


“Tedbirsizlik, gevezelik, kibir

         ve faydasızı merakın

hepsi hısım akrabadır, gayet yakın,

        hepsi aynı soydan gelmedir.” (Kaplumbağa İle İki Ördek, 176.s.)


“Bir gün mutlaka ölecek yaşayanlar,

 sizin de, benim de günlerimiz sayılıdır,

 fakat belli değil hangimizin ömrü daha uzun.

 Durmadan çalışmalıyız, çalana kadar

         saatı büyük uykumuzun.” (***İhtiyar Adam Ve Üç Delikanlı, 183.s.)

                           

  

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar