Nazire
Osmanlıca yazılışı : nazire - nazîre : نَظ۪يرَه
Nazire نظيرة sözcüğü Arpça kökenlidir. [1]Arapçada bakarak, benzer anlamlarında kelimler türeten “ nẓr “ kökünden gelmektedir. Bu nedenle nazîre sözcüğü, nazır, nazar, tanzîr تنظير ,nazîr sözcükleri ile aynı kökten gelmektedir.
Nazire kelimesinin Osmanlıca sözlüklerdeki anlamsal karşılığı: Bir başkası yerine olan şey, bir başkasına bakarak yapılan şey, bakarak, görece, benzer, nazar[2] , benzeri, misli, eşi, benzeri, benzerini yapma maksatlı örnek, karşılık gibi manalara gelmektedir.
Terim anlamı ile nazire: bir başka şiire cevaben yazılan şiir, naẓīr نظير anlamında olmaktadır.
Naziregu -naziregû; ise nazire söyleyen manasına gelmektedir. Eski edebiyatta nazire yazmaya tanzîr; nazirelerin derlendiği defterlere veya kitaplara da nazire mecmuası denmiştir.
EDEBİYATTA NAZİRE
Özellikle eski edebiyatta, Arap Fars ve Türk edebiyatlarında şairlerin önceden yazılmış olan ve çok beğendikleri şiirlere, aynı ölçü, kafiye şematiği, aheng ve konu bakımlarından o şiiri taklit ve takip eden benzer bir şiir yazmış olmaları nazire tabiriyle ifade edilmiştir. Eski edebiyatçılar nazire yazmayı, cevap olarak da anlamışlardır. Yani özgün şiire bir nazire yazmak, özgün şiire bir cevap vermek olarak da anlaşılır.
Nazireyi yazan şairin asıl amacı beğenilen şiirden, ahenk, anlam ve söyleyiş bakımlarından daha güzel bir şiir yazmaktır. Böylece nazire yazan şair kendisinden önce yazılmış olan ve çok beğenilen bir şiiri tanzir ederek aynı ölçü, kafiye, ahenk ve konu ile ondan daha güzel bir şiir yazma amacı güder.
Böylece, naziresi yazılan orijinal şiirin bir benzeri daha yazılmış olur. Nazire yazanın amacı orijinal şiiri çalmak, kendine mal etmek vb değil orijinal şiirden daha mükemmel bir şiir yazmaya çalışmak içindir. ( bkz İNTİHAL NEDİR İLMAM NAZİRE VE ETKİLENME İLE FARKLARI )
Nazire yazan şairin asıl amacı kendi sanatçı kişiliğini ortaya koymasıdır. Nazire yazmayı taklitçilik yapmak olarak da değerlendirmemek gerekir. Nitekim edebiyatımızda orijinallerinden daha güzel nazireler de yazılmıştır.Lakin pek çok nazire özgün şiirin kötü bir taklidi, özgün şiirin güzelliğine yaklaşamayan, ahengini ve kafiyesini taklit eden kötü bir benzeri olmuştur.
Nazireler daha ziyade gazel gibi şiirlere yazılmıştır. Fakat, Türk edebiyatında yazılmış Leyla ile Mecnun , Hüsrev ü Şirin ve Ferhat İle Şirin, Yusuf u Zeliha ( Züleyha ) , Vamuk u Azra gibi mesnevilerin pek çoğu, Nizami, Fuzuli, Nevai gibi üstad şairlerin mesnevilerinin taklidi, benzeri yani naziresi şeklindedir. Ayrıca usta bir müellif tarafından yazılan ve çok tesir bırakan bazı dinî, tasavvufî, ilmi ve didaktik eserler de tanzîr edilmişlerdir.
Nazire Mecmuaları
Bazı müellifler eski edebiyatta nazire mecmuları tertip etmişler yani yazılmış nazireleri bir araya toplamışlardır.
Eski edebiyatta tertip edilmiş önemli nazire mecmuları şunlardır:
Nazire Örnekleri
Hayret ey büt sûretin gördükte lâl eyler meni
Sûret-i hâlin gören sûret hayal eyler meni Fuzûlİ
"Bûs-ı la'lin şöyle sîrâb-ı zülâl eyler beni
Kim gören âb-ı hayat içmiş hayâleyler beni Nedîm
Gül yüzünde göreli zülf-i semen-sây gönül
Kara sevdaya yiler bî-ser ü bî-pây gönül Ahmet Paşa
Bir gülüñ sünbülini idübeni cây göñül
İtdüñ uzatmaga el goncesine rây göñü Dede Ömer Ruşeni
Seni bend itdi çün ol zülf-i semen-sây gönül
Kılmadun dahı halâs olmak içün vây gönül Melihi
Sevdüñ ol dilberi söz eslemedüñ vay göñül
Eyledüñ kend’özüñi ‘âleme rüsvây göñül Avni Fatih Sultan Mehmet
Düşeli ışkuna ey ruhları bed-rây gönül
Oldı zülfün gibi âşüfte bu bed-rây gönül Karamanlı Nizami
Çıkalı göklere âhum şereri döne döne,
Yandı kandîl-i sipihrün ciğeri döne döne Necati Bey
Çıkar eflâke derûnum şereri döne döne
Dökilür hâke yaşum katreleri döne döne Baki
Âteş-i gamda kebâb oldı ciger döne döne
Göklere çıkdı duhânumla şerer döne döne MİHRİ HATUN-
Nâr-ı ‘ışkunla kebâb oldı gönül döne döne
Çeşm-i mestünle harab oldı gönül döne döne Hamdullah Hamdi
ÖZGÜN ŞİİR NECATİ
Eşiginden gider oldı dil·i āvāre meded
Dōstlar olmaya mı bu ġama bir çāre meded
Derdüm ol deñlü degüldür ki ̮ola şerbetle ʿilāc
Beni size gerek ise meded ol yāra meded
ʿĀḳıl·i ṣābir idüm ʿāşıḳ·ı şeydā ḳıldı
Yüz urub yalvaruñ ol gözleri saḥḥāra meded
Ey göñül dōstlaruñ uşañ u dil-ber fāriġ
Meger Allāhdan ire dedüñe bir pāre meded
Ey ḥarīm·i ḥaremüñ dār·ı şifā her derde
Şerbet·i vaṣl ile iriş dil·i bīmāra meded
Tāb·ı ḥasretler ile yaḳdı beni nār·ı firāḳ
Serv·i nāz olmaz ise sāye·i dīvāra meded
Zār zār aġlamaġa ẖasta Necātī ḥālin
Dil·i ġam-dīde ile dīde·i ẖūn-bārā meded Necati Bey Divanı ve Seçkin Şiirleri
feʿilātün feʿilātün feʿilātün feʿilün
MİHRİ HATUNDAN NECATİ YE NAZİRE
Eyledi yâr beni derd ile âvâre meded
Ölürem itmez ise hasret ile çâre meded
Öldürürdüm dir imiş zülfiñe çeşmüñ beni yâr
Virme cellâd eline as beni ol dâre meded
Çeşm-i mestüñ yine nâ-hak yire kan eylemesün
Suçunı bildüre katlansun a bir pâre meded
Şerbet-i la‘lüñ imiş haste dile dost şifâ
Demidür eyle devâ bu dil-i bî-mâra meded
Bir nefes kaldı ki, Mihrî vire cân firkat ile
Çıkmasun hasret ile, hey meded, ol yâre meded MİHRİ HATUN- Divanda Bir Afet-i Devran
KAYNAKÇA
[1] https://www.etimolojiturkce.com/kelime/nazire
[2] https://www.osmanice.com/osmanlica-25084-nedir-ne-demek.html