28.05.2020
‘’Beni vur saatin altında seni
seviyorumdur bu
Şiir yazan bir adamın fotoğrafı var
yanımda
Kendi ölümlü sanıyor onu getirdim
ganimettir…’’ (Alıntı)
Bölük pörçük düşler
Karelerin ibaresinde yan gelip yatan
bir göçük
Altında kalan ıstırabı sarıp sarmaladım
da getirdim sana
Bir eskiz ise ömür
Ezkaza yolda kaldığım olmasa bir
rivayet
Günü b/öldüğüm her hecede saklı
göçebe ruhum
Dişlerini fırçalayıp şiirlerin yatıya
kaldığı.
Keman sesi ve tuşlanan insanlık
Duş sesi belli ki şiirler arınıyor
imgelerden
Her namaz vakti nurlu yüzü semanın
Düş birikintilerini uyutup da namaza
duran annemin ihbarı
Elbet kürediği ömründe temize geçtiği
her sayfa
Aşkın salınımında yitip giden bir ölü
gibi
Yalın seyri ömrün de bir ithaf
Kaynayan beyninde ölümün
Öbek öbek asalet.
Kanayan tabiri caizse sefalet
Günü de koşut bilmek nasıl ki zaruret
Şimdi kabrinde dünün, ölümlü bir
seyyah iken
Yüreğin sayacı adeta atardamar
mahiyetinde
Duygulardan akan imgelerin telaşı
Hani olur da taşkınlara sebebiyet
verir
Damlamayan muslukta akan kir değil de
ihanet
Yaşlı şehrin ruhu göçmeden
Geceye de inme inmeden
Düşmeli yollara bir an evvel.
Yürek kazan aşk kepçe
Hörgücü lanetin alttan alan bir
rivayet
Çizip de eşkâlini şehrin
Dokunaklı bir göğü de takibe alıp
kuşluk vakti
Nereye tüneyecekse bunca dirayet
Önünü almalı sözcüklerin
Sırtını sıvazladığım kadar
Islıklanan niyazlarım
Şükür ki Allah katında karşılık bulma
umuduyla.
Camdan sarkıttığım sepete yuva yapan
bunca kehanet
Yerini bulur ya da bulmaz gerçeklerin
hattında
Nöbete duran emir eri mademki kelam
Aşkla sarmaladığım ilham
Kaçkın aklımda saklı nice m/eziyet
Ruhu duymaz da kıtaların
Ne zamanki dalsam derinlere
Sanır ki şair unuttu ve savdı
sırasını
Görmeyi unuttuğu değildi
Görünmezliğin sicilinde bir sabıka
kaydı
Ne zamanki şiir düşmese b/ağrımdan
İdamı kendi elinden kâhin yüreğin
Bir sofu ki nazı niyazı bitimsiz bir
türkünün öncüsü.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın